Gazete Vatan Logo

Unutursak kalbimiz kurusun

Türkiye en son 12 Eylül 1980’de o karanlığı yaşamıştı. Bir daha yaşamamalıydı. İşte tam da bunun için hiç düşünmeden kendilerini darbeye siper ettiler. İşte o kahramanlar...

Unutursak kalbimiz kurusun

Tam bir sene önce saat 20.00 sıralarında sosyal medyadan bir tuhaflık olduğu anlaşıldı. Askerler köprüyü tutmuştu. Jetlerin alçak uçuşu ses bombasına benzer bir etkiyle kulakları çınlatıyordu. Kısa süre sonra Türkiye bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya olduğunu anladı. O gece bayrağını alıp dışarı çıkan 250 kişi darbecilerin açtığı ateşle hayatını kaybetti. En büyük can kaybı İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü (34 şehit), Ankara’da Özel Harekat Dairesi’ndeydi (51 şehit).

Tankın altında kalarak can verdi

O gece her yaş ve kesimden binlerce kişi sokaktaydı. İçlerinde ev hanımları da vardı, çocukları da. İşte 250 hikayeden bir kısmı...

Atatürk Havalimanı’na giderken darbeci askerlerin kullandığı tankın altında kalarak yaralanan 52 yaşındaki ev hanımı Türkan Türkmen Tekin, kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Yine ev hanımı olan Ayşe Aykaç ise eşiyle gittiği 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü’nde hayatını kaybetti. Aykaç, köprüye doğru yola çıkmadan önce 4 çocuğuyla helalleşmişti.

En gençleri 15 yaşında

Haberin Devamı

Bayrampaşa’daki Çevik Kuvvet Müdürlüğü önünde yaşamını yitiren 15 yaşındaki işçi Halil İbrahim Yıldırım ise en genç şehit olarak kayda geçti. Şanlıurfalı 5 çocuklu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Yıldırım, saat 23.00’te olanları televizyondan öğrendi. Babasıyla sokağa çıkan ve Bayrampaşa’daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne giden Yıldırım, burada açılan ateş sonucunda babasının yanı başında şehit oldu.

‘Aşkım, hasretim bitmedi sevdiğim’
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekat Merkezi’nin bombalanması sırasında şehit olan Cennet Yiğit’in nişanlısı, sosyal medyadan bir not paylaştı. Ali Bilgin paylaştığı notta şu ifadelere yer verdi: “Sana olan sevgim, aşkım, hasretim bitmedi sevdiğim. Sensiz olmuyor ve sen de bunu çok iyi biliyorsun. Seni çok seviyorum, her şeyden çok. Allah yolumuzu bir eylesin. Seni unutursam kalbim kurusun. Bir önceki görev yeri Sur olan Cennet, ailesine endişelenmesinler diye yerini söylememişti. Baba Yiğit, kızını şöyle anlatmıştı: “Özel Harekâtçı olma’ diye yalvardım. Bana ‘Baba benim şehit olmamı istemiyor musun’ dedi. Sustum.”
Birlikte okuyup birlikte öldüler
Cennet Yiğit (23), Kübra Doğanay (23) ve Gülşah Güler (24)... Aynı lisede okuyan ve birlikte polisliğe başlayan Özel Harekat Dairesi’nin üç kahraman kadını en çok şehidin verildiği Gölbaşı’nda hayatını kaybeden 51 polis arasındaydı. Cennet ile Kübra 10 ay, Gülşah bir yıl önce polis olmuştu. Darbe haberini duyunca, hemen birbirlerini aradılar. Aynı araca binip Özel Harekat Dairesi’ne ulaştılar. Amaçları mühimmatların bulunduğu bölüme giderek silah almak ve darbenin savuşturulmasına yardımcı olmaktı. Onlar içeriye ulaşmak üzereyken, ikinci bomba da düştü. Ve üç arkadaş orada birlikte şehit oldu.
Göğsünden vuruldu...
O akşam evinde dinlenirken olayları duyan fotomuhabiri Mustafa Cambaz (53), eşinin “gitme” uyarısına rağmen, “Bu olaylar başlamışken beni evde tutamazsın” diyerek Çengelköy’e gitti. Çengelköy Karakolu’nun önünde silah seslerini duyan vatandaşlar, karakolun önünde toplanmaya başladı. FETÖ’cü askerlere direneler arasında yer alan Cambaz, açılan ateş sonucu göğsünden vurularak şehit oldu.
3 yetim bıraktı
Televizyondan Çengelköy Karakolu’nun darbeci askerler tarafından ele geçirilmek üzere olduğu haberini alan esnaf Halil Kantarcı, eşinin uyarılarına rağmen çocuklarını öperek evden ayrıldı. Çengelköy’e giden Kantarcı, burada askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralandı. Kaldırıldığı Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde şehit olan Kantarcı ardında, 9 aylık, 2 buçuk ve 9 yaşlarında 3 çocuk bıraktı.
Babasının peşini bırakmadı
Darbenin en genç şehitlerinden bir diğeri de 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde 16 yaşında hayatını kaybeden lise öğrencisi Abdullah Tayyip Olçok oldu. Altunizade’deki evinde olan ünlü reklamcı Erol Olçok, kendisiyle köprüye gitmek isteyen oğluna ısrarla “Evde kal” dedi. Ancak Abdullah Tayyip, babasının ısrarına aldırmayarak, darbecilere karşı onunla yan yana olmak için köprüye gitti. Erol Olçok, Kısıklı’daki kalabalığa sürekli moral verip, “Bu vatan bizim, kimse bu vatanı bizden alamaz” diyerek, vatandaşları köprüye yönlendirdi. Baba-oğul köprüde açılan ateşle şehit düştü.
Başçavuş ilk şehitti
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın koruma astsubayı Topçu Astsubay Kıdemli Başçavuş Bülent Aydın’ın ismi, hazırlanan çatı iddianamesinde “15 Temmuz’un ilk şehidi” olarak yer aldı. İddianamede, Kıdemli Başçavuş Aydın’ın, Orgeneral Çolak ile saat 21.43’te Genelkurmay Karargahına girmelerinin ardından Özel Kuvvetler mensubu darbecilerin açtığı ateş sonucu şehit olduğu belirtildi.
Emre uymayıp intihar etti
İstanbul’daki Nurettin Baransel Kışlası’nda görev yapan Ferhat Daş, aldığı emirle Sabiha Gökçen Havalimanı’na ilerlemeye başladı. Daş başından vurulmuş olarak tanktan çıkarıldı. Aile, cenazeyi almak için İstanbul’a gitti ancak Ferhat Daş’ın ‘darbeci’ olduğu iddiasıyla hiçbir kurum araç vermedi. Darbe girişiminden 2 hafta sonra ortaya çıkan cep telefonu görüntüleri ve silah arkadaşlarının verdiği ifadelerle Ferhat Daş’ın darbeci değil, ‘Halkın üzerine ateş aç’ emrine uymayıp intihar ettiği ortaya çıktı. Oğullarının ‘şehit’ unvanı alması için bir yıldır beklediklerini söyleyen Daş ailesi “En büyük dileğimiz itibarının iade edilmesi” diyor.

Haberin Devamı