Gazete Vatan Logo

Yüz kızartıcı örnek yok (!)

Bağış: 'AB süreci ilerleme raporunda tek bir yüzümüzü kızartacak bir örnek kalmadı'

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'deki Avrupa Birliği (AB) karşıtı insanların kamu oyunu yanlış bilgilerle zehirleme çabalarına son vermek ve AB ülkelerindeki Türkiye karşıtı ön yargılı zihinleri açabilmek için 2010 yılında iletişim projelerine ağırlık vereceklerini söyledi.

Ocak 2009'da atandığı Başmüzakerecilik görevinde 1 yılını geride bırakan Bağış, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılının çok yoğun geçtiğini, 17 ülkeye 34 dış seyahat yaptığını, yurt içinde ise 32 şehre gittiğini belirtti.

Gezilerin ortalaması alındığında haftanın 1,5 gününü Ankara'da, 1,5 gününü İstanbul'da, 1,5 gününü Anadolu'da, 1,5 gününü yurt dışında, 1 gününü de uçaklarda geçirdiğini ifade eden Bağış, geriye dönüp bakıldığında çok somut birtakım neticelerin var olduğunu kaydetti.

Bağış, 2009 yılında bir ulusal program yayımlandığını, sadece AB sürecine odaklanacak bir bakanın görevlendirildiğini hatırlatarak, 1 yıl içinde yapılan çalışmalar kapsamında Nazım Hikmet'in vatandaşlığının iade edildiğini ve 1 Mayısın tatil ilan edildiğini bildirdi.

Türkiye'de bir zamanlar insanların etnik kökenini söylemeye
korktuklarını, yapılan çalışmalarla bu dönemin geride bırakıldığını vurgulayan Bağış, "Kürtçe ve Ermenice farklı lisanlarda radyo yayınları başladı. TRT Şeş yayına başladı. 32 dilde TRT'nin web sayfası yayına başladı. TRT ile Euronews işbirliği sonrasında Euronews Türkçe yayınları başladı. Avrupa'nın en büyük haber kanalı Türkçe yayın yapmaya başladı. Türk Ceza Yasasında değişiklikler yapılarak, Avrupa standartları yakalandı. GAP Bölgesine 500 milyon avronun üzerinde fon aktarımı yapıldı" diye konuştu.

-"TÜRKİYE BUGÜN HER ZAMANKİNDEN DAHA AVRUPALI OLDU"-

Geçmişte yayımlanan ilerleme raporlarında Türkiye'den hep faili meçhul cinayetlerle ve işkence örnekleriyle bahsedildiğini anlatan Bağış, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün çok şükür, ülkemizle ilgili ilerleme raporunda tek bir yüzümüzü kızartacak bir örnek kalmadı. Türkiye bugün her zamankinden daha Avrupalı oldu.

Cumhuriyetin temel değerlerine, demokrasiye, laikliğe, adaletli bir hukuk devletine, sosyal devlete her zamankinden daha bağlı bir şekilde, daha güçlü bir şekilde ilerledi. Herkesin hayat tarzı, herkesin anadili, herkesin etnik kökeni devletin güvencesi altına alındı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, Alevi vatandaşlarıyla her sene olduğu gibi muharrem ayı iftarında aynı sofrayı paylaştı. Atatürk'ten bu yana ilk defa bir cumhurbaşkanı cemevine gitti. Eskiden hep konuşan bir Türkiye'den bahsedilirdi, halbuki söylenen bir Türkiye vardı. Şu anda kulak veren, empati yapan bir Türkiye dönemine geçildi. Devlet, Roman, Alevi ve Kürt vatandaşıyla diyalog kurdu. İşçisiyle, kadınıyla diyalog kurdu. Bunların hepsi Türkiye'nin AB standartlarında bir ülke olma yolunda hızla ilerlediğinin göstergesidir."


-"DÜNYA, TÜRKİYE'NİN ÖNEMİNİN FARKINDA"-

Bağış, 80 yılın gecikmeleri ve hatalarını 1 günde ya da 1 yılda toparlamanın imkansız olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Ama şöyle geriye dönüp baktığınızda, Türkiye artık dünyada suçlanan bir ülke değil, takdir edilen bir ülke. Bugün dünyadaki 192 ülkenin 151'i Türkiye'ye 'Gel, dünyanın sorunlarını çözmekte bize öncülük et' diyorsa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi için 47 yıllık bir aradan sonra 151 ülke Türkiye'ye oy veriyorsa, yani her 10 ülkeden 8'i Türkiye'den umut taşıyorsa demek ki, yapılanların geri dönüşümü başlamış. Türkiye, Doğunun en Batılı, Batının en Doğulu ülkesi olarak, hem İslam Konferansı Teşkilatının Genel Sekreterliğini yürütüp, hem Medeniyetler İttifakı Eş Başkanlığını yürütüp, hem BM Güvenlik Konseyi üyeliğini yürütüp, hem AB müzakerelerini sürdürüyorsa, demek ki dünya Türkiye'yi takdir ediyor. Demek ki dünya, Türkiye'nin öneminin farkında."

-2010 YILI-

Bu dönemde de mümkün olduğu kadar AB müktesebatına uyum için çabaların süreceğini kaydeden Bağış, "Yeni yeni fasıllar açacağız. Ama burada önemli olan fasıl açmak değil, zihin açmaktır" dedi.

Bakan Bağış, şunları ifade etti:
"Avrupa Birliği sürecinde 2010 yılında ülkemizin, milletimizin standartlarını yükseltmek, daha çağdaş, daha medeni, daha şeffaf bir ülkede yaşamasını sağlamak için gereken adımları atmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak 2010'la ilgili hedeflerimiz ulusal programımız içinde yazılı. Hem Türkiye'deki AB karşıtı insanların kamuoyunu yanlış bilgilerle zehirleme çabalarına son vermemiz gerekiyor, hem de AB ülkelerinde Türkiye karşıtı ön yargılı zihinleri açabilmemiz gerekiyor. Bu nedenle bu dönem iletişime çok ağırlık vereceğiz. İletişim projelerimizde çok artış göreceksiniz. Türkiye'yi AB üyesi ülkelerde tanıtabilmek ve AB sürecimizi Türk halkına daha iyi anlatabilmek için farklı iletişim çalışmaları sürdüreceğiz. Zaten başladık."
AB ülkesi üyelerin büyükelçilerini Konya'ya götürdüklerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte Şeb-i Arus gösterisini izlediklerini belirten Bağış, büyükelçilerin bu gösteriyi izlerken, Türklerin ne kadar sabırlı olduğunu anladıklarını söyledi.

Büyükelçilerin bir hafta sonra da Troya gösterisini izlediğini ifade eden Bağış, "Orada da Türklerin dinamizmini ve Anadolu'nun ateşini görmüş oldular. Biz hem sabrımızı, hem azmimizi ortaya koyacağız. Daha birçok projemiz olacak.

Haziran ayında AB büyükelçileriyle Van Bahçesaray'a gideceğiz. Orada AK Parti iktidarından önce yılın 8 ayı yolları kardan kapanan dünyayla ilişiği kesilen bir ilçede yaşayan herkesin ne kadar usta satranç oyuncusu olduğunu AB üyesi ülkelere göstereceğiz" diye konuştu.


-MUHALEFETİN DESTEĞİ-

Türkiye'deki muhalefetin, demokratik bir rejime ve Avrupa standartlarında
yükselen bir ülkeye yakışmadığını söyleyen Bağış, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ümit ediyorum ki muhalefet aklını başına toplar. Türkiye'nin ortak
sorunlarına, el ele verip ortak paydalarda çözüm bulmak için işbirliğine geçer.

Bu ülkenin sorunlarını hep beraber çözeriz. Biz kesinlikle ötekileştirmeye
karşıyız. Bu toplum hep ön yargılardan, ötekileştirmelerden çekti ne çektiyse.

Onun için biz muhalefetteki arkadaşlarımızı sadece siyasi rakip olarak görüyoruz.

Onları düşman olarak görmüyoruz. Onlar da bizim canımız, ciğerimiz, kardeşimiz.

Onlarla el ele vererek bu ülkenin sorunlarını çözmek istiyoruz. Ama onlarda da bu
arzuyu görmeyi bekliyoruz. Beklemeye devam edeceğiz. Eğer onlar Türkiye'nin
sorunlarını çözme noktasında gerekli hassasiyeti göstermezlerse, demokrasilerde
ödül de, ceza da sandıklarda alınır. Halkımıza gittiğimiz zaman, halkımız her
şeyin doğrusunu yapacaktır. Bu milletin terazisi hiç şaşmadı. Milletin terazisine
güveniyoruz."
AB ile ilgili birçok önemli toplantıya katılan ve önemli uluslararası kişilerle görüşmeler yapan Bakan Bağış, Belçika'ya 10, Fransa'ya 4, Çek Cumhuriyeti'ne 3, İsveç'e 3, ABD'ye 2, KKTC'ye 2, İngiltere, Avusturya, Almanya, Finlandiya, İtalya, Hırvatistan, Moldova, Yunanistan, İsviçre, Meksika ve İspanya'ya 1'er defa gitti.

-AB SÜRECİNDE SON 1 YIL İÇİNDE YAPILAN REFORMLAR-

Bakan Bağış, AB sürecinde bir yıl içinde yapılan reformları ise şöyle
sıraladı:
-Ulusal Program'ın yayınlanması,
-Kendisinin Devlet Bakanı ve Başmüzakereci olarak atanması,
-TRT 6 Kürtçe yayınları,
-Kürtçe ve Ermenice TRT Radyo yayınları,
-Elektronik Haberleşme Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmeliğin çıkarılması,
-Nazım Hikmet'e Türk vatandaşlığı,
-Kyoto Protokolünün onaylanması,
-TBMM'de Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun kurulması,
-TRT ile Euronews işbirliği sonrasında Euronews Türkçe yayınları,
-1 Mayısın resmi tatil ilan edilmesi,
-Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısının TBMM Genel Kuruluna gönderilmesi,
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu coğrafi bölgelerine kara sınırı bulunan komşu
ülkelerle sınır ticareti kapsamında yapılacak ihracat ve ithalata ilişkin
kuralları belirlemek amacıyla, Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Bakanlar
Kurulu Kararının yürürlüğe girmesi,
-Reform İzleme Grubunun 4 bakanla iki ayda bir toplanması,
-Alkolsüz ve Alkollü İçeceklerin ÖTV Oranları ile Asgari Maktu Vergi
Tutarlarına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı,
-Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununun TBMM'de kabul
edilmesi,
-İç Koordinasyon Uyum Komitesinin canlandırılması,
-Gümrük Kanununun yasalaşması,
-Vergilendirme Faslının açılması,
-Avrupa Birliği İletişim Stratejisinin (ABİS) açıklanması.

Haberin Devamı