Gazete Vatan Logo
Magazin Vasiyetini açıkladı

Vasiyetini açıkladı

Zerrin Özer yıllar sonra içini döktü...

Kısa süre önce Nihat Doğan'la twitter üzerinden maddi durumuyla ilgili tartışma yaşayan Zerrin Özer, içini SÖZCÜ gazetesinin usta kalemi Yüksel Şengül'e döktü.

Zerrin Özer, röportaj için Beykoz Acarkent’te yeni aldığı üç katlı, havuzlu villasını tercih etmişti. Zaten bu bile Nihat Doğan’ın “Maddi durumu iyi değil diye ağladığından Başbakan’a TRT Müzik’te program yaptırıyorlar ona” manasında attığı tweeti yalanlamaya yetiyordu. Şarkıcı iddia edildiği gibi aç ve açıkta değil, hali vakti yerindeydi. Röportaj, Zerrin Özer’in şahsına münhasır kahkahalarıyla başladı. İşte o büyük ses getiren açıklamalar:
En son kendisiyle ilgili “Başbakan’a maddi durumunun kötü olduğunu söyleyip ağladığı için TRT Müzik’te programa başladı” diyen Nihat Doğan’a kırılan Zerrin Özer’le Beykoz Acar Kent’te yeni taşındığı tripleks villasında konuştuk.

Bahçeli, havuzlu ve üç katlı bir villaya taşınan Zerrin Özer demek ki iddia edildiği gibi aç ve açıkta değilmiş… (Uzun hava şeklindeki kahkahalarından birini atıyor…)

Ben insanları çok seviyorum ve herkesin derdine koşuyorum. Bu arada dedikodu yapmaktan da her zaman kaçınıyorum. Yalan yanlış konuşup iftira atanları Allah’a havale ediyorum.

“İdeolojisi olan bir sanatçıyım ama bunu hiç yansıtamadım. Çünkü çok duygusal ve yumuşak bir karakterim var.”

Başbakan’ı tanır mısın?

Yıllar önce sanatçıları davet ettiği kahvaltı toplantısında tanıdım. Siyasette bir Özal’ı sevdim, şimdi de Başbakan’ı seviyorum. Başbakan’a telefon açıp ‘Yardım edin’ demedim. Şayet gerçekten düşkün durumda olsaydım bana sahip çıkacağına da inanıyorum.

Zerrin Özer’in gözlerinde mutluluk pırıltıları görüyorum…

Elbette göreceksin. Yeni eve taşındım, yeni albüm hazırlığına başladım.

Yeni sevgili de vardır mutlaka…

Yok, yeni bir sevgili olmaz artık. Sevgilerimle kendime yetiyorum, kendime yetmesini öğrendim. Belki bir an gelir, gerçek aşkı da bulabilirim. Ne kadar acı çekersen, o kadar sağlam olmayı, sağlam kalmayı öğreniyorsun.

“Aşk acıdır ve ben o acıyı seviyorum. Eskiden aşkın değeri vardı, kıymeti vardı.”

Çok mu acı çektin?

Biliyorsun çok uçlarda yaşıyorum ve bu yüzden de yanımdaki insanları mutsuz ediyorum. Sevincin de mutsuzluğun da en abartılısını yaşıyorum. Benim hayatımda denge yok. Ya en yoğunu ya hiç olmayanı. Hiçbir şeyin ortası yok, gri yok. Bu yüzden karşımdaki insanı üzüyorum. Bu dengesizliğim nedeniyle aşktan uzak kalmaya karar verdim.

Sanatçı dediğimiz kişiler elbette normal olmayan insanlardır…

Elbette öyle, ben de sanatçıyım ama hiçbir zaman Türkiyeli sanatçı gibi olmadım. Asla kimselere hava atmadım, içimden geldiği gibi yaşıyorum. Kaprisim, kibirim, kompleksim hiç olmadı. Hayat kaynağım hayranlarımdır, sevenlerimdir.

Zerrin Özer antidepresan ilaçlar kullanmaya devam ediyor mu?

Antidepresan ilaçlar kullanmaya devam ediyorum. Çoğu sanatçı ve işadamları da antidepresan ilaçları kullanıyor. Ancak ben uzun yıllardan beri kullanıyorum bunları. Dünyanın alkışladığı dev sanatçılar da mutsuz olabiliyor ve antidepresan kullanabiliyor. ‘En’lerin mutsuzlukları da ‘en zirvede’ olabiliyor. Geçen gün birisi twitter’a şöyle yazmış: “Sanatçılar hassas insanlardır. Ne olur onlarla ilgili güzel şeyler de yazsanız. Güzel şeyler yazmanız için ölmeleri mi gerekiyor?”
Çok hoşuma gitti bu yazı. Ben şimdi Yüksel Şengül’e vasiyetimi açıklamak istiyorum.

Vasiyetini mi!

Evet, ben öldükten sonra hiç kimsenin ‘Zerrin’i anma gecesi’, ‘Zerrin ödülleri’, ‘Zerrin şarkıcı okulu’, ‘Zerrin sokağı’ gibi şeyler yapmasını istemiyorum. Zerrin Özer adıyla ardımdan hiçbir şeyin yapılmasını istemiyorum. Avukatımla da konuştum, böyle bir hakkımın olduğunu öğrendim.

Neden böyle bir vasiyet hazırlıyorsun?

Yaşarken mesleğimde hiç mutlu olmadım. Öldükten sonra da bu tür etkinliklerle adımın kullanılmasını istemiyorum. Bunu yaz lütfen, yazmazsan ölürüm inşallah!

Tamam, yazacağım, yeter ki sen ölme… (Uzun hava tarzındaki kahkahalarından birini daha patlatıyor Zerrin Özer…)
Ne güzel gülüyorsun, mutlaka karşındakileri de güldürüyorsun…


Benim kahkahalarım çok başka, kişniyorum adeta… Hafif ağlıyorum, iç çekiyorum ya da can çekişiyor gibi gülüyorum. Bir acayip gülüş işte. Bu dünyadan bir acayip Zerrin geldi, geçti. Hiçbir şeyim normal değil ki… Giysilerim, takılarım bile abartılıdır. Rahmetli annem “Kızım yanımda yürüme” derdi sokakta. Arkamdan “Deli, deli” diye bağırırlardı. Hippiler gibi giyinirdim.

“Bir gün Cem Yılmaz’ı telefonla aradım, Cem Bey’le mi görüşüyorum dedim. ‘Kim arıyor?’ dedi. Zerrin Özer ben dedim. Güldü, ‘Tabii canım, ben de Napolyon’um’ karşılığını verdi.”

Cem Yılmaz’ı izlemeye gidince ne oluyor, millet onu bırakıyor sana mı gülüyor?

Kahkahalarımla rahatsız ederim diye Cem Yılmaz’ı izlemeye gidemiyorum. Çok severim Cem’i, ona aşığım. Sanatına, zekasına, kültürüne, insanlığına aşığım. Onunla ilgili unutamadığım bir anım var. Eskiden çok sık sahne programım olurdu ve sonrasında sesim yorgun olduğu için telefon açtığım kişiler “Efendim abi” derler, erkek sanırlardı beni. Bir gün, müzikal yapsam ve Cem Yılmaz da olsa diye düşündüm. Telefonunu buldum ve sabahın 10.00′unda aradım. Bendeki terbiyesizliğe bak, o saatte aranır mı bir sanatçı? Deli Zerrin, ruh hastası (kendine kızıyor ve gülüyor). Benim uyku problemim var ya, üç gün uyumayıp bir gün uyuduğum için herkesi de öyle sanıyorum. Neyse, telefonu açtım ve Cem Bey’le mi görüşüyorum dedim. “Kim arıyor?” dedi. Zerrin Özer ben dedim. Güldü, “Tabii canım, ben de Napolyon’um” karşılığını verdi. Israrla ben Zerrin’im deyince de “O zaman bir şarkısını söyle” dedi. Ben de ‘Kıyamam’ adlı şarkıyı okumaya başlayınca “Ayyyy, çok özür dilerim, hiç tahmin etmiyordum” dedi.

Müzikal teklifine ne cevap verdi?

İçkili yerlerde sahneye çıkmadığını söyledi. “Ama bir tekste ihtiyaç duyarsan her zaman yanındayım” dedi ve kalbimi fethetti.

Müzik Zerrin Özer’in hayatı…

Müzikte bir çizgi tutturamadım. İdeolojisi olan bir sanatçıyım ama bunu hiç yansıtamadım. Çünkü çok duygusal ve yumuşak bir karakterim var. Bir dönem Türkçe şarkı söylemeyi düşünmüyordum. Orhan Gencebay’ın ‘Gönül’ şarkısı hayatımı değiştirdi, Allah ondan razı olsun.

Yıllar önce Amerika’ya gitmiştik, bir kulüpte eğleniyoruz, yanımda da Muazzez Abacı var. Çıkıp bir şarkı söyledim. Herkes ayağa fırladı. “Bu kızda zenci ve beyaz gırtlağı var” dediler. Gloria Gaynor ve Anthony Quinn’in menajeri “Amerika’da kal” dedi. Annem istemedi, onun sözünden çıkamadım. “Dizimin dibinden ayrılma” dedi. Çok şeyimi annem engelledi. Üzerimde büyük bir baskısı vardı. Benim bütün dünyam annemdi. Uzun süre hastaydı, yıllarca komada kaldı, sonra 1997′nin şubat ayında vefat etti. Aniden ölseydi, aklımı kaçırırdım.

Aşkı konuşalım mı?

Aşk müthiş bir duygu. Aşk acıdır ve ben o acıyı da seviyorum. Eskiden aşkın değeri vardı, kıymeti vardı. Aysel Gürel’in Serdar Ortaç’a olan aşkına tanık olmuştum. Gülhane Parkı’ndan aldığı yapraklara ona olan aşkını yazardı. Müthişti.
TRT Müzik’te her çarşamba yayınlanan ‘Anılarınla Gel’ adlı programın herkesin dilinde… Senin tiryakilerin dışında sesinle yeni tanışan gençlerin de ilgisi büyük.

Televizyondaki programımla çok mutlu oluyorum. 1975′te TRT’de katıldığım şarkı yarışmasından sonra adımı duyurmuştum. Şimdi yine TRT’de olmak bana mutluluk veriyor.

Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nilüfer ve Nükhet Duru ile birlikte Türk pop müziğinin beş divası arasında yer almak nasıl bir duygu?

Hepsinin hayatları boyunca ekipler oldu yanında ama ben hep tek başınaydım, öyle kaldım. En büyük desteğim, dinleyenlerimdir. Hayattan vazgeçmek istediğim anlarda bile onlar bana sahip çıktı. Her zaman ailem olsun, çocuğum olsun istedim. Ama olmadı.

Adapazarı depreminde tanıdığın bir Ahmet vardı…
Evet, depremden hemen sonra yardım için gitmiştim Adapazarı’na. Kara kuru, çirkin ama müthiş güzel gözleri olan bir çocuktu Ahmet. Bana sarıldı, kucağımdan inmedi. Annesi depremde ölmüştü, babası hayattaydı. Onu evlatlık almayı çok isterdim, olmadı.

Zerrin Özer anne olsa, çocuğuna nefes aldırmaz mutlaka…

Çocuğumu sevgi arsızı yapardım. Ancak, annemin bana uyguladığı baskıyı asla çocuğuma uygulamazdım. İçimdeki çocuk yaşadığı için çocuklarla çok iyi anlaşırım. Çiftler ayrılınca ben çocuklara üzülürüm. Annemle babam boşandığı zaman ben çocuktum. Müzik bana en büyük teselli oldu.

Yeni albüm hazırlıkları nasıl gidiyor?

Seda Akay’ın bu ülkeye kazandırdığı çok güzel şarkılar var. O şarkılardan seçip ‘Zerrin’in Seda’sı’ adlı bir albüm yapabilirim. Bunun hazırlık aşamasındayım.

Yaşadığı bu taşınma telaşına rağmen evinin kapılarını SÖZCÜ’ye açtığı için Zerrin Özer’e teşekkür ediyorum.(Sözcü)

Haberin Devamı