Ben Romalı değilim, olmayacağım!

Neredeyse hergün yazıyorum. Birileri önlem alana kadar da yazacağım. Reality yarışmalarda cinayet işlenecek, birileri kendi canına kıyacak, görmüyor musunuz?

Haberin Devamı

Neredeyse hergün yazıyorum. Birileri önlem alana kadar da yazacağım. Reality yarışmalarda cinayet işlenecek, birileri kendi canına kıyacak, görmüyor musunuz? İşte geçen haftanın olayları: Eski bir damat adayı kafasında bardak parçaladı. "Size Anne Diyebilir nıiyim?"de Billur, rakibesinin üzerine bardak fırlattı, sonra da kendini jiletledi. Aynı yarışmada damat adayı Sabri'nin ilaçla intihara teşebbüs ettiği iddia edildi. "Bizim Evde Neler Oluyor?"da Duygu Hanım, ev sakinlerinden birinin üzerine yürüdü, tekmeli yumruklu kavga çıktı. Duygu Hanım önce diskalifiye edildi, sonra yeniden yarışmaya alındı. "Bir Prens Aranıyor"da sevgilisini tabancayla yaraladığı için cezaevinde yatan ve sabıkasını giriş formuna yazdığı halde yarışmaya kabul edilen Kader, rakibesi Nergis'in yüzüne vurunca diskalifiye edildi...

Yarışmalar artık gazetelerin 3. sayfalarına transfer olmak üzere. Program tanıtımlarında kavga sahneleri defalarca gösterilip, "müşteri" çağırılıyor. "Bizde daha çok kavga gürültü var. Sizde ne var?.." Ve ne yazık ki reytingler artıyor. Ekranın ortasına bir arena kurulmuş. Köleler, reyting canavarının önüne atılmış. Yapımcılar ve TV kanalı yöneticileri yumruk yaptıkları ellerinin başparmaklarını aşağıya çevirmişler. "Öldürün..." Tribündekiler, ağızlarından salyalar saçarak izliyor. Hayır! Ben Romalı değilim, olmayacağım...

Mesut ama bahtiyar değil (!)
Aysel Gürel çarşamba günü sevgili dostlarım Mesut Yar ve Çağla Kubat'ın Cine 5'de birlikte sundukları "Başka Yerde Yok" programının konuğuydu. Bombalar birbiri ardına patladı. Geçen hafta "Kadın İsterse"de kullanılan "Sen Ağlama" şarkısı için Gürel, yapımcı Birol Güven'den telif hakkını istemiş. Kendi ifadesine göre "Bir fahişenin gecelik ücreti kadar bir para" verilmek istenince geri çevirip, dava açmış. Gürel, programda merhum Teoman Alpay'ın "Samanyolu" bestesinin de bir "yatak şarkısı" olduğunu iddia etmez mi? Meğer merhum bu besteyi, Aysel Gürel ile beraber olduğu bir gece yapmış!

Ve finalde "Çılgın Aysel" bizim Mesut Yar'a da kur yapmasın mı? Programdan bir saat sonra Mesut ile beraberdik. "Bugüne kadar 7 binden fazla canlı yayın yaptım. Bu kadar terlediğimi hatırlamıyorum" dedi. Geçmiş olsun sevgili kardeşim...

Sessiz çığlığı duyan yok
SesBir'in üyeleri, 1 Şubat'tan itibaren yabancı dizi ve filmlerin seslendirmelerini yapmıyor. Ama işin tuhaf tarafı, bu "sessiz çığlık" kimsenin umurunda değil. Dublajcılar bir saatlik dizi için sadece 15 YTL alıyor. Peki istedikleri para ne? Bölüm başına 60 YTL. Yıllık 650 milyon dolarlık reklam pastasını bölüşen televizyon sektörü için ne kadar utanç verici...

Biri sizi çaktırmadan fotoğraflıyor
atv'de yayınlanan "Bizim Evde Ne Oluyor?"un başarılı sunucusu Ceyda Düvenci'nin aynı zamanda yetenekli bir fotoğraf sanatçısı olduğunu pek az kimse bilir. Ceyda şimdilerde gizliden gizliye ev sakinlerini fotoğraflyor. Ünlü sunucu, kameraların konuşlandığı özel cam bölümlerden evdeki karakterlerin siyah-beyaz fotoğraflarını çekiyor. Neden mi? Program bittikten sonra "Bizim Evde Ne Oluyor Özel Fotoğraf Sergisi"ni açmak için... Ceyda özellikle geçen hafta Volkan'ın tek başına ağlarken enfes fotoğraflarını çektiğini ve bu karelerin, sergideki en iddialı fotoğraflar olacağını söyledi. Doğrusu, bu ilginç sergiyi ben de sabırsızlıkla bekliyorum.

Tüketilmiş yıldızcıklar toplu gösterisi TRT 1'de
Şimdi size bir soru: 3 yıldır onca gözetleme programı, bir o kadar da star yarışması izlediniz. Neredeyse 100'e yakın "yıldız adayı" ekranlarınızdan resmi geçit yaptı. Peki şimdi aklınızda kaç tanesi kaldı?

Bugün TRT 1'de ikinci bölümüyle ekrana gelecek "Starım, Starsın, Star" adlı araştırma belgeseli; BBG, Türkstar, Popstar ve Akademi Türkiye yarışmalarına katılanların dünü, bugünü ve yarınını anlatıyor. Geçtiğimiz hafta adayların bu yarışmalara nasıl katıldıkları ve neler bekledikleri ekrana gelmişti. Bu hafta sırada hayal kırıklıkları, unutulmuşluklar, zirveden toprağa doğru pike yapanların yaşadığı dehşet ve psikolojik travma etkisi konu ediliyor. Yapımcı Rabia Dilek, yönetmen Özlem Öğüt ve danışman Yıldırım Türker'in 2 buçuk yılı aşan özenli bir çalışmasının ürünü olan belgesel, televizyonun daha şimdiden unuttuğumuz yakın tarihine de ışık tutuyor. Nereye gittiğimizi anlamak için, durup, şöyle bir arkaya bakmaya ne dersiniz? (TRT 1, 10.40)

Gafoloji
Değerli meslektaşım Burhan Ayeri uyardı. Meğer "Yağmur Zamanı"ndaki küçük kız, Eylül'ün evinin adresini yurttaki Müdür Baba'dan öğrenmiş. Demek ki bu sahne benim çay molama isabet etmiş. Burhan ağabeye teşekkür, Yağmur Zamanı'nın yönetmenine de bir özür borcum var. Ödüyorum...

Zaptiye
7 aylık hamile olan şarkıcı Sibel Tüzün'ün son klibinde karnındaki bebeğin ultrason görüntüleri de kullanılmış. Kliplerde oynama yaşı -1'e indi. Korkarım bir süre sonra pop müzik kliplerinde yumurta ve spemleri de dans ederken izleyeceğiz!

Tavsiye
Baştan söyleyeyim, tavsiye edeceğim film, içerdiği şiddet unsurları nedeniyle çocuklara göre değil. Ama yine de Oliver Stone sinemasının bir başyapıtı olarak filmseverlere "şiddetle" öneriyorum. Eğer izlemediyseniz, "Katil Doğanlar"ı kaçırmayın. (KanalTürk, 21.00) Güneri Cıvaoğlu'nun bu haftaki "Şeffaf Oda" konukları, Anadolu Holding İcra Kurulu Başkanı, "Çırak" programının yerli versiyonunun "patronu" Tuncay Özilhan ve eski Türkiye 2. Güzeli, Network marka yöneticisi Eyşan Özhim. Tatil gününüze renk katmak için bire bir. (Kanal D, 13.00) Geçen haftanın reyting birincisi "Kadın İsterse"de bu hafta Almanya'dan gelen dayı, Canan'ın Almanya'da olmadığını söyleyince işler karışacak. Bunun üzerine Zafer dedektif tutmaya karar verecek. İşlerin iyice çatallaştığı bu bölüm kaçmaz. (Star TV, 20.00)

Ne demiş?
"Hanımına şiddet uygulayan Yaşar Bey'i kutup ayılarıyla birlikte balık tutması için Kuzey Kutbu'na yolluyoruz sayın seyirciler..."(Yasemin Bozkurt un sözleri)

Gaf kürsüsü
"Bizim Evde Ne Oluyor" yarışmasında Duygu Hanım, Volkan'a şöyle dedi: "Ben sizin demologojinize karışıyor muyum?" (Sanırım "demagoji kokan diyalogunuza" demek isterken, dilimize yeni bir kelime kazandırmıştı)

Bizim decoder
Discovery Channel'daki "Mumya Üçlemesi" adlı belgeselde arkeologların Hollanda'daki bataklıklarda ortaya çıkardıkları 2 bin yıllık bir toplu mezar konu edildi. Bataklığın kimyasal yapısı, cesetlerin doğal yöntemle mumyalanmasını sağlamıştı. Ancak cesetlerde bir tuhaflık vardı. Hepsi, uzun süre işkence edildikten sonra vahşice öldürülmüşlerdi. Araştırmacılar daha sonra bunun, Kuzey Avrupa'da o dönemlerde tekrarlanan bir "kurban etme ayini" olduğunu ortaya çıkarttılar. O devirdeki toplumlar her kriz döneminde bir kaç insanı işkence ederek kurban ediyor, böylece herşeyin tekrar yola gireceğine inanıyorlardı. Düşündüm... 2 bin yıl sonra biz de aynı şeyi yapmıyor muyduk? Her ekonomik ve sosyal krizde bir kaç işadamını ya da siyasetçiyi kurban etmiyor muyduk? Bazen darağaçlarında sallandırıyor, bazen de mahkemelerde, cezaevlerinde sürüm sürüm süründürüyorduk. Gelecek günlerde her şeyin daha iyi olacağını umarak...

DİĞER YENİ YAZILAR