Gazete Vatan Logo

Yüzde 40'tan çok alırız!

Tekin, partisindeki değişimi ve projelerini VATAN’a anlattı

CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak 10 gün önce İstanbul’dan Ankara’ya taşınan Gürsel Tekin, partisinin dokunulmazlık ve YÖK’ün kaldırılmasıyla ilgili “türban pazarlığı yapmadığını” söyledi. Tekin anayasa değişikliği konusunda da iyimser.

CHP’nin İstanbul il başkanıyken son kurultayda parti yönetimine geçen ve geçtiğimiz günlerde Genel Başkan Yardımcısı olan Gürsel Tekin, partisindeki değişimi ve projelerini VATAN’a anlattı:

Öcalan “CHP ile görüşün” talimatı verdi, görüşme olacak mı?

Bunu bilemem. Kararı Sayın Genel Başkan ve MYK verir. Ben kişisel olarak parlamentoda seçilmiş, halkın iradesini temsil eden herkesle görüşmekten yanayım.

“CHP uzun zamandır bölgeden kopuk” suçlamalarına karşı mesaj olur mu bu?

Aslında 3 aydır bölgede arkadaşlarımız çok ciddi bir çalışıyor. Ama kimse CHP’den şunu beklemesin; ‘CHP bir komisyon kurdu, 10 günde bir şey hazırlayıp getirecek’. Hayır öyle değil. Sorun çok önemli, yıllara sirayet etmiş, ötelenmiş, devletin yanlış politikaları olmuş. Öyle bir halde ki bugünden yarına çözülebilecek bir şey değil. Hem siyasi, hem bilimsel boyutu çok önemli bir rapor haline getirilecek.

1989 raporu gibi kapsamlı mı olacak?

O rapor gibi ciddi ve uygulanabilir olacak. 89 yılındaki raporu Türkiye’deki siyasetçiler ciddiye alabilselerdi, bugün bunları konuşmuyor alacaktık. Ama o gün bu konuda çok ciddi emeği olan insanlar neredeyse vatan haini ilan edildiler. Sorun da bu noktaya geldi.

Siz kara çarşaflılara rozet taktınız, Sayın Kılıçdaroğlu, “Laiklik tehlikesi yok” dedi. CHP’de bir eksen kayması var mı?

Asla eksenimiz kaymaz. İki farklı söylemle, düşünceyle ekseni kayacaksa CHP, CHP olmaktan çıkmıştır. 86 yıllık bir partiden söz ediyoruz. Aslında fark şu; AKP itaate eğilimli bir siyasi parti. Patron ne diyorsa herkes onun dediğini yapıyor. Biz sosyal demokratız. Sosyal demSokrat bir partide farklı düşünceler partiyi zenginleştirir. Önümüzdeki günlerde de bu farklı düşünceleri göreceksiniz. Bu kavga, eksen kayması değil partiyi büyütmek, düşünceyi zenginleştirmektir.

Türban meselesinin çözümü için “YÖK ve dokunulmazlığı kaldırın, türbanı çözelim” pazarlığı mı yapıyorsunuz? Bu ne kadar samimi bulunabilir?

Bizim böyle bir şey dediğimiz yok. Nereden çıkıyor, kim söylüyor doğrusu merak ediyorum. Tam tersine Sayın Başbakan ve saz heyeti bir şey bulmuş gibi davranıyor. Kılıçdaroğlu, ‘CHP iktidarında türban sorununu çözeceğiz’ dedi. Şu anda da aynı noktadayız. Ama bunu der demez, ‘Hadi TBMM açılıyor, gelin’ dediler. Talimatla iş mi yapacağız? Siz kimsiniz? Müsaade edin de bu kararı CHP versin. Emirleriniz ve talimatlarınızla olmaz. Biz de Sayın Başbakan 8 yıl önce ‘Başbakan olursam dokunulmazlıkları kaldıracağım’ demişti, bunu hatırlatıyoruz. Hadi buyur diyoruz.

Yani Anayasa’nın tamamının değişmesini öneriyorsunuz?

Demokrat olduğundan söz ediyorsan Siyasi Partiler Yasası’nı da değiştireceksin. Baraj dünyada yok. “Milli irade” diyorsun. TBMM’deki bu siyasi yapı milli iradeyi nasıl temsil edebilir Allah aşkına? Hepsi genel başkanların iki dudağı arasında seçilmiş milletvekilleri. Demokrasiyi işletecekseniz önce yuvalarınızdan başlatın ki toplum size inansın. Paket halinde geçirelim.

Bu dönem çıkma ihtimali zayıf değil mi?

Neden? Getirsin. 330 askeri var, ana muhalefet, muhalefet partileri “evet” diyor. Komisyonu kuralım. 15 gün içinde Türkiye’nin koşullarına uygun bir anayasa yapayım. Ama “2011” diyorlar. Senin 2011’de olup olmayacağını kim biliyor, ne garantisi var? Hazır elimizde fırsat var, senin fırsatın var. Sayın Başbakan bu garantiyi nereden alıyor?

Size de ‘Uzlaşma komisyonuna üye vermediniz, şimdi böyle söylüyorsunuz’ diyor iktidar?

Dün öyle dedim, bugün böyle söylüyorum. Yeni bir anlayış gelmiş, yeni bir lider gelmiş. O zaman ben de döner sayın Başbakan’a, “Cumhurbaşkanına geçmiş yıllarda şöyle dediniz, şimdi hangi noktadasınız” dersem ne olacak? Yüz tane sayarım. Bırakın bunları. Ortada bir realite var. Var mısınız; yok musunuz? Komisyon paketi konuşmaya başlasın. Acele de etmesinler. Siyasi çalışmaların yapılmasına engel değil ki. Ama amaçları bu değil.

Deniz Baykal’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’na “Yüzde 42’ye sahip çıkın” dediği yansıdı?

Biz yüzde 42’ye sahip çıkacağız ama bizi ilgilendiren yüzde 58. Elbette hem yüzde 42, hem de yüzde 58 çok kıymetlidir. Ama biz yüzde 58’in niçin “evet” dediğini soracağız, araştıracağız. “Ey Ahmet amca, Fatma teyze açık senede niye imza attın?” diyeceğiz.

Yani önceliğiniz yüzde 58’de?

Aynen öyle. Yüzde 42’ye saygımız büyük. Yüzde 58’e ise belli ki ya biz kendimizi anlatamadık veya sıkıntının farkında olmayanlar var.

“Türban sorunu çözülecek” diyorsunuz ama somut bir öneriniz olmadı?

Mesele üniversitelerdeki sorun ve iktidarın talebi de bu değil mi? Çok kolay. Öyle anayasal değişikliğe de gerek yok. 15 yıl önceki uygulama neyse o getirilir. YÖK Yasasını değiştirirsiniz. Zaten şu anda üniversitelerin önemli kısmında sıkıntı yok. CHP elinden gelen çabayı gösterir, bu meseleyi çözeriz. Ama sorunu büyütüyorlar. Türkiye 20 yıldır türban sorununu tartışıyor. Türkiye’nin daha büyük sorunları var.

Kamusal alan?

Mümkün değil. Anayasa Mahkemesi’nin kararı var. Ama üniversitelerde derhal çözülmeli ve CHP olarak samimiyiz, elimizden gelen çabayı gösteririz.

Bu söyleminiz tabanınızı korkutmuyor mu?

Korkutmaz. Tabanımızın öyle bir sıkıntısı yok. Bizim tabanımız ve bize oy veren vermeyen insanlar şundan korkuyor; Ciddi bir sosyal baskı var. Tek örnek vereyim. Romanya, Bulgaristan gibi bize benzeyen ülkelerdeki sosyal yaşama bakın, bize bakın. 300 bin nüfuslu ilçede sinema yok. Kimin içip içmediğine belediye karar veriyor. Bunun dünyada örneği yok. Bunlar insanları korkutuyor. Uygulamalara bakınca tedirgin oluyorlar.

Mahalle baskısında rahatsızlık büyük diyorsunuz?

Türkiye’de en büyük mahalle baskısını sayın Başbakan yapıyor. Bir bürokrat 20 defa mahkeme kararıyla dönmüş. Silahlı mücadele yapacak değil ya yargıya gitmiş. Başbakan bu müdürü konu yaptı. Kimse de bu insanın kim olduğunu merak etmiyor. Eroin mi satmış, hırsızlık mı yapmış. Suçu ne? Tek suçu senin gibi düşünmemek. Memur sendikalarının ayağa kalkması gerekir. Çünkü ‘Susma sustukça sana gelecek’. Bu Türkiye Cumhuriyeti Başkanı tarafından konu edilecek sorun mudur? Sonra, ‘AKM’yi yıkacaktık, yargı engelledi” diyor. 17 yıldır İstanbul’da, 8 yıldır Türkiye’de iktidardalar. Dünya başkenti İstanbul’da 1 tane AKM var. Hiç mi utanmıyorsunuz? 5 tane AKM yapsaydın, o bir taneyi yıkmana kim ne diyebilirdi. Kamuda üst düzey yönetimde farklı düşüncede kimse kalmadı. Nasıl güveneceğiz? Mahalle baskısınının mimarı sayın Başbakandır ama bundan vazgeçmelidir. Gazeteceleri toplaması ise doğru bir harekettir.

81 ilin tomografisini çektim

“Kemal Bey rüzgar başlattı” dediniz ama “Rüzgar bitti” yorumları da yapılıyor?

Henüz Genel Başkan’a sunamadım ama 81 ilin tomografisini çektim. Geçtiğimiz hafta yaptırdık. Evet- hayır değerlendirmesi ile 2007, 2009 seçim sonuçlarının analizini yaptırdık. Baktığınızda CHP’nin ciddi bir oy artışı var ama bu yeterli değil. Hemen hemen Türkiye’nin bir çok bölgesinde oylar artmış. Ama artmadığı yerleri konuşmak lazım. Kent merkezlerinde CHP’nin veya “hayır” oylarının artışını görüyorsunuz. Fakat kırsal kesimde “evet” oyları
yüksek çıkıyor.

Doğu ve Güneydoğu’da CHP fotoğrafı nasıl görünüyor?

Biz bu analizde “ne oluyor”a baktık. Doğu, Güneydoğu çok farklı bir coğrafya. Devletin yanlış uygulamaları sonucu ne yazık ki orada siyaset de bitmiş. Bundan önümüzdeki süreçte sadece biz değil tüm siyasi partiler sıkıntı çekecek. Başbakan Van’da 60 panzer arasında miting yaptı. Bu manzaralar hoş değil. El birliği ile çözmezsek, birkaç yıl sonra çok daha zor olur.

Baykal CHP’den ayrılmaz

Baykal- Kılıçdaroğlu buluşmasında tüzük kurultayı gündeme geldi. Yapılacak mı?

Baykal ve Kılıçdaroğlu görüşmesi bence haber konusu olmamalı. Üstelik tecrübe ve deneyimlerinden paylaşılması açısından Sayın Baykal ile daha çok görüşülmeli. Tüzük kurultayı yapılır mı bilemem. İrade sayın Genel Başkanındır. Kendisi ihtiyaç duyar mı bilemiyorum.

Konu bu haftaki MYK’da gündeme geldi mi?

Hayır gelmedi.

Baykal’a yakın isimler tüzük kongresi yapılmazsa partiden ayrılır endişeniz var mı? Baykal yeniden aday olur mu?

Hiç zannetmiyorum. Bizde öyle bir ayrışma söz konusu olamaz. Deniz Bey “kesin aday değilim” diye kendisi de ifade etti zaten.

Sayın Kılıçdaroğlu ile ne değişti?

Sayın Kılıçdaroğlu birçok seçimleri yaşayan biri olarak söylüyorum. İlk kez toplumun her kesimi tarafından eli sıkılan, ‘Resim çektirelim ama ben başka partiliyim’ diyen insanlarla karşılaştık. Bu çok alışılagelmiş bir şey değildir. Müthiş çalışkan. Gece ‘Abi uyu, erken alacağım’ diyorum. Sabah elinde 3 dosyayla iniyor. ‘Abi ne yaptın?’ deyince ‘Gece bilgisaylarda çalıştım’ diyor.(gülüyor) Sayın Genel Başkan ile ‘Gitmediğimiz köy bizim değildir’ diyoruz. Tüm köylerimize gideceğiz. Teşkilatımız ölü evinin yascısı, düğün evinin tefçisi olacaklar.

Teşkilata “Kılıçdaroğlu’na yetişemediler’ eleştirisi geldi?

Kemal beyin hızına yetişemediler doğru ama aksaklıklar düzeltilecek.

33 yıl iktidardalar CHP’yi suçluyorlar

İçişleri Bakanı ‘CHP tüm toplumsal sorunların kaynağı’ dedi, öyle misiniz?

Şunu anlıyorum ki valilerin, kaymakamların saldırısının mimarı sayın İçişleri bakanıymış. Güçlerini oradan alıyorlar belli ki. Bu CHP’ye ve cumhuriyet değerlerine saldırmaktır. Bunu alışkanlık haline getirdiler. CHP en son 1977’de iktidar oldu. 33 yıldır iktidar değiliz. Ama hala çıkmaza girince beceriksizliğin faturasını CHP’ye çıkarıyorlar, partimiz daha sonra ağır bir cevap verecektir.

‘Her şeyi biz biliriz’ diyorlar

Sayın Kılıçdaroğlu ve Başbakan’ın buluşması Ankara’nın özlediği bir görüntüydü galiba...

Şu haksızlığı kimse yapmasın; Başbakan çok mülayim ama CHP, MHP’nin kadroları kötü çocuklar! Böyle bir şey yok. Bu döneme kadar ülkenin başbakanları, bakanları iç ve dış politikada mutlaka ana muhalefet ve muhalefete bilgi verirlerdi. Bunları kaldırdılar, ‘Her şeyi biz biliriz’ diyorlar. Başbakan bunu zaman kaybı gördüğünü söyledi.

“CHP nasıl olsa uzlaşmaz” anlayışı çok yaygın ama?

Her şeyde uzlaşılmak zorunda değiliz. Gidip gelmek, nezaket göstermek ayrı, uzlaşmak ayrı bir şey. Ama o nezaketi göstersinler. Çok ciddi görüşmeler oluyor ama içeriği ile ilgili ana muhalefet ve muhalefete bilgi verilmiyor.

İçişleri Bakanı’nın görüşmelerinden söz ediyorsunuz?

Evet. Biz bu ülkenin vatandaşları değil miyiz? CHP ve MHP’ye bilgi verilmesi lazım. Bu devlet geleneğinidir. Gazete yazar mı diye bakıyoruz, oradan mı öğreneceğiz? Onlar da yazamıyor ya. Bütün bu kanalları kapattığınızda demokrasi, özgürlük lafınız havada kalıyor.

İstanbul’da yüzde 40’tan çok alırız

Ayrıldığınız İstanbul için ne diyorsunuz...

İstanbul sadece benim için özel şehir değil, parti için de çok özel bir konumda. Benim için İstanbul İl Başkanı her şeyden önemlidir. Eski genel başkanımız Deniz Bey iyi bilir, İstanbul İl Başkanlığına geldiğimde iki şey söyledim. İlki, parti içi barışı sağlayacağım. Kongreler CHP’si olmayacak. Dediğimi yaptım, İstanbul Türkiye’ye örnek oldu. 39 ilçe başkanı ve delegasyonun oylarıyla seçildim. Parti içi kavgaya asla müsaade etmedim. İkincisi, 2007’de insanların “22 Temmuz’dan çıktık, AKP yüzde 47” dediği ortamda çıkıp, yüzde 40 hedefi koydum. Ve yüzde 38.3 aldım. Baykal hep hoşgörülü davranmıştır. Farklı çıkışlarım olmuştur ama onlar toplumdan gelen taleplerden kaynaklanmıştır, kendimi tatmin edeceğim talepler değildir.

İstanbul’daki “hayır” oylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben kişisel olarak CHP’nin oyunun yüzde 40’ın üzerinde olduğunu düşünüyorum. Bir önceki seçim ortada. Parti içindeki değişiklik, genel başkanın yarattığı rüzgarla oylarımızın yüzde 40 olduğunu, ama hedefi yükseltmek gerektiğini düşünüyorum.

10 GÜNLÜK ANKARALI

Kaç günlük Ankaralısınız?

10. Şimdilik otelde kalıyorum.

Ankara mı İstanbul mu?

Ankara’ya haksızlık yapmak istemiyorum ama şairin dediği gibi...

Gidişi mi güzel?

İstanbul çok özel bir kent ama Ankara da başkent, İstanbul’dan geri kalır yanı yok. Köyden şehre gelirken adapte olabilir miyim endişesi içindeydim. Ama unutuyor, alışıyorsunuz. Ankara’ya da alışırız belki.

Haberin Devamı