Gazete Vatan Logo

Yola çıktı

Kılıçdaroğlu kurultay sonrası ilk gezisine çıktı. Zonguldak'ta konuşurken Erdoğan'a kurultayda sıkça yinelediği 'Recep Bey' yerine 'Sayın Başbakan' demesi dikkat çekti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak’a giderken Bolu’nun Mengen İlçesi’nde ‘Başbakan Kemal’ sloganları ve çiçeklerle karşılandı. Mengen’in yemeğin ve lezzetin başkenti olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “İktidarın hazırladığı yemek hoşunuza gidiyor mu? Eğer hazırlanan yemek hoşunuza gitmiyorsa, tadı damağınızda kalmıyorsa bu yemeği yapanları değiştirmemiz lazım. Halkı iktidar yapacağız” dedi.

Parti otobüsüyle Zonguldak’a giden Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Aşçılar diyarı’ Mengen’de yaklaşık 500 partili tarafından bayraklarla karşılandı. İlçe merkezi girişinde bekleyen partililer ‘Başbakan Kemal’ sloganları atarken, otobüsten inen Kılıçdaroğlu’nu çiçekle karşıladılar. CHP Bolu İl Başkanı Tanju Özcan, Kılıçdaroğlu’nun kulağına eğilerek partililere hitaben kısa bir konuşma yapmasını istedi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu otobüsün merdivenlerine çıkarak eline aldığı mikrofonla kısa bir konuşma yaptı.

İmam Hatip kermesine 100 TL

Zonguldak'ta maden işçilerini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, bölgedeki bir İmam Hatip Lisesi'nn bahçesindeki kermese uğredı ve 100 TL bağış yaptı. Ölen işçiler için Fatiha okudu, Bakara Suresi'ni hatırlattı. "Milletin ayağının turabı olacağız" dedi, Başbakan'a yüklendi: Kaderin ne anlama geldiğini bilmiyor!

Halkı kucaklayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Halkla birlikte yürüyeceğiz. İlk sözümüz halktır, son sözümüz halktır. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Herkese gideceğiz, herkesin görüşünü alacağız. Bu ülkede yoksulluğu, işsizliği ve sefaleti bitireceğiz. Kardeşçe barış içerisinde yaşayacağız. Zonguldakta 30 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Onların acılarını paylaşacağız” dedi.

Mengen’in lezzetin ve yemeğin başkenti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

“Ben size şunu söylüyorum, ne dedik? Mengen lezzetin ve yemeğin başkentidir. İktidarın hazırladığı yemek hoşunuza gidiyor mu? Eğer hazırlanan yemek hoşunuza gitmiyorsa, tadı damağınızda kalmıyorsa bu yemeği yapanları değiştirmemiz lazım. Mengen’de de değiştirmemiz lazım. Hep birlikte değiştireceğiz. Halkı iktidar yapacağız.”



Konuşmanın ardından otobüs hareket ederken, partililer Kılıçdaroğlu ile tokalaşmak için aracın peşinden koştu. Camdan elini uzatan Kılıçdaroğlu her elini uzatan partili ile tokalaştı. Kılıçdaroğlu elini başına götürerek partililerle selamlaştı. Otobüsün hızlanmasının ardından partililer aracın peşinden koşmaya son verdiler. Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu parti otobüsü ve beraberindeki konvoy Zonguldak’a gitti.

DEVREK'TE HALKA SESLENDİ

Kılıçdaroğlu, Zonguldak yolunda Devreklilere hitap etti. Kılıçdaroğlu, "Artık Türkiye’de siyasetten zenginleşme dönemine son diyoruz. Çünkü biz siyaseti halka hesap veren, halka hizmet veren bir alan olarak görüyoruz. Siyasetçi halka hizmet edecek" dedi.

Kılıçdaroğlu, Zonguldak gezisi yolunda Devrek’de bir mola vererek burada vatandaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu’nu Devrek’te yoğun bir kalabalık karşıladı. Kılıçdaroğlu, Devreklilere hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye’nin temiz siyaset açlığı çetiğini söyledi. "Türkiye, halkına hesap vermeyi onurlu bir görev sayan, yetimin hakkını, kul hakkını yeeyen siyaset anlayışı bekliyor" diyen Kılıçdaroğlu, bunun için yola çıktıklarını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, "Artık soygundan yalandan, talandan bu millet bıktı. Düzgün siyaset yapacaz. Sizinle berber olacaz" dedi. Atatürk’ün Amasya Genelgesi’nde söylediği, "Milletin makus talihini, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır" sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, "İlk sözümüz halktı, son sözümüzde halk olacak" dedi.

Türkiye’de işçi memur emekli çiftçi ve her kesimin sorunlarının olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bu ülkede derdi tasası olmayan kim var. Siyasetten zengin olup havuzlu villalarda oturanlar var. İşte bunun için geldik size. Artık Türkiye’de siyasetten zenginleşme dönemine son diyoruz. Çünkü biz siyaseti halka hesap veren, halka hizmet veren bir alan olarak görüyoruz. Siyasetçi halka hizmet edecek."

ZONGULDAK'TA MADENCİLERLE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak ziyaretinde madencilere seslenerek, "CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz, siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP’ye destek verin, Türkiye’ye destek verin" dedi.

Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ta Genel Maden İşçileri Sendikası’nı ziyaret etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu’ya, grizu patlaması sonucu 30 işçinin ölümü sebebiyle duyduğu üzüntüyü aktardı.

Kılıçdaroğlu, sendikanın kararlı bir tavır sergilemesini ve taşeronlaştırmaya karşı durması gerektiğini vurguladı. CHP’nin her zaman üreten, katma değer yaratanlardan yana olduğunu, maden ocaklarında gerekli tedbirlerin alınarak ölümlere engel olunması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu konuda politikalar üretilmesinin zorunluluğuna işaret etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP olarak yerin yüzlerce metre altında kazanan, üreten emekçinin yanında olduklarını belirterek, "Aramızda zaman zaman görüş farklılıkları olabilir ama CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz, siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP’ye destek verin, Türkiye’ye destek verin. Türkiye’yi içinden bulunduğu dar boğazdan el ele vererek çıkaracağız" dedi.

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu da Kılıçdaroğlu’na, CHP’nin 22-23 Mayısta yapılan 33. Olağan Kurultayı’nda konuşmasına Zonguldak’da maden göçüğünde hayatını kaybeden maden işçilerine baş sağlığı dileyerek başlaması nedeniyle teşekkür etti.

Madenciliğin zor ve çileli meslek olduğunu, bunun yanında bilgi ve deneyim gerektiğini vurgulayan Muslu, taşeronlaşmanın olumsuz etkilerine dikkati çekti. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun madencilik alanında çok deneyimli olduğunu belirten Muslu, kurumun daha etkin çalıştırılması gerektiğini savundu. Muslu, "Madencilik ayrı bir deneyim, bilgi, kültür isteyen bir iş koludur. Yer altında kesinlikle taşeron firma istemiyoruz" diye konuştu.

MADENCİLER İÇİN DUA

Konuşmaların ardında CHP Parti Meclisi Üyesi, emekli müftü İhsan Özkes, hayatını kaybeden maden işçileri için dua etti. Özkes, duanın ardından yaptığı konuşmada, "Madencilik mesleğinin kaderinde ölüm vardır, burada çalışanlar bu gerçeği bilerek işe başlar" şeklinde bir anlayışın çok tehlikeli olduğunu, bu anlayışın bir anlamda "intihar etmek" olduğunu söyledi.

"Tedbir, takdiri bozar" şeklinde bir söz olduğunu hatırlatan Özkes, tedbir alınması ve İslam dininin doğru anlaşılması halinde bu tür olayların yaşanmasının önüne geçilebileceğini ifade etti.

Bu arada Kılıçdaroğlu, parti otobüsünün durduğu Gazipaşa Caddesi’nden sendika binasına kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında, vatandaşların ve basın mensuplarının oluşturduğu kalabalık nedeniyle kargaşa yaşandı. Kılıçdaroğlu, kalabalık nedeniyle sendika binasına güçlükle ulaştı.

Kılıçdaroğlu’na, Genel Maden İşçileri Sendikası’nda madenci bareti ve madenciyi simgeleyen heykel hediye edildi.

KADERİN NE OLDUĞUNU BİLİYORUZ

Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan şunu çok iyi bilsin kaderin ne olduğunu biz de biliyoruz ama önce insan aklını kullanacaksınız, gerekli önlemleri alacaksınız sizin gücünüzü aşan bir olay olursa onu 'kader' olarak söyleyeceksiniz" dedi.

Zonguldak'ta göçüğün meydana geldiği Karadon Maden Ocağı'nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Türkiye Taşkömürü İşletmesi (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan'dan bilgi aldı.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı açıklamada, teknik rapor ortaya çıkmadan kazaya ilişkin ayrıntılı bilgi elde etmenin mümkün olmadığını belirtti. TTK'nın madencilik alanındaki deneyimine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bu birikimden
yararlanılması gerektiğini söyledi.

Konuşmasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı raporlarından alıntılar yapan Kılıçdaroğlu, bu raporlarda mevcut kazaların yüzde 98'inin "önlenebilir türde" olduğunun ifade edildiğini belirtti. Raporlara göre işletme belgesi olan iş yeri sayısının 87, belgesi olmayanların sayısının ise 604 olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in raporların ayrıntılarını kamuoyuna açıklamasını beklediğini kaydetti.

Uluslararası Çalışma Örgütünün 1995 yılında kabul ettiği maden iş yerlerinde iş sağlığı ve iş güvencesiyle ilgili uluslararası sözleşmenin 1998 yılında Türkiye'de bürokratik mekanizma tarafından kabul edildiğini ancak şu ana kadar parlamentoya sunulmadığını belirten Kılıçdaroğlu, anlaşmanın bir an önce Meclise getirilmesi gerektiğini söyledi.

Maden iş yerlerinde çalışmanın çok zor olduğunu dile getiren
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Buraya gelirken yolda gördük, işçilerimizin yüzlerinde kömür karası var. Aslında bu onların emeklerinin ne kadar yüce olduğunu, çalışmalarının ne kadar zor koşullarda gerçekleştiğini gösteriyor. Onlar şu anda bizim soluduğumuz temiz havayı değil, yüzlerce metre aşağıdaki kömür tozlarını teneffüs ediyorlar.

İş yeri güvenliği, iş sağlığı çok önemli kavramlar ama bu kavramlar sadece uluslararası sözleşmelerde, yasalarda yazılı kavramlar olmaktan çıkıp günlük yaşamımızın da bir parçası olmak zorundadır."

Madenciliğin gelişmesi için teknik olanakların geliştirilmesinin önemine değinen Kılıçdaroğlu, bunun yer altında güvenliği de artıracağını söyledi.

Yatırım olanaklarının büyük ölçüde kısıtlandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunun iş güvenliğinin sağlanmasını engellediğini ve olumsuz sonuçlara yol açtığını
savundu.

-"CHP EMEKTEN, EMEKÇİDEN YANA BİR PARTİDİR"-

Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından gazetelerin sorularını da yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kazaya ilişkin daha önceki açıklamaları ve bugün grup toplantısındaki konuşmasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları
söyledi:

"Sayın Başbakan şunu çok iyi bilsin kaderin ne olduğunu biz de biliyoruz ama önce insan aklını kullanacaksınız, gerekli önlemleri alacaksınız sizin gücünüzü aşan bir olay olursa onu 'kader' olarak söyleyeceksiniz. Yoksa hiçbir önlem almadan, gerekli çabaları göstermeden yer altına, madenlere işçileri indireceksiniz, ondan sonra hiçbir önlem almadığınız için patlamalar olacak ve siz bunu 'kader' olarak algılayacaksınız. Bu doğru bir olay değil. Sayın Başbakan'ın kader kavramı nedir, ne anlama geliyor onu okumasını isterim.

'İşçi dostu' olarak da bir eleştirisi olmuş galiba. Herhalde rahmetli Bülent Ecevit'in Çalışma Bakanlığı döneminde neler yaptığını Sayın Başbakan öyle anlaşılıyor ki bilmiyor. CHP emekten, emekçiden yana bir partidir. Alın teriyle kazanılan paranın kutsal olduğuna inanan bir partidir. Dolayısıyla emekçinin hakkını korumak elbette siyasal iktidarın da görevidir, onu kabul ederiz kuşkusuz. Ama Sayın Başbakan'a şunu sormak isterim, sizin iktidarınız döneminde İş Güvencesi Yasası'na sınırlama getirdiniz mi getirmediniz mi? Yine sizin iktidarınız döneminde taşeron işçiliğin bir devlet politikası olarak uygulamaya konulduğunu herhalde Sayın Başbakan da kabul eder. Bugün kamuda yaklaşık 2 milyona yakın işçi taşeron aracılığıyla çalıştırılıyor. Acaba Sayın Başbakan bu işçilerin hangi gerekçeyle taşeron aracılığıyla çalıştırıldığını bize anlatırsa biz de onun ne kadar 'işçi dostu' olduğunu öğrenmiş oluruz."
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin "Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında 'Manşetlerle gelen manşetlerle gider, manşetlerin doldurduğu açık denizlerde alabora olur' gibi ifadeleri var. Bunlarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?" şeklindeki soruya yanıt vermedi. Kılıçdaroğlu, burada sadece işçilerle ilgili
konuşacağını söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun maden ocağına gelişi sırasında görüntü almak isteyen basın mensupları arasında kavga çıktı. Kılıçdaroğlu ile beraber Ankara'dan gelen gazetecilerle yerel basın mensupları arasında sık sık gerginlik yaşandı.

Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu, kazanın yaşandığı ocağın girişine gitti. Kılıçdaroğlu parti otobüsünden de kazanın olduğu ocağın çevresinde toplananlara seslenerek, başsağlığı diledi.

Haberin Devamı