Yılda bir kez de siz bekleyin

Kısaca "Magazin Oscarları" olarak bilinen Magazin Gazetecileri Derneği'nin her yıl geleneksel olarak verdiği "Altın Objektif" ödüllerinin 12'ncisi, 14 Nisan Perşembe akşamı MY Showland'de düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak

Haberin Devamı

Kısaca "Magazin Oscarları" olarak bilinen Magazin Gazetecileri Derneği'nin her yıl geleneksel olarak verdiği "Altın Objektif" ödüllerinin 12'ncisi, 14 Nisan Perşembe akşamı MY Showland'de düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. Geçen yıllarda ödül töreninin uzaması, başta aday olan ve ödül alan sanatçılar olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştirilmişti. Bu yıl ödül sayısı azaltıldığı gibi, gecenin başlama saati de erkene alındı.

Sanatçıların, sıkışık organizasyon nedeniyle geç saatlere kadar bekletilmelerine verdikleri tepkiyi bir yere kadar anlayışla karşılıyorum. Ama unutmasınlar ki, magazin gazetecilerinin ömrü, onları beklemekle geçiyor. Röportaj için makyajlarının bitmesini, set haberi için ışığın kurulmasını saatlerce bekliyorlar. Hiç unutmuyorum, mesleğimin ilk yıllarında bir mankenle röportaj yapabilmek için cimnastik salonunda tam 2 bucuk saat boyunca hanımefendinin günlük sporunu bitirmesini beklemiştim. Diyeceksiniz ki, "Beklemeseydin kardeşim..." Manken arkadaşımız bana saygısızlık etmiş olabilir. Ama ben eli boş dönüp, sayfada yer ayıran mesai arkadaşlarımı güç duruma düşürerek "zincirleme bir saygısızlığa" neden olmamak için beklemiştim... O saygı göstermeyebilir ama ben "mesleğime" saygı duymak zorundaydım. Bu yazıyı ödül töreninden 5 gün önce yazmamın nedeni ise değerli sanatçı dostlarımın programlarını "muhtemel gecikmelere" göre şimdiden yapmalarına fırsat tanımaktır.

Vadi'deki yeni metro
Kurtlar Vadisi'nden öğrendim ki meğer biz şehri boydan boya kat eden bir yeraltı metrosu inşa etmişiz de haberimiz yokmuş. Dizinin son bölümünde Halo, Boğaz kıyısındaki Mokoko Başkonsolosluğu'nda mahsur kalmıştı. Ama diğer tarafta Konsey toplantısına gidip, oy kullanması da gerekiyordu. Sonunda yeraltındaki gizli geçidi kullandı. Bizim Halo Dayı, Tarabya'dan merdivenleri indi, Güngören Hastanesi'nin Acil Servisi'nden çıkıp, ambulansa bindi! Meğer İstanbul'un trafik sorunu tümden çözülmüş de biz trafikte saatler boyu boşuna direksiyon sallıyormuşuz. Herhalde yeni metronun açılışını yakında Baron koltuğuna oturacak olan Polat Alemdar yapar!

Semra Hanım da TV yıldızı adayı
12 Altın Objektif Ödülleri'ne branşlarında aday olan 3 isini yaklaşık bir ay boyunca halkın gönderdiği SMS oylarıyla belirlendi. 14 Nisan gecesi bu üç adaydan bir tanesi jürinin anında yapacağı elektronik oylamayla birinci seçilecek. 2004 Eurovision birincisi Ukraynalı şarkıcı Ruslana ise bu özel geceye şarkıları ve dansıyla renk katacak. Yarışmanın "Televizyon" bölümünde ise ilginç adaylar ortaya çıktı. "Gelinim Olur musun?" yarışmasının ünlü kaynanası Semra Türk de halkın SMS oylarıyla "Yılın TV Yıldızı" kategorisine Ata Demirer ve Erman Toroğlu ile beraber aday gösterildi. "Yılın En İyi Dizisi" kategorisi için Kurtlar Vadisi, Çemberimde Gül Oya ve Avrupa Yakası aday gösterildi.

Not: "Yılın TV Eleştirmeni" dalında oy gönderip bendenizin de aday gösterilmesine katkıda bulunan tüm okurlarıma teşekkür ediyorum. Ne yalan söyleyeyim, bir gün Semra Hanım ile birlikte aynı ödüle aday olacağım hiç aklıma gelmezdi. Ne diyeyim, halkın takdiri!

Uydu bağlantılı ayna sinyali
Atv'deki "Köpek" dizisinin ikinci bölümünde gördüğümüz ve bir türlü akıl sır erdiremediğimiz sahneyi bu sütunlarda yazmıştık. Hani güneşin eğik açıyla geldiği akşam vakti birbirlerine aynayla ışık mesajı veriyorlardı. Demiştik ki, "Böyle bir sahne ancak iki güneşli bir galakside çekilebilir..." Son bölümde bizim Köpek'e sinyal gönderen kızın İstanbul Cankurtaran Meydanı'ndaki bir evde yaşadığını öğrendik. Yani kız evinden, cezaevine ayna ile ışık sinyalleri yolluyormuş meğer. İyi de Cankurtaran'a en yakın cezaevi olan ve bir dönem kadın mahkumların çile doldurduğu Sultanahmet Cezaevi benim bildiğim 30 sene önce kapatıldı. Sonra da turistik otel haline getirildi. Yani bizim Köpek olsa olsa 20 kilometre ötedeki Bayrampaşa Cezaevi'nde yatıyor olabilirdi. Peki o zaman kız, aynayla nasıl sinyal gönderdi? Uydu bağlantısıyla mı?

Özel bir makas
Önceki gece TRT 1'de yayınlanan, Richard Gere ve Julia Roberts'ın başlıca rollerini paylaştığı "Özel Bir Kadın" filmini izlerken, şoka uğradım. Zira filmin finaline doğru verilen reklam arasından dönüşte canlı yayın tartışma programı "Büyüteç" başladı. Ekranda ne bir "son" yazısı ne de akan jenerik olmadan film yayını sona ermişti. "Acaba ben mi yanıldım? Final bölümü girdi de ben mi kaçırdım?" derken, ertesi gün pek çok okurumdan aynı konuda şikayet aldım. Filmin bazı sahnelerinin alışılageldik "TRT makası"ndan nasiplenmesi bir yana, finalinin gösterilmemesi başlı-başına bir ayıptı.

Tavsiye
Kanal D ekranlarında bu akşam "Size Anne Diyebilir miyim?" evinin çifte düğünü var. Kerevetine çıkmak isteyenlere duyurulur (Kanal D, 21.50) Okan Bayülgen yurtdışında bulunduğu için "Zaga" bu haftayı "pas" geçecekti ama Melih Kibar'ın aramızdan ayrılmasıyla, Kanal D bu hafta merhum besteci ile Ata Demirer in konuk olduğu eski bir bölümü yayınlamaya karar verdi (Kanal D, 00.30) "Cennet Mahallesinde bu hafta "Hababam Sınıfı" tatları var. Kaçmaz. (Show TV, 20.00) Bir başka güldürü dizisi "Çat Kapı" ise bundan böyle cumartesi geceleri yayınlanacak. (Show TV, 21.45)

Gafoloji
Köşemizin yetiştirdiği "ekran hafiyelerinden" Haydar Melekoğlu adlı okurumuz, Hakkı Bulutun Flash TV'de izlediği "Ben Buyum" adlı klibindeki hatadan söz ediyor. Küpteki altyazıda olayların 1970'de yaşandığı belirtiliyor. Ama arkada 1990'lı yılların başında piyasaya çıkan Peugeot J9 model minibüs görünüyor!

Zaptiye
Televizyonlarda İstanbul'un ünlü alışveriş merkezi Akmerkez'in "halka açılacağını" duyuran reklamları izlerken gözümde bambaşka görüntüler canlandı. Malum, Akmerkez sosyetenin ve özellikle de "tiki kızlarla miki delikanlıların" uğrak yeri. ister misiniz, "halka açıldıktan" sonra girişteki sütun şelalenin çevresinde millet pijama-atlet mangal yapmaya baslasın?

Ne demiş?
"Rahat olun canım. Nasıl olsa bizi kimse seyretmiyor!" (Tulûhan Tekelioğlu'nun TGRT'deki programında söyledikleri)

Gaf kürsüsü
"Kurtlar Vadisi"nin jeneriğinde Kılıç'ın yüzündeki yara sağda. Ama dizideyken solda duruyor. Yoksa hastanelerde kalp, böbrek, karaciğer naklinden sonra "yara nakli"de mi yapılıyor?

Bizim decoder
Perşembe günü bu sütunlarda ABD'deki "deprem mühendislerini" nasıl gıptayla izlediğimi yazmış ve sormuştum. "Sahi, İstanbul'un göbeğindeki LPG dolum depolarının, kimya fabrikalarının depreme dayanıklı olup olmadığını denetleyen birileri var mı?" Yanıt gecikmedi. ABD'dekine benzer araştırmalar yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali Koçak, binaların iyileştirilmesi dururken, fay hatmin kaç parça kırılacağı tartışmalarının kamuoyunu meşgul etmesinden son derece rahatsız. Şöyle diyor mesajında: "İstanbul depreminde durumumuz son derece vahim olacaktır. Bu güne kadar yapmış olduğum bina tespitlerinden ortaya çıkan sonuçlar maalesef hiç iç açıcı değil. Bunlar arasında sizin de belirttiğiniz dolum tesisleri ve fabrikalar yer almaktadır. Hayati önem taşıyan yapılarımızın akibeti hakkında yapmış olduğunuz yayın için size gerçekten teşekkür ediyorum. Konunun takipçisi olmanız arzusu ile saygılarımı sunuyorum." Takipçilik görevinin bir televizyon eleştirmenine düşmesine gülsem mi, ağlasam mı bilemiyorum...

DİĞER YENİ YAZILAR