Gazete Vatan Logo

Vatansever doktor ‘Kolsuz Agop’a veda

Türkiye’nin en iyi dermatologlarından biri ve bir kolunu çocukken kaybettiği için ‘kolsuz’ lakabı takılan Prof.Dr. Agop Kotoğyan yaşamını yitirdi

Vatansever doktor ‘Kolsuz Agop’a veda

Sağ kolunu henüz çocuk yaşta kaybetmesine rağmen mücadelesinden hiç vazgeçmeyen ve Türkiye’nin en iyi dermatoloji uzmanlarından biri olan 79 yaşındaki ‘kolsuz Agop’ lakaplı Prof. Dr. Agop Kotoğyan bir süredir Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Durumunun ağırlaşması üzerine yoğun bakım ünitesine alınan Kotoğyan, tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Geriye ise film gibi hikayesi kaldı.

Sağ kolunu kaybetti

İstanbul’da 1939 yılında doğan Kotoğyan ilkokuldan mezun olduğu yıl ailesine destek olmak için girdiği gümüş atölyesinde presin silindirine sağ kolunu kaptırdı. Okulu bırakan Kotoğyan evde ders çalışmaya devam etti ve sonunda Kumkapı Bezciyan Ortaokulu’nda eğitime geri döndü. Bir yandan okurken bir yandan çalışmaya da devam etti. İşportacılık da yaptı, konfeksiyon atölyesinde ilik makinelerinde çalıştı. Liseye ise Galata Getronoğan Lisesi’nde başladı. Okul birincisi oldu.

Hayata döndüğü hastanede

1957’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan Kotoğyan, 1963’te okul birincisi olarak doktorluk diplomasını aldı. Sol eliyle başarılı olmak için üniversiteye giderken, tek eliyle tüplerden şırıngaya ilaç çekmeyi, bu ilacı hastaya enjekte etmeyi öğrenmek için geceleri hastanede nöbete kaldı, evde portakallara su şırınga etti. Dikiş atmayı öğrenmek için ise, evde ne kadar sökük ve yırtık varsa dikti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başasistan olarak çalışırken üniversite tarafından Ekim 1969’da Almanya’ya gönderildi.

Haberin Devamı

Bu toprakları bırakmadı

Kendisine gelen teklifler karşısında verdiği cevap ise şu olmuş, “Ülkemde çok acı çektim. Sefaletin dibinde yaşadım. Doğrudur: Dedemi, çocukluğumu, kolumu kaybettim. Ama yolumu kaybetmedim. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan hiçbir zaman farklı olmadığımı düşündüm. Bu topraklarda yaşayan tüm insanları kardeşim olarak benimsedim. Bir ülkeyi sevmek demek, bu topraklarda geçirdiğin güzel ve iyi günleri sevmek demek değildir. İyi günde ve kötü günde burada olmak, vatanın yanında kalmak demektir yurt sevgisi.’