Sokakta doğru söyler, ekran başında şaşar!

RTÜK ülkemizdeki "beylik" kamuoyu araştırmalarından birini daha yayınladı. Araştırmacılar 14 ilde 15 ve daha yukarı yaşlardaki toplam 4606 kadın ve erkekle konuşmuşlar

Haberin Devamı

RTÜK ülkemizdeki "beylik" kamuoyu araştırmalarından birini daha yayınladı. Araştırmacılar 14 ilde 15 ve daha yukarı yaşlardaki toplam 4606 kadın ve erkekle konuşmuşlar. Sonuçlara göre halkımızın yüzde 74.8'i haber programlarını izliyormuş. Evlilik yarışmalarını ise sadece yüzde 6.8'lik bir kesim seyrediyormuş.

"Allah Allah?" deyip, son bir yılın reyting listelerini şöyle bir gözden geçirdim. Ya RTÜK araştırmacıları bu anketi Mars'ta
yaptı ya da AGB'nin ölçüm cihazları Mars gezegeninde!..

Yahu haber programlarının ilk 30'a girdiği gün sayısı parmakla gösterilecek kadar az. Evlilik yarışmaları ise yüzde 30-40 izlenme paylarına ulaşmış.

Hep söylüyorum. Bir kez daha altını çizeyim. Siz sokaktaki insana "Ne izliyorsunuz?" diye sorduğunuzda "En kofti eğlence programlarını, en zevzek yarışmaları izliyorum" der mi? Tabii ki "Haber programı, belgesel filan izlerim" diyecek. Geçen yıl da TRT'nin yaptırdığı benzer bir ankette TRT 1 en çok izlenen televizyon kanalı çıkmıştı.

Televizyon izlerken tercih kullanmak "anlık" bir reflekstir. En doğrusunu "kumanda aleti" söyler. Gerisi laf-ı güzaftır!

Çocuklar sahipsiz mi?
Varan iki... Bu kez de Keşan'da bir okula elini kolunu sallayarak gelen 16 yaşlarında iki gençkız, öğrencilere "kuş gribi ilacı" diye şurup içirip, gitmişler. Geçenlerde de bir sapık, kendini UNESCO görevlisi olarak tanıtıp, okuldaki kızları içtimaya dizmiş, beğendiği birini alıp, gitmişti. Keşan'daki inanılmaz olayı Kanal D'deki "Arena"da izlediğimde dehşete kapıldım. Bence bu skandal, bir Avrupa ülkesinde olsa, bakanından okul müdürüne kadar kim varsa istifa eder ya da ettirilirdi. Beni daha da üzen, eğitim kurumlarına duyulan güvenin günden güne sarsılması. Bir yandan "Baba Beni Okula Gönder" ve "Kardelenler" gibi kampanyalarla anne-babaları çocuklarını okula göndermeye çağırıyoruz, diğer yandan kendi elimizle yaptığımızı yıkıyoruz.

Bu çocuklar kime emanet? Söyler misiniz?

Necati Şaşmaz peygamber soyundan geliyormuş
Kurtlar Vadisi fenomenine sonunda Mehmet Ali Birand da kayıtsız kalamadı ve oyuncular Necati Şaşmaz ve Bergüzar Korel ile yapımcı Zübeyir Şaşmaz ve senarist Bahadır Özdener'i dün geceki "32. Gün" programına konuk etti. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen sohbetin en ilginç bölümü dizi ve filmde Polat Alemdar'ı canlandıran Necati Şaşmaz'ın peygamber soyundan geldiğini açıklamasıydı. Şaşmaz, "Ehl-i tasavvufum (tasavvuf ehliyim)ve peygamber soyundan gelmekteyim" derken, Kadiri Tarikatı'nın şeyhlerinden olan dedesinin öğretilerinden filmin çekimleri sırasında çok yararlandığını söyledi. Şaşmaz, Birand'ın "Siz Türk Rambo'su musunuz?" sorusunu ise "Türk Rambo'su olmaz, olsa olsa Türk Polat'ıyım" yanıtını verdi.

Programı izlerken filmin İstanbul galasını hatırladım, yapımcı senarist Raci Şaşmaz, sahnede yaptığı kısa konuşmada "Bu filmi sevgili dedemize adıyorum" demişti. Dün ise sütun komşum, Prof. Dr. Süleyman Ateş, dizi ve filmdeki şiddet içeren sahneleri kastederek kaleme aldığı enfes yazısında "Necati Şaşmaz bu diziyle dedesini memnun ediyor mu?" diye sormuştu.

Ya Kaya Bebek görürse?
Dün bu sütunlarda Hülya Avşar'ın dizginleyemediği "annelik refleksiyle" bir magazin muhabirine sözlü saldırısını kaleme almış, prizmanın iki yüzünü de analiz etmeye çalışmıştım. Yer darlığı nedeniyle eksik kalan üçüncü açıyı bugün ele alıyorum.

Kaya Çilingiroğlu kameralara "Feraye'ye çocuğu aldıralım dedim ama kabul etmedi. Bence bebeğin zamanlaması yanlış oldu" dedi. Diyelim ki bu kayıt, 15 yıl sonra "Junior Junior" Kaya Çilingiroğlu'nun eline geçti. Çocuk, aslında babasının kendisini istemediğini, "kazara" dünyaya geldiğini, başlıbaşına bir "hata" olduğunu düşünmeyecek mi? Acaba baba Kaya Çilingiroğlu, Zehra için gösterdiği hassasiyetin bir bölümünü henüz doğmamış Kaya Bebek için de gösterse nasıl olur?

Zaten mahrem kalması gereken herşeyin kameralar önünde konuşulması külliyen yanlış da, neyse!..

DİĞER YENİ YAZILAR