Gazete Vatan Logo

Yazarların burç haritası!

Astroloji sevdiğiniz yazarları ne kadar etkiledi? Hakan Kırkoğlu VATAN KİTAP için yazdı...

Edebiyat insanı anlatır. Bizi birbirimize tutkallayan ortak bilincin, insani olan her şeyin merkezinde, işaretleri, sembolleri ve bunları anlamlandırma arayışını görürüz. Bu anlamlandırma sürecinde Edebiyat iç uzaya yönelirken, diğeri, Astroloji, dışarılara, yukarılara, yıldızlara bakar. Yıldızlar sadece astronomların işi değildir, onlara anlam yükleyenler, değişik mitolojilerden hayat dersleri çıkaranlar da vardır. Astrologlar yazgı okurlar, edebiyatçılar da bu yazgıyı yeniden kurgularlar. Bu ikili aynı merkezden beslendikleri için o kadar çok ortak noktaya sahiptir ki kimi zaman yazarın kimliğinin altında doğmuş olduğu yıldızla bütünleştiğini görebiliriz. Tam da bu nedenle, değişik kategorilerden de olsa, edebiyatçıları bir araya getiren burçlara, bu burçların bize neler çağrıştırdığına bakmak, aralarındaki ortak temalarını, sonuçta insanı ve sorunlarını anlamak için kozmik bir anahtara sahibiz. İşte size kozmik edebiyatçı familyaları…

Koç’lar bitmek bilmeyen bir varoluş savaşının yazarları


Koç bu dünyaya varolduğunu ispat etmek, savaşmak için gelmiştir, nahiftir. Bu burcun yıldızları altında doğan edebiyatçılarda kendini anlatma mücadelesi görürüz. Çoğunlukla bu kendi kimliklerinden daha büyük bir çerçevenin içerisine oturur. Amerikalı yazar Maya Angelou’da zorluklara ve şiddete karşı göğüs geren bir ruh vardır. Katolik bir rahibin oğlu olan Fransız şair Baudelaire’de Koç’un öfkesi, dinle hırpalanmış bir ruh ve cinselliğe yönelik kendini tüketen enerjiler dikkat çeker. Giovanni Casanova ise çok daha uçarı, maceracı bir ruhtur. Emile Zola Koç’un kahraman arketipini çok güzel betimlerken, Erica Jong Uçma Korkusu’nda kadının günümüz dünyasındaki yerini, cinselliğini çok geniş, kültürel bir çerçevede ele alır. Koç korkar, ama korkularının üzerine gitmekten başka çaresi de yoktur. Samuel Beckkett de bir Koç’tur ve varoluşun sorunlarını deneysel biçimde ele almıştır. Paul Verlaine, Hans Christian Andersen, Marguerite Duras, Dario Fo, Anatole France, Nikolay Gogol, Maksim Gorki, Henry Montherland ve Wilhelm Reich bu burcun dikkat çekici yazarları arasındadır. Türk edebiyatında Pınar Kür, Nedim Gürsel ve Hilmi Yavuz burcunun savaşkan, direkt tutumunu açıkça yansıtırlar.

Cinsellik, tutkular, faydacı tutumlar, Boğa yazarlarının vazgeçilmezleri

William Shakespeare, Vladimir Nabokov, Sigmund Freud, Honore de Balzac ve Charlotte Bronte, hepsi Boğa burcunun tensel, şehvani ve direkt olma özelliklerini paylaşırlar. Bu burç çoğunlukla bastırılmış cinselliğe, aşka, tutkulara vurgu yapar. Türk yazının da bu burçta doğmuş dikkat çeken şahsiyetlere rastlıyoruz: Murathan Mungan, Ahmet Tulgar ve Selim İleri. Charlotte Bronte Jane Eyre adlı romanıyla bastırılmış cinselliği tutkuları öne çıkararak, Viktorya döneminin tutuculuğunu sarsmıştır. Freud teorilerinin temeline cinsel güdüleri yerleştirir. Boğa’da sonuna kadar giden, kararlı ve çoğu zaman materyalist, gerçekçi bir bakış açısı vardır. Nabokov, Lolita romanıyla “bedensel tutkuyu” karmaşık kurguları ve kelime oyunları ile ortaya koymuştur. Balzac edebiyatta yalın gerçekçiliğin bir temsilcisi olmuştur. Filozof olarak Bertrand Russell tıpkı burçdaşı Wittgenstein gibi idealizme başkaldırmış, Mantık ve Matematiğin yeniden temellendirilmesine çalışmıştır. Benzer biçimde, yine bir Boğa filozofu Immanuel Kant insan bilgisinin sınırlarını çizmiş, metafizik sorunları insan aklının dışına yerleştirmiştir. Robert Browning, Alphonse Daudet, Madame de Stael, Daphne du Maurier, Soeren Kierkegaard, Herbert Spencer ve Rabindranath Tagore yine bu burcun mensuplarıdır.

Söz bükücü, alaycı İkizler karşıtlıklar üzerinde durur

Muzip, hınzır ve hazır cevaptırlar. Onlar için yazmak varoluşlarının özüdür. Tanrıların habercisi Merkür’ün çocukları olan İkizler yazarlarında kurgu gücü ve değişik stillerde yazma tutkusu özellikle dikkat çeker. Ahlakçı değil, kışkırtıcı, insan ruhunun ikilemlerini birbirlerine çarpıştıran, çoğunlukla Peter Pan ruhunda yazarlardır. Alışılmamış, avangard bir üslup yaratan Orhan Pamuk post-modern türde romanları ile sosyal, kültürel ikilikleri konu edindi. Alımlı küçük canavar olarak ad takılan, “Merhaba Hüzün” kitabı ile, genç yaşta ünlenen Françoise Sagan, burjuva karakterilerini eserlerine konu etmiştir. Marquis de Sade, erotik romanlarında şiddet eğilimini sınırsız özgürlük vurgusu ve ahlak karşıtı ögelerle bezedi. Thomas Mann’da yine karşıtlıklar, iyilik ve kötülük, insanlık ve insanlık karşıtı kuvvetler gerçekçi ve ayrıntılı biçimde öne çıkar. Dilimizin usta şairlerinden, Garip akımı üyesi Oktay Rifat Türkçe’nin ses zenginliğini kullanarak şiirimize yeni bir nefes verdi. Zülfü Livaneli yine üretken İkizler yazarları arasında yer alıyor. Çetin Altan oyun ve köşe yazarı olarak, gazetecilikten politikaya İkizler’in çok yönlü doğasını açık şekilde örnekler.
Salman Rushdie, Walt Withman, William Butler Yeats, Arnold Benneth, Arthur Conan Doyle, Dante Alighieri, Ian Fleming, Anne Frank, Allen Ginsberg, Edmont de Goncourt, Jurgen Habermas, Thomas Hardy, Ömer Hayyam, Federico Garcia Lorca, Gerard de Nerval, Alexandr Pushkin ve Marguerite Yourcenar İkizler’in kışkırtan, akıcı, söz ustası özelliklerini yansıtırlar.

Duyarlı ve kırılgan Yengeç’ler insan ruhunun derinliklerine iner

Astroloji’de Ay’ın yönetimindeki bu yazarlarda hayal dünyasının tüm yönleri, özellikle anılar ve endişeler dikkat çekici bir izlek oluşturur. Onlarda havadan nem kapan bir mizaç vardır. Fransız romancı ve eleştirmen Marcel Proust sanki “Kayıp Zamanın Peşinde” başlığını taşıyan romanı ile Yengeç’in müzmin nostaljisini teyit eder gibidir. Iris Murdoch eserlerinde “İyi”ye ve moral değerlere göndermeler yapar. Yengeç dişil bir burçtur ve kadın teması dikkat çekici bir ağırlık kazanır. Bu burçtan Ernest Hemingway sıklıkla kadın ve ölüm temalarına ağırlık verir. Yengeç’te bolca kasvet ve karanlıkta buluruz zira bu burç hep sessiz ve derinde kalan şeylerle ilgilidir. Ölüm ve ölmek üzerine odaklanan Elizabeth Kubler Ross, Franz Kafka Yengeç’in hassasiyetlerini ve insanın korunaksızlığını ifade ederler. Yine bu burçta güçlü bir santimantalizm vardır. Barbara Cartland bunun en açık örneğidir. Jean Anouilh, Richard Bach, Ingeborg Bachmann, Tom Berger, Ingmar Bergman, Pearl Buck, Jean Cocteau, Oriana Fallaci Yengeç burcunda doğmuş yazarlardır. Türk yazınında Ahmet Hamdi Tanpınar yine burçdaşı olan Proust’u kendisine üstad seçmişti.
Kahramanlık, gösteriş duygusu ve neşeli mizaç Aslan’ı anlatır
Aslan sıklıkla dramatik ve dışadönük, kendinden emin bir karakter sergiler. Romantik akımda yer alan Alexander Dumas, renkli, abartılı bir kişiliği ile iyi yaşamayı da seviyordu ve pahalı zevklerini karşılayabilmek için daha fazla yazmak zorunda kalmıştı. Kitaplarında sosyal sorunları ironi ile ele alan George Bernard Shaw tiyatro oyunları ile de dikkat çekmiştir. Drama yeteneği Aslan’ın doğal bir ifadesidir. Aslan gösterişli cüreti ve yürekliliği ile de dikkat çeker. Charles Bukowski fakir Amerikalıların günlük yaşamları, alkol ve cinsellik üzerinden yazmıştır. Hayattayken çok satmayan Herman Melville en çok Moby-Dick romanı ile tanınır. Neşeli karakteri ile dikkat çeken Türk romancı Hüseyin Rahmi Gürpınar İstanbul halkının günlük konuşmalarını başarılı biçimde kullanmış bir yazardır. Bu yönüyle “Kuyruklu yıldız altında bir izdivaç” en bilinen romanlarından birisidir. Turgut Uyar yine bu burcun mensubudur.
Ray Bradbury, Emily Bronte, Rupert Brooke, Paul Claudel, Wesley Craven, Damiano Damiani, Zelda Fitzgerald, Robert Graves, Ted Hughes, Aldous Huxley, Primo Levi, Andre Mauroi, Petrarch, Alain Robbe-Grillet, JK Rowling, Percy Bysshe Shelley gibi yazarlar bu burcun güçlü yaratıcılığını taşırlar.

Eleştiren, didik didik eden, bazen de zehirleyen Başak’lar

Başak üretken, analitik ve eleştirel bakış açısıyla karşımıza çıkar. Bu burçta doğan yazarlarda verimlilik, veciz sözler, kimi zamanda ahlakçı bir yaklaşım göze çarpar. Rus romancı Tolstoy eserlerinde insanoğlunun zayıflıklarını, toplumsal girdapların eşliğinde, altta kalanların acılarını, ruh atlaslarını ortaya koyar. Paulo Coelho’da da ruhsallık ön plandadır ve bunu günümüz insanın arayışlarına yönledirir. Başak her zaman detaylardan yanadır ve kuşkusuz değişik zehirler hazırlayan Agatha Christie bu burcun üyelerinden birisidir. Başak’ta ifade edilemeyen, çekinik kalan bir öfke hep vardır zira burcun sembolündeki kuyruk Akrep’teki gibi dışarıya değil, içe dönmüştür. Bu eleştirel ve iğneleyici tutumu Perihan Mağden’de de görürüz. Nurullah Ataç ise burcun sadeleştiren, öze dönüşü ifade eden tavrı ile dikkat çeker. Orhan Kemal sokaktaki adamın, işçinin, çalışan kesimin hayatını gerçekçi bir dille yazmıştır. Goethe, Theodor Adorno, Guillaume Appollinaire, Antonin Artaud, Jorge Luis Borges, Taylor Caldwell, Theophile Gautier, Christopher Isherwood, Stephen King, Arthur Koestler, D. H. Lawrence, Kate Millett, Cesare Pavese, Upton Sinclair, Antonio Tabuchhi Başak burcunun diğer üyelerindendir.

Kadın erkek ilişkileri, estetik kaygılar Terazi’ye yazdırabilir

Hava elementinin rafine burcu Terazi’nin kefeleri bir aşağı bir yukarı hareket eder ki aslında bu burcun kurulu bir dengeden çok denge arayışı içinde olduğunu söylemeliyiz. Durum böyle olunca, Terazi’ler cinsiyetler arasındaki eşitsizlik ve diyalogtan her zaman biraz şikayetçi olurlar. Eserlerinde dönemin ahlaki yozlaşmasını konu alan ve trajik hayatı ile akılda kalan Oscar Wilde nüktedan yaklaşımı ve insanoğlunun zayıflıklarını alaycı biçimde suratına vuran kışkırtıcı yazıları ile öne çıkar. Gezgin yazar Buket Uzuner ve Sevgi Soysal yine kadın erkek ilişkileri ve kadının durumu üzerinde yazdılar. Ursula Le Guin cinselliği hayal gücü ile yeniden yaratır ve anarşik bir ortam yaratır. Terazi politika’ya da oldukça meraklıdır. Bu burçtan Ahmet Ümit 1989 sonrasında aktif politik tutumdan çekilmiştir. Graham Greene ve Gore Vidal politik konuları ve karmaşık ahlaki konuları eserlerinde işlemişlerdir. Oğuz Atay ise Tutunamayanlar’da ahlaki yabancılaşmayı ve bireyin yalnızlığını ele alır. Terazi hep bir denge ve akılcı uyum yaratmaya çalışır. Alain Fournier, Louis Pierre Althusser, Louis Aragon, Hannah Arendt, Italo Calvino, William Faulkner, Scott Fitzgerald, Vaclav Havel, Prosper Merimee, Paul Monette, Marlo Morgan, Friedrich Nietzsche, Harold Pinter ve Arthur Rimbaud yine Terazi mensubudurlar.

Tutkuyla yanan Akrep’ler cinselliğe ve tinselliğe aynı anda yönelebilirler

Akrep dönüşümlerin, ölümün ve yeniden doğuşun burcudur. Doğa’nın ölmeye başladığı bu zamanda doğan edebiyatçılar sanki hayat ve ölüm arasındaki ince çizginin üzerinde dolaşırlar. Onlar aşırılık yanlısı olabilecekleri gibi gerçeğin çıplaklığını da tutkulu biçimde ortaya koyarlar. Kendilerini bundan bir türlü alamazlar. Asla esirgeyici değillerdir. Kuşkusuz en güzel ve başat örnek Fyodor Dostoyevski acı çeken insan ruhunun yansımalarını, derin bir ruhsal arayış çerçevesinde sergiler. Bu burç yazarları iyiliği ve kötülüğü, Tanrı’nın durumunu sürekli sorgularlar. Akrep metafizik bir burçtur. Benzer mücadeleler Albert Camus’de de vardır. Cinsellik Akrep’in diğer bir çıkış noktası olabilir. Margaret Atwood yabancılaşmaya, cinsel rollerin çatışmasına odaklanırken, Dracula’nın yazarı Bram Stoker aşkın ölümsüzlüğünü vampir teması üzerinden gotik bir tarzda ele alır. Andre Gide, Andre Malraux, Sylvia Plath, Ezra Pound, Frederick von Schiller, Voltaire, Dylan Thomas, Ivan Turgenyev, Kurt Vonnegut, Türk yazınında ünlü şair Nazım Hikmet, Salah Birsel, İlhan Berk, Füruzan, İlhan Berk, Gül Yavuzer İrepoğlu ve Elif Şafak Akrep’in derinliğini ve tutkularını sergilerler.

Vahşi, anlam sorgucuları Yaylar

Burcun sembolünde yer alan, yarı at, yarı insan Kentauruslar, bu burç insanın tutkulu, maceracı, çoğu zaman gürültücü ancak hep geniş ufuklar peşindeki tutumunu anlatır. Çoğunlukla sürgündedirler. Yay’da sahip olduğu politik görüşleri ya da inançları savunma arzusu neredeyse varoluşsal bir problem haline dönüşür. Alexandr Soljenitsin Stalin döneminin acımasızlığını parlak biçimde betimlerken, Avusturyalı romancı Stephan Zweig politik nedenlerle önce İngiltere’ye sonra Brazilya’ya sürgüne gider. Yay felsefe ile hayatın anlamı ile sürekli uğraşır ve aşırı uçlarlarda, mizah ve depresyon arasında olabilir. Woody Allen ve Aziz Nesin Yay burcu mensubudur. Derin bir yalnızlık içinde yazan Gustave Flaubert kolay beğenmeyen, ruhunu iki dünya arasında bölüştürmüş bir tiptir. 17. Yüzyıl şairi ve yazarı John Milton burcun büyük edebi miras bırakmış figürlerinden birisidir. Din de Yay’ların önemli bir talim alanıdır. Baruch Spinoza, William Blake, Heinrich Boll, Emily Dickenson, Jane Austen, Paul Eluard, Alberto Moravia, Jean Genet ve Fraces Yates bu burcun tutkulu, sınırları sürekli zorlayan, anlam arayan ruh halini yansıtırlar. Türk yazınında Sait Faik Abasıyanık kendinden yola çıkarak insan gerçeğinin peşinde koşmuştur. Reşat Nuri Güntekin de bir Yay üyesidir.

Oğlak’lar, yorulmak bilmeyen, kendilerini zorlayan yalnız keçiler

Müşkülpesent Oğlak’lar yalnızlığı severler. Burcun yöneticisi Satürn (Kronos) yaşlılıkla gelen olgunluğu, sınırlamaları ve engelleri anlatır. Bu yazarların kolay yolu seçmeyecekleri açıktır. Onlar da sert ve çoğu zaman kuru bir mizaç ancak taşı gediğine oturtan bir mizah anlayışı vardır. Hayatın gerçekleri ile uğraşmayı tercih ederler. Ancak sadakat hassas bir konudur Oğlak için. Burcun sembolündeki balık kuyruğu Oğlak’ın derinliğine işaret eder. Simone de Beauvoir Virginia Woolf’un Kendine ait bir Oda romanının adeta gerçeğe bürünmüş karakteridir. O sadakati evlilikte değil, insanların birbirine yükledikleri anlamda arar. Oğlak, yaşlı Satürn’ün etkisinde Tarih’e de meraklıdır. Ortaçağ uzmanı, semiyotik bilimci ve yazar Umberto Eco, burcun kurumsal sembolü gibidir. Oğlak çoğu zaman kendisini en zor görevler için hazırlar. Zamanla problemi yoktur. Kimi zaman da, egzotik yerlerde macera peşindedir. İstanbul’da da yaşan Pierre Loti pek çok uzak diyarı gezmiştir. Jack London ve Rudhyar Kipling de bu burcun mensubudurlar. Oğlak hep çalışır, misyon yüklüdür ve bir şeyler üretir. Onun her zaman hedefleri vardır. Titiz çevirmen Serdar Rifat Kırkoğlu ve Susan Sontag böylesine durmadan didinen yazarlardandır. Albert Schweitzer diğer bir örnektir. Isaac Asimov, Halil Cibran, Patricia Highsmith, Judith Krantz, Henry Miller ve Sainte Beauve burcun durmak bilmeyen, kendine yüksek standartlar koyan özelliklerini paylaşırlar.

Kova’lar buluşçu ve zamanın hep ötesindedirler

En tipik örnek kuşkusuz zamanının ötesine taşan hayal gücü ile Jules Verne’dir. Ay’a Seyahat ya da Dünya’nın Merkezi’ne Yolculuk ancak Kova gibi kaçık, yenilikçi ve sezgisel bir burçtan çıkabilir. Kova’lar her zaman bağımsız ancak yine de herkesin ortasında, bildiğinden şaşmayan, orijinal mahluklardır. Virginia Woolf tipik bir örnektir. Burcun kadınlarında feminist bir vurgu dikkat çeker. Kova’lar sürekli gelecek içinde yaşarlar. Kurallarla, baskılarla uğraşmak durumundadırlar. Gizli bir kahraman olma hayalleri olabilir. Alman oyun yazarı Bertold Brecht burcun epik yönünü sergiler. Aynı zamanda bir doktor olan Anton Çehov ise gelenekseli yıkan bir anlayış kullanan ilk yazarlardandır. Bilinç akışı tekniğini kullanan James Joyce da yine bir Kova’dır. Bu burçta avangard bir tutum dikkat çeker. Collette dikkat çekici diğer bir örnektir. Daha Satürnvari bir Kova yazarı ise ünlü İngiliz gotik romancı Charles Dickens’tır. Kendi zamanın popüler bir yazar olarak adlandırılsa da ikonik karakterlerin sahibidir. Dilimizin özgün yazarlarından Onat Kutlar ve Sezai Karakoç bu burcun yıldızları altında doğmuştur. Lord Byron, John Grisham, Lewis Carol, Sinclair Lewis, Somerset Maugham, Romain Rolland, Sidney Sheldon, Georges Simenon, Gertrude Stein ve Stendhal burcun renkli ve orijinal yönlerini anlatırlar.

Hassas, tanımlanamaz hayalciler Balıklar

Burçlar kuşağının sonuncusu Balık, hem bu dünyada hem de ötelerde yaşar. Onda sürekli bir hayal kurma, bu dünyadan ayrılmak isteyen ancak yine elinden bir şey gelmeyen bir kurban psikolojisi vardır. Mizaçları Mart günleri gibi bir güneşli, sonra birden kapalıdır. Arthur Schopenhauer kötümserliğe meyleden felsefesi ile bu burcun başat örneklerinden birisidir. Romantik akımdan, Victor Hugo da bir Balık’tır ve siyasi ve dini, hayata bakış açısı, yaşamı boyunca yeni yönelimlerin içinde olmuştur. Balık edebiyatta gerçek üstücü yönleri ile de dikkat çeker. Eserlerinde gözlemin, mizahın, evrenselliğin önemli bir yeri olan Haldun Taner, öykü, tiyatro ve gazetecilik alanında öne çıkmıştır. Büyülü gerçekçilik açısından Gabriel Garcia Marquez Latin Amerika edebiyatının dikkat çeken yazarlarındandır. Balık’ta ele avuca gelmeyen, asla tam olarak tanımlayamayacağınız kuantumsal bir karakter saklıdır. Yolda romanı ile tanınan Jack Kerouac ise bir şair ve yazar olarak spontan yaklaşımı ile 60’ları anlatır. Dokuz Kehanet kitabının yazarı James Redfield ise burcun mistik eğilimlerini ve yeniçağ akımlarını iyi örnekleyen bir yazardır. Eserlerinde insanın yükselen ruhsal arayışlarını konu alır. Ömer Seyfettin, Georges Bernanos, Elizabeth Barrett Browning, Cyrano de Bergerac, Henrik Ibsen, Ernest Renan, John Steinbeck, Sully Prud’homme ve John Updike Balık burcunun sınırsız imgelemini ve yaratıcı hayal gücünü yansıtırlar.

Haberin Devamı