Gazete Vatan Logo

YÖK Başkanı Özcan'dan çarpıcı açıklamalar

ÖSYM Başkanı Ali Demir zamanla 'iyileşmeli'

YÖK Başkanı Özcan, YGS’de tuvalet izni ve kopya çekilmediğine nasıl ikna olduğu gibi birçok konuda açıklamalar yaptı

YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, olgunluk sınavının ne zaman yapılacağından sınav sisteminin nasıl değişeceğine, şifre iddiaları ile gölge düşen YGS’de kopya olmadığına nasıl ikna olduğundan ÖSYM Başkanı Ali Demir’in yanlışlarına kadar her şeyi anlattı. Hayatın İçinden programında Ceren Akdağ Şahin’in sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Özcan’ın açıklamaları şöyle:

YENİDEN YAPILANMA: Dünyadaki örneklere, trendlere bakıyoruz. Nasıl olması gerektiğine göre yapılandırma olacak. Baskıcı, kontrol edici olmamalı. YÖK’ün yetkisi çok fazla. Denetleyici kurum olması lazım. Ama YÖK’ün tamamen kalkması mümkün değil. Yetkilerinden arındırılmalı.

OLGUNLUK SINAVI: YGS’deki hatalardan dolayı değil. 3.5 yıldır konuşuyoruz aramızda. Amaç 1. sınavdan vazgeçip liselerde sınav. Lise eğitimin önemi ortaya çıkacak. Ama 3-4 yıla anca olur. Şimdi dersek haksızlık olur. Zaten Milli Eğitimin üzerinde yapacakalrı var. ÖSYM seçmeli sınav olmayacağı için Olgunluk sınavını üstlenemez.

TUVALET İZNİ: Maalesef ÖSYM’ye güven erozyonu oldu. Ali Demir’in krizi idare edişiyle bu noktaya geldik. Ali bey çıkıp herşeyi anlatsaydı bu noktaya gelmezdik. Deneyimsiz olması eleştirilebilir doğrudur. Ama zor bir iş. Kopya çekilmemesi için abarttı, paranoyaklık yaptı. Hatta ölçüyü fazla kaçırdı. Tuvalet iznini kaldırmak saçmaydı. İnsan nikah yüzüğüne bluetooth nasıl koysun? İmtihan için yıllardır taktığım yüzüğü niye çıkartayım ki. Şimdi LYS’de bunları değiştirmek için konuşacağız Ali Demir ile. Sınav öncesi açıklayacağız.

SİYASİLERİ KINIYORUM: Siyasi malzeme olarak kullanılması hataydı. Üzüldüm. Bütün siyasilerimizi kınıyorum. Öğrenci ne yapsın. Sokağa dökülüyor. Ben de öğrenci olsam ben de çıkardım.

10 GÜN BEKLEDİM: Kritik nokta, öğrenci unutmasınki kimsenin hakkı yenmedi. 2050 öğrencinin puanı değişti. 1700’ü hapishanelerdekine aitti. Soru basımından kaynaklanan hatalar vardı. Bu her sınavda olur.. Eksik sorular olunca tekrar sınav verildi. Fakat kağıtları verirken ilk sete göre yanıtlara bakıldı. Sonra yanlış farkedildi. Dışardan da 350 kişiye oldu. Bunun dışında kimseninki hesaplanmadı. Cumhurbaşkanı, başbakan konuştu ben bekledim 10 gün. Sonuçların dağılımının, çan eğrisini görmek için. Baktım zıplama yok. Olması gereken şekilde. Hak yenseydi tekrarlardık sınavı.

DEMİR’E NE CEZA VERİLECEK: 3 kişilik hukuki bir soruşturma yapılıyor hakkında. 13’ünde bize geldi kağıt. Şeçim sonrasına bırakmak diye bir şey söz konusu değil. Demir tek değil başkalırını da araştırdıkları için uzun sürüyor. Çıkan sonuca göre ne ceza vereceğimize bakacağım. Tabiiki soruşturuluyor. İdari hatası var.

ALİ DEMİR “İYİLEŞMELİ”: Bu seferki hata yeterli yedek soru kitapçığı hazırlanmamış olması. Kopyadan korktuğu için, “aman fazla basmayalım” dedi. Hata etti. Basından bir şey gizlemeyeceksin her zaman ortaya çıkar. Zamanla iyileşeceğini düşünüyorum. Öncelikle basın danışmanı bulmalı kendine. Hiç konuşmayacaktı.

Yabancı dilde Türkiye kadar başarısızı yok

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yabancı dil öğretimi konusunda Türkiye kadar başarısız ne kadar ülke olduğunu bilemediğini söyledi. Gül, YÖK tarafından Swissotel’de düzenlenen “Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar” konulu kongrenin açılışında, ülke olarak Türkiye’nin artık üniversitelerden taleplerinin arttığını ve beklentilerin yükseldiğini, YÖK’ün yalnızca düzenleyici bir kurum olması gerektiğini belirtti. Gül Türkiye’nin dil konusunda çok başarısız olduğunu vurguladığı konuşmasında şöyle konuştu, “Her şeyden önce herkesin kendi dilini çok iyi bilmesi gerekir. Kendi dilini çok iyi bilmeyenin, başkasının dilini iyi öğrenmesi mümkün değildir. Yabancı dil öğretimi konusunda bizim kadar başarısız olan ne kadar ülke var bilmiyorum. Bunu da açık söylüyorum. Hem orta öğretim hem de üniversite için söylüyorum bunu. Yabancı dil biliyor diye muaf saydığımız öğrencilerin dışarı gittiklerinde ne kadar şaşırdıklarını hepimiz biliriz. Bu konuda, Türkiye’nin kendisini çok iyi gözden geçirmesi gerekir. Bizim uluslararası platformda en büyük dezavantajımız bir Türk gencinin ikinci dili bilmemesidir. İkinci dil bilen aramızda çok azdır Böyle devam etmesi mümkün değildir.”

Haberin Devamı