Erkekler başını nasıl örtmeli?

Haberin Devamı

Biliyorum, şu türban meselesini tartışmaktan hepimizin içine sıkıntı bastı ama ne yaparsınız ki bu ülkede rejim mücadelesi, gelip gelip kızların başını nasıl örteceği meselesinde düğümleniyor.

Yakın tarihe baktığımızda bunun gibi pek çok kavga görüyoruz. “Baş neyle örtülmeli?” sorusu bu ülkeyi yüzlerce yıldır meşgul ediyor.

***


Daha önceleri bu soru erkeklerle ilgiliydi. Şimdi kadınların kapanmasını savunan muhafazakâr erkekler kendi kafalarının açık olmasını ve Frenk kıyafetleri içinde (!) dolaşmayı pek sevdikleri için, bu konuda tartışma çıkmıyor.

Oysa Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk dönemleri erkeklerin kafasını nasıl örteceği sorunuyla çok uğraşmıştı.

***


19. yüzyılın ilk yarılarında padişah, “İslam’ın ilk dönemlerinde Müslümanların esvabı, ancak vücudu örtecek kadar sade idi” diyerek, şatafatlı giysi ve örtülerden kurtulunması gerektiğini belirten bir kıyafet nizamnamesi yayınlamış ve orada “libas-ı takva” kavramını ortaya atmış. (Yani ibadet, iyi ahlak, günahtan sakınma giysisi.) Bir Müslüman örtü ile değil ancak güzel ahlak ve ibadet giysisi ile gurur duyabilirmiş. (Dikkat edin, bunu söyleyen Osmanlı Padişahı.)

***


Yeniçerileri yok eden

II. Mahmut, onların mezar taşlarındaki külahları bile kırdırmış. Bu külah yerine Kaptan Hüsrev Paşa’nın neferlerine giydirdiği Tunus feslerinin giyilmesini emretmiş. Ulema ve softalar hemen ayaklanmış ve “şeriata göre fes giymek caiz değildir” diye nifak çıkarmışlar. Bunun üzerine Şeyhülislam değiştirilmiş ve birçok kişi cezalandırılmış.

***


Sultan Abdülhamit 1903’te süvari ve topçu askerlerine kalpak giydirdiği zaman ulema yine ayaklanmış. Bu sefer fesin din ve iman alameti olduğunu söyleyerek, kalpağa karşı çıkmışlar.

***


Suikast yapılmasından pek korkan Abdülhamit, silah ve bomba taşımaya müsait olduğu için bir dönem çarşaf giyilmesini yasaklamış.

Haydi yine gelsin itirazlar.

***


Görüyorsunuz II. Mahmut döneminde gâvurluk alameti olan fes, Adülhamit döneminde dinin simgesine dönüşüyor.

***


Hele Atatürk’ün fesin yerine şapkayı geçirmesi, iyice gâvurluk olarak adlandırılıyor.

***


Ama bugün, muhafazakâr erkekler kendi kafalarıyla ilgili tartışmaları bir kenara koymuş görünüyor. Bir zaman makinesine binseler de bugünkü Versace kıyafetleriyle 19. yüzyıl İstanbul’una gitseler, “setre pantol” giymiş, sakalını kesmiş, başını açmış diye dayak yemeleri işten değildi.

Kravattan hiç bahsetmiyorum bile.

***


Yüzyıllar boyu süren kırıcı mücadelelerden, isyanlardan, idamlardan, padişah fermanlarından sonra, nihayet erkek giysisinin dinle bir ilgisi olmadığı noktasına varabilmişiz.

Kadınlar için de aynı anlayışa varabilmek ne kadar zamanımızı alacak dersiniz?

DİĞER YENİ YAZILAR