Yeni Melek'teki partiye gitmek büyük hataydı!
Anladık tarihi, eski ve harap bir sinema salonunda yılbaşı partisi veriyorsunuz, biz de bunu göze alıp geliyoruz. Ama 3 bin kişilik mekana 5 bin kişi doldurup, ücrete dahil içkiler için 1 saat kuyruk beklemek de neyin nesi?
Tahminim pek bilimsel olmayacak ama o gece ticari araçların hususi olanlara oranı yüzde 70 civarında idi.
Başka bir deyişle her on araçtan yedisi ticari taksi.
Tabii korsanı, Bolu plakasıyla (14) dolmuş yapanı, Silivri'den gelenleri hesaba katmıyoruz. Normal bir günde bile çok kalabalık olan İstiklal Caddesi, bu mecburi yürüyüşlerin etkisiyle kilitlendi. İlk durağımız Atlas pasajının arkasındaki Yeni Melek Sineması.
Daha doğrusu biz gecenin tamamını orada geçirmeyi düşünüyorduk Fakat partiyi düzenleyenler bizim kadar iyimser değilmiş. Kapasitenin çok üzerinde bir kalabalıkla bir süre boğuştuktan sonra, acı gerçeği içimizden biri itiraf etti: "Burada nefes alabilmek imkansız", içeride ayakta duracak bir yer bulabilenler şanslıydı. Anladık eski, viran bir sinema, konsept bu.
Fakat bir estetiğe hizmet etmediği sürece dökülen sıvaların, yıpranmış merdivenlerin ne anlamı var ki.
Tanıtım ve ses düzeni başarılı ama...
Açık hava partilerine kiralanan portatif tuvaletlerin önündeki kalabalık, bilet ücretine dahil ücretsiz içki için bir saate yakın sırada beklemek, hatta yeni yıla tuvalet ya da bira kuyruğunda girmek; Yeni Melek'teki partiden arta kalan çağrışımlar. Yalnız hakkını da yemeyelim, Pt 653 ismini verdikleri bu parti iki dalda başarılıydı. Biri tanıtım. Aralık ayının ilk günleriyle birlikte duvarları süslemeye başlayan afişler, "Bir eğlence elementi" olarak sunulan organizasyon, düşük giriş fiyatıyla, toparladığı yerli rock'çılarla oldukça dikkat çekmişti. Diğer başarı ses dalında. Özellikle canlı müzik yapılan sahnedeki ses düzeni, ortamın her türlü eziyetine rağmen alkışı haketti. Fakat nefes alıp vermedikten sonra tüm bunların önemi kalmıyor.
Sıkılanlar kaçtı ortam rahatladı
Sıkışık mekanda meydana gelebilecek olası bir kargaşa, kavga ya da panik bir çok insanın hayatim tehlikeye sokabilirdi. Hava almak için dışarı çıkanların bile tekrar içeriye alınmasına yönelik bir politika yoktu. Benzeri organizasyonlarda fosforlu bileklik marifetiyle kolaylaştırılan işlem, Yeni Melek'te "Çıkan bir daha giremez" gibi radikal bir önlemle halledilmişti (!) Varını yoğunu bilet parasına yatıranlar ev partilerine dağılırken, böylesi bir erken yenilgiyi bizim gibi hazmedemeyenler de sakin bir mekan ararken karşıladılar yeni yılı. Bilinçli tüketici anlayışıyla içeride pres olmayı göze alanlar da vardı. Onlar da gece yarısına doğru ortamdan kaçan davetlilerin sayesinde bir nebze nefes alabilmişler.
Polo Garage mağazası yıkılıyordu
İkinci durak olarak Leman Kültür'ü seçtik. Bu arada İmam Adnan Sokağı'na girmeden, köşede bulunan Polo Garage mağazasının hali görülmeye değerdi.
Mağaza çalışanları kapıları kapatmış, müzik setini de TRT FM'e sabitlemiş, halay çekiyordu. Manzara özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekti. Leman Kültür beklediğimizin aksine tenhaydı. Girişin ücretsiz olması ve dam konusunda ısrar edilmemesi talebi yükseltir diye düşünürken karşılaştığımız sakin ortam şaşırttı. Gerçi bu rastlantı değildi, Lemancılar yılbaşı gecesini aile içinde kutlamak istediklerinden, organizasyon ayrıca anons edilmemişti. Başlarda yalpalayan müzik sonradan tempo kazanırken, meşrubat fiyatının alkolle aynı olması, gecedeki sarhoş katsayısını artırdı...
