Yurdum insanı TV için örgütleniyor

Yaklaşık 2 yıldır neredeyse her ay yazıyorum: "Televizyon izleyicileri Derneği bir an önce kurulsun. Eminim Türkiye'nin en etkin sivil toplum kuruluşlarından biri olacaktır

Haberin Devamı

Yaklaşık 2 yıldır neredeyse her ay yazıyorum: "Televizyon izleyicileri Derneği bir an önce kurulsun. Eminim Türkiye'nin en etkin sivil toplum kuruluşlarından biri olacaktır. Her şeyden önce yıllık 650 milyon doları bulan reklam pastasını dilimleyeceği, kanalların milyonlarca dolarlık program bütçelerine yön vereceği için bileğini kimse bükemeyecektir. Giderek yozlaşan, halktan uzaklaşan televizyon yayıncılığını ıslah edecek olan bu tür sivil inisiyatiflerdir. Örgütlenin ey halkım..." Sonunda bu çağrılarıma somut bir karşılık aldım. "Yozlaştırıcı ve Zararlı TV Yayınlarına Karşı Güç Birliği" adı alında bir sivil toplum hareketinin kurulduğunu öğrendim. Bana gönderdikleri mesajda "Köşenizde televizyon programlarının yozluğundan yakınan yazılarınızdan cesaret alarak bu örgütlenmeye giriştik" diyorlardı. Şimdilik internet üzerinden faaliyet gösteren grubun ilk icraatı ise RTÜK'e toplumsal görev ve sorumluluklarını hatırlatan zehir zemberek bir yazı göndermek olmuş.

Hareket, Doğa ile Barış Derneği önderliğinde 71 bin üyeye ulaşmış. Ekrandaki sosyal ve kültürel erozyonu önlemeye yönelik bu tür sivil örgütlenmelerin daima destekleyicisi olacağım. Yolları açık olsun. (Doğa ile Barış Derneği İrtibat Telefonu: (0 216) 414 90 25 E-mail: dib@dogailebaris.org.tr)

"Yaşamdan Dakikalar" üzerine
Yaşamdan Dakikalar, tv8'in yüzakı oldu. Ama bu program bu içeriğiyle teknik açıdan çok daha fazlasını hak ediyor. Gözüme çarpan eksikliklere gelince:

Bir kere o dekor artık bu programı kaldırmıyor. Ara Güler'in fotoğraflarını çok severim. Ama Sunay Akın duygusal bir şiir okurken, hemen arkasında ağzını bir karış açmış sokak çocuğu görüntüsü bütün konsantrasyonumu bozuyor. Sonra ışık da böyle bir program için çok sert.

Ben olsam stüdyoyu iki bölüme ayırırdım. Girişte dört kişi kütüphanenin önündeki masada kitapları, dergileri karıştırarak memleket meseleleri üzerine sohbet ederlerdi. Sonra kahvelerini alıp koltuklara geçer, daha yumuşak konulara dalarlardı. Bu arada Hıncal Uluç'un reklam araları ve kapanışta tabela tutma esprisinden sıkıldım. Bu kadar yaratıcı bir program, böyle tekrarları kaldırmıyor. Ha, bir de bu programın ismine fena halde takmış durumdayım. "Yaşamdan Dakikalar..." Hangi dakika yaşamdan değildir, söyler misiniz?

Fırçadan kaytarmak
Bir diş macunu reklamı var. Kadın gençliğine dönüyor. Bir akşam uykusu geldiği için dişlerini fırçalamıyor, bir seferinde rujunu sürdüğü için ihmal ediyor v.s... Ama yıllar geçtikten sonra bizim diş macununu kullanınca hiç de geç kalmış sayılmıyor. Peki bu diş macununun "çürükleri onarıcı" etkisi mi var? Peki ya biz çocuklara günde en az iki kez dişlerini fırçalamaları gerektiğini nasıl izah edeceğiz? Ya reklamı izledikten sonra, "Boşveeer, 30 yaşma gelince o diş macunundan kullanırım, olur biter" derlerse, ne cevap vereceğiz

Bu nasıl gasp?
Haberi gazetede okuyunca gözlerime inanamadım. TRT 1'in dizisi "Azize"nin çekimleri sırasında Ediz Hun'un kullandığı BMW marka otomobil çalınmış, daha sonra da içinde cinayet işlenmiş...

Yani akıl sır erdirmek mümkün değil. Ediz Hun rol icabı bir benzin istasyonunda BMW ile otobüsün önünü kesiyor. Arabayı çalışır durumda bırakıp, iniyor. Çekim devam ederken 2 kişi arabaya binip, gidiyor... Yahu bu nasıl bir cesarettir? Onca görevlinin, kameranın orta yerinde iki kişi nasıl olur da bir otomobili alıp, gider? Miletin gözü bu kadar mı döndü?

Bu sahne bir dizinin içinde yer alsa, "Böyle saçmalık olmaz kardeşim" diye satırlar dolusu eleştiri yazardık... Allah hepimizi "gözü dönmüşlerden" korusun..

Trafik çok karışık
Kanal Türk pazartesi gününden itibaren ana haber bültenini Ankara'dan Hulki Cevizoğlu, İstanbul'dan Melike İlgün'ün sunumuyla ekrana getiriyor. Ancak iki şehir arasındaki ses iletiminin süre alması nedeniyle spikerlerin paslaşmaları sırasında aksaklıklar, duraksamalar meydana geliyor. Bu arada haberlerin büyük bölümünü Hulki Cevizoğlu sunarken, o sırada yandaki karede Melike İlgim, Mona Liza gibi ekrana bakakalıyor.

Cevizoğlu haberler arasında yorum yaparken, bazen lafı fazla uzatıp 4-5 dakikalık konuşmalara girişiyor. Bu da bültenin temposunu düşürüyor. Bazen spikerler arasındaki trafik öyle karışıyor ki, haberin anonsunu bile yapmayı unutuyorlar. (Nitekim çarşamba akşamı SEKA haberinin kamspikeri okunmadan, canlı bağlantıya girildi)

Kanal Türk farklı bir haber fomatı peşinde. Ama işe en zorundan başlamışlar. Acemiliği üzerlerinden atmaları zaman alacak gibi görünüyor.

Gafoloji
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum'un Real Zaragoza maçı sonrası televizyonda söylediklerini ibret ve hayretle izledim. "Bu tecrübeden çok şey öğrendik" diyordu. Fenerbahçe yönetimine sesleniyorum: Uyanın beyler! Fenerbahçe'nin "öğrenen" değil, "öğreten" bir hocaya ihtiyacı var...

Zaptiye
"Yağmur Zamanı"nın önceki hafta yayınlanan bölümünde bir hata dikkatimi çekti. Yurttaki küçük kız, tek başına ve haber vermeden Eylül'ün evine geliverdi. Ancak hatırladığım kadarıyla yurttaki kızlardan hiçbiri daha önce o eve gelmemişti. Peki bizim küçük kız evi şıp diye nasıl buldu? Yoksa adresi yönetmene mi sordu?!?

Tavsiye
"Zaga"da Banu Alkan, Yıldo, Kerem Cem ve Orange Blue grubu var. Afrodit ile Okan'ın muhabbeti kaçırılır mı? (Kanal D, 00.30) Kaliteli müzik programı arayanlara önerim, "Funda Arar'la Performans" olacak. Zara'nın konuk olduğu program özenli çekim tekniği ile fark yaratıyor. (Kanal Türk, 21.45) Gülmek isteyenler ise "Yasemince"yi kaçırmasın (Kanal D, 20.00) Asena'yı "kendisi gibi konuşurken" izlemek istiyorsanız adres: "Nuriye Akman'la Empati" (Sky Türk, 17.00)

Ne demiş?
atv'dekı "Yalnız Değilsin"de kadın, evde eşinden şiddet gördüğünü söyledi. Sunucu Ayşenur Yazıcı sordu: "Ne yaptı şiddet uygularken? Kafanda sandalye mi kırdı?"

Gaf kürsüsü
tv8 deki "Yaşamdan Dakikalarda Nebil Özgentürk, Hıncal Uluç a sordu: "Antalya'da jürilik yapmışsınız. Yediğiniz, içtiğiniz, gördüğünüz sizin olsun, gerisini anlatın..." Hıncal Uluç şaşkın: "Ee? Geriye ne kaldı ki zaten?"

Bizim decoder
National Geographic'deki "Yenilikler"de araştırmacılar omurilik zedelenmelerinden doğan felçleri önlemek için çaba harcıyorlardı. ABD'li Doktor Lima'nın geliştirdiği yöntem ise tekelrlekli sandalyeye mahkum kalanlar için büyük bir umut ışığıydı. Dr. Lima, insan burnundaki kök sinir hücrelerinin kendilerini çok çabuk yenilediğini fark etmişti. Örneğin gripten sonra bile koku alma duyumuzu yitirmiyorduk. Bunun nedeni sinir hücrelerinin kendilerini yenilemesiydi. Dr. Lima, burundaki kök hücrelerini alıp, omuriliğin hasarlı bölümlerine naklediyor ve burada yeni sinir hücreleri oluşmasını sağlıyordu. Bu yöntemle tam 8 hastayı iyileştirmişti. Dr. Lima'nın araştırmalarına kaynak sağlayan vakfı kuran ise "Superman" olarak tanıdığımız aktör Christopher Reeve idi. Ancak "Superman", ne yazık ki yöntemin kendisine uygulanacağı güne kadar hayatta kalmayı başaramadı...

DİĞER YENİ YAZILAR