Gazete Vatan Logo

Vatandaş ikiye bölündü

Stattaki kameralar özel hayatı tehdit mi? İşte tartışılan konuyla ilgili gelen tepkiler

EVET DİYENLER: Sevgilimle yatak yanağa statta maç izleyebilmeliyim...

HAYIR DİYENLER: Stat, özel hayatın yaşanacağı yer değil başka yere git!


Açılışı olaylı başlayan Galatasaray’ın yeni stadı TT Arena bu sefer de ‘özel hayat’ tartışmasının başlamasına neden oldu. Stadın güvenliği için konular yüzlerce kamera, TT Arena’dan loca alan iş adamını rahatsız etti. 3 yıl için 900 bin dolar ödeyerek loca kiralayan alan bir iş adamı TBMM Sporda Şiddet Araştırma Komisyonu’na başvururak ‘900 bin dolar ödedim ama kameralar yüzünden locaya sevgilimle gidemiyorum’ dedi. TBMM Sporda Şiddet Araştırma Komisyonu’na yapılan bu şikayet ‘güvenlik kameraları özel hayata müdahale midir?’ tartışmasını alevledi. Hatta hukukçular bile ikiye ayrıldı. Kimisi ‘Kameralar sevgilerden uzak dursun’ derken bazıları ise ‘stadlar özel hayatın yaşanacağı yer değil’ diyerek kameraları savundu.

İstanbul Baro Başkanı Avukat Ümit Kocasakal: STAT ÖZEL HAYATIN YAŞANACAĞI YER DEĞİL!

Kameraların özel hayata müdahalesi konusunu tartışmak için önce ‘özel hayat’ kavramını açıklamak gerekir. Özel hayat, kişilerin sadece belirli kişilerle paylaşmak istediği alandır. Bu konuda iki kavramı birbirine karıştırmamak lazım. Statlar spor yapılan ve yapılan sporun izlendiği mekanlardır. Statları özel hayatın yaşanacağı alanlar olarak değerlendirmiyorum. dünyadaki örneklerine bakarsak Fransa’daki İngiltere’deki statlarda da aynı uygulama var. Kişiler özel hayatlarını illa stadda yaşamak zorunda değil. Başka yerlere de gidebilirler. Bu, güvenliğin sağlanması için kameraların konduğu Taksim’e ‘Sevgilimle görünürüm, öyleyse kameraları kaldırın’ demek gibi bir şey. Madem orada kamera olduğunu biliyorsunuz, gitmeyiniz. Bu ortamlar size uygun hale getirilmeyecek, siz kendinizi ona göre ayarlayacaksınız. Statlar özel hayatın yaşanacağı alanlar değil.”

Milli Çapkın Süha Özgermi: YANAK YANAĞA MAÇ İZLENEBİLMELİ

Kamaraların insanların gizli hayatını çekmesinden payını alanlardan biri olarak söylüyorum, güvenlik kameraları güvenliğimiz için orada. Kavga, gürültü, küfür, hırsızlık gibi olayları kameralar kaydeder ve suçlular yakalanır. Ya da stadda bu kameraların olduğunu bilen kişiler hareketlerine dikkat eder. Demek ki kameraların görevi, sevgilisiyle stada gelen insanları çekmek, kayt altına almak değil. Ben Galatasaray’ın en uzun genel sekreterliğini yapan yöneticilerden biriyim. Sporun en demek olduğunu iyi bilirim. Sporun aslı zevktir, keyifli vakit geçirmektir. Şimdi bu anı sevgilinizle paylaşamadıktan sonra sporun anlamı ne olur ki? Sevgililerin yanak yanağa maç izlemesi güvenlik kameralarını ilgilendirmez. Sonuçta bu kameraların kontrolü özel güvenlik şirketindedir. Şirket yöneticilerini, kulüp yöneticileri uyarır ve bu tür kayıtlar yapılmaz.

İstanbul Barosu İnsan Hakları Komisyonu Üyesi: Kemal Aytaç: HADDİNDEN FAZLA KAMERA VAR

Sabah evden çıkıyoruz, akşam eve girene kadar kameralar bizi izliyor. Ve tüm toplum bu psikolojik baskı altında yaşıyor, yaşamaya devam ediyor. 11 Eylül saldırılarından sonra tüm dünya bu duruma geldi. Kişi hak ve özgürlüklerinin önüne aşırı bir güvenlik anlayışı geçti ve bu yasalarla yapılıyor. Haddinden fazla kamera var. Örneğin İstiklal Caddesi’ne çıkıyorsunuz, her sokakta MOBESE sizi izliyor, bir mağazaya gidiyorsunuz orada kameralar, meyhaneye giriyorsunuz her açıdan sizi çeken kameralar. Bu nasıl bir anlayıştır sormak lazım. Bizler önce insanız, her yerde gözetlenme çok kötü bir duygu. İnsanın hayatını cehenneme çeviriyorlar. Hiçbir güvenlik tedbiri insanların insan gibi yaşamasına engel olmamalıdır. Tabi ki kameralar güvenliği denetleyecek ama özel hayatımı da didik didik incelemeyecek. Bunun bir orta yolu bulunmalı. Stattaki kameralar kavga gürültüye odaklanmalı.

Prof. Dr. Vahit Bıçak Başbakanlık İnsan Hakları Eski Başkanı: DENGELİ OLMASI GEREKLİ

Güvenlikle özgürlük arasında hassas bir denge var. Kamunun güvenliğini sağlamak gerekiyor, suç işlenmeden önce önlemek ya da suç işlendiyse suçu aydınlatmak gerekiyor. Bu kameralar suçu önleme fonksiyonu ifade ediyor, suça niyeti olanları caydırıyor, suç işlendiyse de suçun aydınlanmasına katkı sağlıyor. Faydalı bir uygulama ama bu faydalı uygulamayı abartmamak lazım. Bir denge çerçevesinde gerekli olan noktalara bu kameraları yerleştirmek ve amacı dışında kullanmamak lazım. Amaç belli. Suçun işlenişini önlemek, herhangi bir suç işlenmediyse bu görüntülerin silinmesi, imha edilmesi gerekiyor. Bu görüntülerin basına servis edilmemesi gerekir ki bu amaç dışı kullanımdır. Stadyumlar çok fazla kişinin katıldığı mekanlar, kamu düzenini sağlamak için kameraların faydası var ama örnekte olduğu gibi bir işadamı sevgilisiyle gelip maç izledi ve suça karışmadıysa bu durumun ifşa edilmemesi lazım. Görüntüye alınmasın demek olmaz, buralar kamuya açık alanlar, özel hayatlar ayrı. Kameraların adedi ve zumlamasını çok abartıp kişilerin ruhsal huzur ve sükununu korumak lazım. Bu huzur ve sükunu bozmak suçtur.

Haberin Devamı