Gazete Vatan Logo

Utanılan ama yaygın hastalık

Utanılan hastalıklar arasında yer alan hatta kişinin kendine bile itiraf etmeye çekindiği gaz ve dışkı kaçırma, toplumda yaygın görülen bir hastalık. Sorun, kişiyi sosyal yaşantısından alıkoyduğu gibi deri hastalıkları, enfeksiyon ve depresyona da yol açabiliyor.

Olmadık zamanlarda ortaya çıkan gaz ve dışkı kaçırma sorunu, yaşam kalitesini son derece bozuyor, kişiye sosyal hayatı zehir ediyor, ilerleyen dönemlerde de deri problemleri, enfeksiyon hatta depresyona neden oluyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Anorektal Hastalıklar ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Özdal Ersoy, ntvmsnbc’ye yaptığı açıklamada, kişilerin genellikle 'dayanamayacak noktaya gelince' doktora gittiklerini ancak yanlış yapıldığını, toplumda özellikle ileri yaşlarda yaygın görülebilen bu hastalığın tedavi edilmesi ile yaşam kalitesini tekrar yakalamanın mümkün olduğunu belirtiyor.

Sorunun ileri yaş, inflamatuar bağırsak hastalığı, diyabet, Alzheimer, Multiple Skleroz, felç, omurilik hastalıkları, makatta fissür veya fistül, hemoroid sebepli yapılmış makat bölgesi ameliyatlarına bağlı oluşabildiğini belirten Dr. Ersoy, kadınlarda ise sorunun sıklıkla normal yolla yapılan doğumlar sonrası geliştiğini vurguluyor.

ÖKSÜRÜK, HAPŞIRIK, YÜK KALDIRMA TETİKLİYOR

Haberin Devamı

Araştırmalar bu sorunun toplumda %18'i bulduğunu, kadınlarda ise oranın %24'e çıkabildiğini gösteriyor. Dr. Ersoy, “Özellikle 65 yaş sonrası bu oran artıyor. Bu sorunu olan kişiler hele de karın içi basıncını arttıran yük kaldırma, ağır eşya çekme, öksürme ve hapşırma, koşma sırasında daha kolay gaz ve dışkı kaçırıyor. Kaçırmanın derecesi ve tipi hastadan hastaya değişebiliyor. Tanı koyabilmek için kişi önce muayene ediliyor ve kaçırmanın derecesi belirlendikten sonra özellikli testlerle sorunun makattaki kas yapısında mı, o bölgedeki sinirlerde mi ya da her ikisinde mi olup olmadığı irdeleniyor. Bu incelemelerin doğru ve eksiksiz yapılması, başarılı tedavinin ilk koşulu” diyor.

GELİŞEN TEKNOLOJİ TEDAVİ BAŞARISINI ARTIRIYOR

Dr. Özdal Ersoy, dış kas tabakasından geçirilmiş ameliyatlar ya da doğum travmasına bağlı büyük bir kesilme-yırtılma varsa, bu kasın onarılması gerektiğini, bunların teknik olarak özellikli ameliyatlar olduğunu belirtiyor. Son verilere göre kas onarımı tek başına uzun vadede yeterli olmuyor ve onarımdan bir süre sonra ve doğum yapmış kadınlarda doğumdan sonra kas egzersizlerine başlamak gerekiyor.

Teknolojik gelişmelerin tedavinin başarısını artırdığını belirten Dr. Ersoy, tedavi yöntemlerini şöyle anlatıyor: “Bu gelişmelerden biri biofeedback yöntemi. Bu yöntemde hastaya evtipi cihazlarla evinde ya da hastane ortamında doktor-hemşire eşliğinde , özel bir yazılımla, bilgisayar aracılığıyla çok titiz bir biofeedback (hastaya makat kaslarını düzgün kullanmasını ve kasmasını öğreten bir yöntem) prosedürü uygulanıyor. Gatekeeper enjeksiyonu yönteminde ise makat kasları arasına özel bir cerrahi teknik ile özel dolgu maddesi enjeksiyonu uygulanıyor. Hastanede yatış gerektirmeyen bu işlem, çok iyi bir doku uyumuyla anal kanal içinde şişerek, dikkatlice seçilmiş hasta grubunda özellikle gaz kaçırma sorununu çözmeye yardımcı oluyor. Özellikle iç kasta kesilme/incelme olan vakalarda tercih ediliyor; çünkü iç kasın cerrahi olarak onarılması mümkün olmuyor. Aynı şekilde makat kaslarına botoks uygulaması da yapılabiliyor, ancak botoksun kısa süreli etkili olması için sıklıkla tercih edilen bir yöntem değil.

HASTA, DOKTOR VE HEMŞİRE TARAFINDAN EĞİTİLİYOR

Haberin Devamı

PTNS (Posterior Tibial Sinir Stimülasyonu) yönteminde ise, ayak bileği üzerinden tibial sinire ayarlanmış hafif elektriksel sinir uyarıları verilerek, pelvik sinir iletiminin güçlendirilmesi sağlanıyor. Sinir iletiminde sorun olan vakalarda (özellikle doğum travmasına bağlı sinir iletim zafiyetlerinde) diğer yöntemler kullanılsa dahi %65-75 tedavi başarısı olan PTNS ilave güçlendirme/rehabilitasyon amaçlı kullanılıyor. Transanal irrigasyon (hastanın kendi kendine lavman yapması) ise diğer yeni bir tedavi yöntemi. Bu yöntem sayesinde hasta, doktor veya hemşire tarfından detaylıca eğitildikten sonra, özel şekilde tasarlanmış aletlerle hergün tuvalette kendisine lavmanını yapıp barsağının son kısımlarını temizleyerek gün boyu dışkı kaçırmasını önleyebilmekte. Özellikle omurilik yaralanmasına bağlı veya nörolojik hastalıklar sebepli dışkı kaçıran hastalarda bu yöntem daha çok tercih ediliyor.

HASTAYA AĞRI VE ZARAR VERMEYEN YÖNTEMLER

Haberin Devamı

Bu tedavilere ek olarak hastayı gün içinde olabilecek kaçırmalardan korumak amaçlı makatın içine yerleştirilen makat tıkaçlarından da faydalanılıyor. Bu yöntemlerin hiçbiri hastaya ağrı ya da zarar vermiyor. Hiçbir yöntem etkili olmuyorsa en son çare olarak nadir de olsa hastaya kolostomi açılması gündeme gelebiliyor. Teknik yöntemlerle yapılan tüm ileri tedavilerin yanında her hastaya muhakkak barsak ve düzenli tuvalete gitme eğitimi, kaçınılması gereken gıdalar ve aktiviteler, kişisel anal bakım ve hijen desteği ve ilaç destekleri de tedavinin bir parçası.”

Haberin Devamı

ÇOCUKLARDA NORMAL OLMAYAN GAZ KAÇIRMA

Sorunun çocuklarda da görüldüğünü vurgulayan Ersoy, “Çocuklarda kaka kaçırma 5 yaşından sonra normal kaka tutmada yetersizlik olarak tanımlanıyor. Okul çağı çocuklarında, erkeklerde kızlardan yüzde 1 oranında daha fazla görülüyor. Bu hastalık genellikle kronik kabızlık, büyük dışkının makatta aşırı sertleşmesi ile birlikte gelişiyor. Çocuklardaki bu sorunun tedavisini çocuk üroloji ve cerrahi uzmanları gerçekleştiriyor” diye konuşuyor.

KEGEL EGZERSİZİ YARARLI OLUYOR

Sorunun tedavisinde öncelikle hastanın Kegel egzersizi yapması istenebiliyor. 1940’lı yıllarda Dr. Arnold Kegel tarafından geliştirilen bu egzersizin temel amacı pelvik (çatı kemiği) taban kaslarının güçlendirilmesi. Makat kaslarının güçlendirilmesi için de aynı yöntem uygulanabiliyor. Egzersizde; 5 set halinde, her sette 15-20 kez olmak üzere toplamda 75-100 arası makat kaslarının özel teknikle sıkılıp gevşetilmesi isteniyor. Bu egzersizin günde 4 kez tekrarlanması öneriliyor. Bu egzersizler EMG-biofeedback (ev tipi cihazlar) ya da görsel-işitsel biofeedback tedavilerine oranla daha basit ve kalite kontrolu daha zor olmasına karşın, teknoloji gerektirmemesi avantajına sahip. Normal yolla doğum yapan her kadına (doğum travmalı olsun ya da olmasın) doğum sonrası makat kaslarının güçlendirilmesi için bu egzersizlerin verilmesi önemli. (ntvmsnbc)