Gazete Vatan Logo

Üç dakikaya sığan bir ömür!

Türkiye Ligi’nin gol kralının sıra dışı öyküsü... Senegalli göçmen bir ailenin 9 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Futbolla hayata tutundu. Eşi benzeri görülmemiş hastalığı ile sallandı ama yıkılmadı. Sahada bir anda bayılan, 3 dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi gollerine devam eden Bafetimbi Gomis’in La Seyne-sur-Mer’den İstanbul’a uzanan öyküsü...

Üç dakikaya sığan bir ömür!

2000’li yılların henüz ilk yılındayız... St. Etienne U17 takımı antrenmanına götürüyoruz sizi. 15 yaşındaki Senegal asıllı genç oyuncu... Herkesin “bu çocukta gelecek var” dediği sıska ama güçsüz değil; uzun ama hantal değil bir futbol karakteri sahada. Antrenman sırasında bir anda yere yığılıyor. Doktorlar, antrenörler, takım arkadaşları... Hepsi çevresinde. Aradan geçen süre 1 dakikayı yeni bulduğunda uyanıyor. Gözünü açtıktan sonra 1 dakika yerde kalıp 3. dakikada ayağa kalkıyor ve idmana devam etmek istiyor! İşte bu 3 dakika Bafetimbi Gomis’in de hayat hikâyesi.

Senegalli bir ailenin Fransa’da doğan 9 çocuğundan biri Gomis... Ev hanımı bir anne, zor şartlarda aileyi ayakta tutmaya çalışan bir baba. “Tek hayalim, işten geldiğinde 9 kat merdiveni, yorgunluktan zorlukla çıkabilen babama ev alabilmekti” diyen bir futbol figürü Gomis. Önünde açılan hayat ışığı ise futbol.

St. Etienne’e dönüyoruz. Gomis için Fransız kulübü seferberlik ilan ediyor. Genç bir adamın hayatı söz konusu. Fransa’daki doktorlar teşhisi tam koyamayınca İngiltere, ABD... Teşhis: Vazovagal Senkop! Sonuç: “Futbola devam etmesinde sakınca yoktur!”

Haberin Devamı

La Seyne-sur-Mer’de gözlerini açtı hayatına Gomis... Marsilya ile Court d’azur arasında, Toulon yakınında bir şehir. Hem göçmensiniz hem de fakir. Futbol topunun hayatına girmesi ile şekillenmeye başlayan bir hayat, Gomis için St. Etienne alt yapısında ‘umut’ oluyor. İlk bayılmasının ardından başlayan yeni hayat, Gomis’i de doktorlarla daha sıkı bir ilişki içine sokuyor. St. Etienne’deki arkadaşları “Artık idmanda bayılması olağan hale gelmişti. 3 dakika sonra kalkıp futbola devam ederdi” diyecek kadar durumu basite indirgemiş durumdaydı.

Alt yapısından yetiştiğiniz kulübü bırakıp ezeli rakibinize gidebilmek kolay karar değildir. Rhone derbisi bize uzak olsa da Fransızlar St. Etienne-Lyon maçlarında ekrana kilitlenirler. St. Etienne’i bıraktı Gomis 2009’un Temmuz ayında. 8 milyon Euro’ya Lyon’un yolunu tuttu. Yuvası ile, dostları ile istemese de düşman gibi oldu. Sonrasında Swansea, Marsilya ve G.Saray.

Haberin Devamı

Asla pes etmedi! Hastalığından dolayı yerde kaldı ama ayağa da hemen kalktı. Ligde 29 golüyle bir sezonda en çok gol atan yabancı oyuncu rekorunu Alex de Souza’nın elinden alan bir adamın saha dışındaki hikâyesi bu. Kısa yazılara sığmayan, bir hayatta kalma mücadelesi bu. Futbolla sınırlanmayacak, bir spor figürünün Türkiye’nin gündemine yansıyan sadece 1 yılının özeti bu...

O anın tanığı anlatıyor!

5 adım attı ve....

Tarih: 18 Şubat 2018

Saat: 19.07

Yer: Recep Tayyip Erdoğan Stadı

Şampiyonluk yolunda kritik virajda G.Saray... Korner kullanılırken gözler Gomis’te... Fransız oyuncu önce öne eğiliyor. Bu şekilde 5 adım atıyor sonra da yüzüstü yere yığılıp kalıyor. Yanına ilk koşan ise Kasımpaşa Kulüp Doktoru Cem Ergenç. O an yaşananları şöyle anlatıyordu:

“Gomis’e giderken etrafında birçok oyuncu olduğunu gördüm. ‘Açılın ben geldim’ diye bağırdım. Etrafının açık olması gerekir çünkü kaos olduğunda oyuncu size yanıt veremez. Yüksek sesle hitap edersiniz ve geri dönüş beklersiniz. Direkt benimle muhatap olması gerekiyordu. Ondan herkesin açılmasını istedim.

Haberin Devamı

‘Korkma iyiyim’

Yanına gittiğimde kendinde değildi. Adını söyledim ama tepki vermedi. İlk yapılması gereken hava yolunu açık tutmaktı. Çenesini açtım, tekrar kapadı. Arada elim vardı o sırada... Şuur kaybı 1 dakika sürerken kendine tam olarak gelmesi ise 3 dakikayı buldu. G.Saray’ın doktoru Yener İnce, “Seni oyundan almalıyız” derken Gomis ise “Korkma iyiyim, oynayacağım” diye ısrar etti ve sonrasında da maça devam etti.

‘Gomis sen gerçek misin?’

Şampiyonluk röportajları için Gomis, pazartesi günü Florya’nın kapısından içeri girecekken babasının yanında, üzerinde forması ile ağlayan bir kız çocuğu görünce duruyor.

Çocuğun yanına gittiğinde 10 yaşındaki kız, bir eli ile Gomis’in omzunu tutup: “Sen gerçek misin?” sorusunu yöneltiyor. “İmzayı atıp, sahte bir gülümseme ile fotoğraf çektirdi” dersek bu karakteri de bu sayfalara taşımazdık zaten. Elinden tutuyor çocuğun alıyor tesislerden içeri. Gözleri parlıyor minik taraftarın. Tek tek tüm oyuncularla tanıştırıp formasını hediye ediyor.

Haberin Devamı

Bitmeyen idman!

Transferi bittiğinde herkesin aklındaki soru şuydu: “İnşallah emeklilik için gelmemiştir...”

“Özel havuzu olan ev istiyorum. İçinde küçük bir spor salonu da olacak” şartlar bunlardı. Başka da bir talebi olmadı. Kondisyoneri ile geldi Fransız oyuncu. İdman sabahsa akşam bireysel çalıştı, idman akşamsa sabah bireysel çalıştı. Yani anlayacağınız boş vakitlerinde pek de nargile kafelerde görülmedi.

Gomis: Türklere benziyorum

Mesele kendi taraftarı tarafından sevilmekte değil! Mesele farklı renkte forma giyenlerin de seninle fotoğraf çektirmesi... Gomis bunu başardı. 2 çocuğu ve eşi ile mütevazı bir hayat süren, taraflı tarafsız herkesin taktirini kazanan oyuncu şu sözlerle de Türkiye’ye sevgisini anlattı:

“Ben Türklere benziyorum. Duygusal bir insanım. Aynı sizler gibi. Kaçırdığım penaltılar sonrası başka bir yerde olsam bana söylenmedik söz kalmazdı. Binlerce mesaj geldi. ‘Ağlama, üzülme, seni seviyoruz’ mesajları beni de ayakta tuttu.”

En çok Sinan’ı seviyor!

İmzayı attığında sorduğu soru “18 numaralı forma boşta mı?” oldu... “Maalesef” yanıtını aldılar, Sinan Gümüş giyiyordu bu numarayı. Ancak bu durum Sinan’ın kulağına giderken “Benim için sorun yok, 18 numarayı Gomis giyebilir” yanıtı ile aradaki dostluk köprüsü kuruldu. Fransızca bilen Sinan, Gomis’in de G.Saray’da en iyi anlaştığı isimlerden oldu. Sinan’dan öğrendi adına besteler yapılmasına neden olan Aleyna Tilki’nin ‘O sen olsan bari’ şarkısını. Doğum gününde bu şarkıyı söylerken Instagram’a koyduğu video ise Gomis’i tüm Türkiye’nin sevgilisi haline getirdi.

Yogayla gelen şampiyonluk!

G.Saray şampiyonluğa, Gomis gol krallığına yürüyor... Ama önce Konya, ardından Beşiktaş ve son olarak da Akhisar maçında kaçan penaltılar sonrasında Gomis’in gözyaşları da milyonların önünde gözlerinden akıyor.

Tam bir çöküş süreci... Fatih Terim giriyor devreye maç sonunda: “Yine penaltı olsun yine Gomis atacak!”

Fatih hocayı sınıyor futbol. Ligin son haftası. G.Saray, Göztepe deplasmanından 1 puan alsa 21. şampiyonluk da gelecek. Ama öyle kötü bir G.Saray var ki sahada... Sanırsınız Göztepe şampiyon olacak kazanırsa. Dakikalar 65 olduğunda Gomis’e yapılan müdahale ile penaltı kararı çıkıyor. Statta binlerce, ekranları başında milyonlarca kişinin sorusu: “Gomis mi atacak? Yok yok atmaz herhalde.” Gomis geçiyor topun başına. Ağları bulan top, G.Saray’a da şampiyonluğu getiriyor.

Kolay mı o penaltıyı atabilmek? Kolay mı üst üte kaçan 3 penaltı sonrasında bu özgüven? Sırrı ise yoga! Akhisar maçı sonrasında yogaya başlayan Gomis “Duygusal yoğunluk ve üzüntülerimi kontrol etmeye başladım” diyerek toparlanma sürecinin sırrını verdi.