Üç altın kız

BURAK KARA / bkara@gazetevatan.comRio 2016 Yaz Olimpiyatları‘nda Türkiye adına olimpiyatlarda yarışacak sporcuların 27’si yabancı asıllı millilerimiz. Savaştan kaçan yüzücü Viktoria Zeynep Güneş, yaşlı diye ülkesinde dışlanan Lasma Liepa ve uzun atlayıcı Karin Melis Mey... İşte Türkiye’nin yeni olimpiyat yüzleri... Viktoria Zeynep Güneş - YüzmeHedefim milli forma ile olimpiyat şampiyonu olmakYüzme sporuna nasıl başladınız?Neden yüzmeyi seçtiniz, başka bir dalı değil? Annem de yüzücü. Onun yönlendirmesiyle bu spora başladım. Henüz 5 yaşındaydım yüzmeye başladığımda. Henüz ilkolula başlamamıştım yüzmeye başladığımda. Yüzmeye başladıktan sonra zaten başka bir spor dalı düşünemiyorsunuz, hayatınız yüzme oluyor.BURAK KARA / bkara@gazetevatan.com Ukrayna’daki savaş sizi Türkiye’ye getirdi. O günleri anlatır mısın?İki yıl önce başta başkent Kiev olmak üzere tüm Ukrayna’da durum çok kötüydü. Ailem Türkiye’ye yerleşme kararı aldı ve buraya geldik. Çok da iyi yaptık bu kararı almakla. Çok zor günlerdi. Kırım’da yaşıyorduk ailecek. Antrenmanlara bile gitmek zor oluyordu. Evimizden çıkamıyor, çıktığımız zamanlar da babamın ya da annemin tekrar eve döneceğinden şüphe ediyorduk. Türkiye’yi çok seviyorduk ailecek. Daha önce tatile gelmiştik bu nedenle seçimimizde etkisi oldu. İstanbul’a gelince önce 1 sene F.Bahçe’de yüzdüm. Onlar bana havuzlarını açtı ve çok faydasını gördüm. Türkiye’de yüzmenin sana ne gibi katkıları oldu?Türkiye bize kucak açtı... Kariyerinde yükseliyorum artık. Ukrayna’da da birinciliklerim vardı, küçük yaş gruplarında yarışmalara katılıyordum. Türk milli takımı ile artık büyükler kategorisine yükseldim. En son Singapur’daki dünya şampşiyonasında gençlerde yarıştım ve buradan birincilikle döçndüm. Şimdi artık büyüklerle yarışıyorum. Ama yine havuzdaki en genç yüzücü benim. Peki en genç yüzücü olmak sorun mu?Hayır asla değil, tecrübelilerle yüzmek benim gibi gençlere katkısı var. Ayrıca ben daha hızlıyım bunu da biliyorum... Nasıl bir antrenman programınız var?Çok zorlu bir antrenman programı. Haftanın 6 günü sabah akşam olmak üzere antrenman yapıyoruz. Yüzmeyi hayatımıza göre değil, hayatımızı yüzmeye göre planlıyoruz. Günde 7 saat süren antrenmanlar bunlar. Tüm hayatım bu antrenman temposuna göre şekilleniyor. Havuz çalışmaları dışında salonda da konsisyon çalışmalarım oluyor. Olimpiyat hazırlıkları nasıl gidiyor; ne yer ne içersiniz?Ben her zaman hazırlanıyorum. Yılın 365 günü sürüyor bu hazırlıklar.. Başarılı olmak için sürekli çalışmak çalışmak ve çalışmak zorundasınız. Her şeyi yiyorum.. Özel bir diyet programım yok. Zaten yediklerimi yakıyorum. Türk yemekleri baharatlı olsa da seviyorum ve alışmaya başladım artık. Döner favori yemeğim. Sütlü tatlılarınız oldukça lezzetli, baklava da güzel ama ağır biraz. Başarının sırrı nedir?Başarıya ulaşmanın tek yolu var. O da çok disiplinli bir hayat sürmek. İyi uyku, iyi masaj, iyi antrenör, iyi beslenme ile bu mümkün. Ailenizin de desteği gerekiyor tabii bu süreçte. Her sabah 06’da uyanıp antrenmana gidiyorum. Bu rutin yıllardır böyle. Tüm bu süreçte ailem yanımda oldu. Hedefim Türk milli takımı adına olimpiyat şampiyonu olmak. Son bir ayım Rio öncesi bu nedenle de çok daha fazla çalışıyorum. Lasma Liepa - KanoYaşlı olduğu için dışlandı bir mail attı hayatı değiştiLatvia adına yarışırken Türkiye Kano Fedarasyonu’na bir mail yazıp ay yıldızlı forma altında yarışmak istediğini belirtmişsin. Nasıl oldu bu?Üç yıl önce Latvia milli takımıyla Türkiye’de kampa geldiğimde birçok arkadaş edinmiştim. 2014’te Moskova’daki Dünya Şampiyonası‘na katıldım, orada kötü bir dönem geçirdik ve iyi sonuçlar elde edemedik. Ben de kariyerime daha başka bir yön çizmek istedim. Enerjim yerindeydi ama antrenörümle anlaşamıyordum, benim başarılı olacağıma inanmıyordu. Hatta benimle artık antrenman bile yapmak istemiyordu. Ben de bu durumu arkadaşlarıma söyledim ve bana yeni bir milli takım bulmamı önerdiler. Moralim çok bozuktu 30 Ağustos 2014 günü bilgisayarın karşısına geçtim ve Türkiye Kano Fedarasyonu’na bir mail yazdım ve CV’mi ekledim. Onlara “Türk milli takımında yarışmak istediğimi ve Latvia adına artık yarışmayacağımı“ belirttim. Peki ne cevap geldi Türkiye’den?Bana hızla cevap yazdılar, sonuçta tanınan bir sporcudum ve beni Köyceğiz’deki milli takım kampına davet ettiler. Eylül 15’inde kampa katıldım Önce bir performans testiden geçirdiler. Bu testteki performansım kalmam için yeterli oldu ve antrenmanlara başladım.. Latvia Milli Takımı seni yaşlı olduğun için kadro dışı bırakıldın.Ne hissetmiştin bunu yaşadığında?Bana “genç kızlar daha geniş bir prespektiften bakıyorlar, onlara vakit harcamak istiyoruz” dediler, ama benim hem enerjim hem de tecrübem vardı. Bunu gözardı ettiler. Geçen sene ben takımdan ayrı çalıştım, tüm antrenmanlarımı kendim ayarladım ve bunun için para harcadım. Düşünebiliyor musunun milli takım için kendi paramla antrenman yaptım. İçimdeki his her zaman “Lasma başaracaksın bu olmusuzluklara boyun eğme” dedi. Ama kimse benim başarılı olacağıma inanmıyordu. Çok çalıştım hiçbir zaman yılmadım. Ve gördünüz son Avrupa Şampiyonası‘ndan altın madalya ile döndüm. İki yıldır Türkiye’desin, sosyal hayatın nasıl geçiyor, alıştın mı ülkemize?Milli takıma seçildiğimden beri yani iki yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Evim yok otelde kalıyorum sürekli. Kışın Antalya’da sürekli antrenman ve kamplar var. Antrenman ve yarış programlarım çok yoğun, bir tek serbest günüm var o da pazar. Ben de bol bol alışveriş yapıyorum, Antalya’yı dolaşıyorum dinleniyorum. Sosyal hayatım yok denecek kadar az, bir sporda başarılı olmak istiyorsanız ona odaklanmalısınız. Türkçe öğrenmeye başladım, zor olsa da dilim dönüyor konuşmaya.. Yemek yapmayı severim, Türk mutfağı çok renkli ve lezzetli, kampta aşçılarımızdan Türk yemeklerini öğrenmeye başladım. Kurufasulye, karnıyarık, pilav yapmayı öğrendim. Baklava bağımlısı oldum, bu kadar yoğun antrenman yapmasam kesin kilo alırdım.. Karin Melis Mey-Uzun atlamaEn sıkıntılı ve zorlu dönemlerimde Türkiye hep yanımda olduKarin Mey, ülkesinin en başarılı sporcularından biriyken önce milli takım kadrosundan çıkarılmış, ardından da uzun atlamada 6.93 gibi ülke rekoru olan derecesinin sayılmaması üzerine çıldırmıştı. Ülkesini terk etme de dahil her şeyi göze alma noktasına gelmiş, arayışlarına başlamıştı. İstanbul’a davet edilen Karin Mey’e vatandaşlık teklif edildi. Ülkesine kırgınlığı nedeniyle zaten arayışta olan Mey’in oluruyla işlemler başlatıldı ve 6 aylık bir bekleyişin ardından Fenerbahçeli oldu. Milli atlet Türkiye’yi artık ana vatanı olarak görüyor ve “En sıkıntılı dönemlerimde Türkiye hep yanımda oldu” diyor. 2009 Berlin Dünya Atletizm Şampiyonası‘nda bronz madalya kazanarak, şampiyonada bu branşta madalya alan ilk Türk atlet olan Karin Melis Mey, 2012 Londra Olimpiyatları‘nda finale yükselmiş ancak sakatlık gerekçesiyle yarıştan çekilmişti. Mey yasaklı madde kullanmaktan dolayı 2 yıl atletizmden men cezası aldı. Şubat ayında atletizm pistlerine döndüğünde Türkiye’den uzakta geçirdiği dönemin kendisini çok zorladığını söyledi. “Cezalı olarak geçirdiğim dönem çok sıkıntılı geçti ama buraya döndüğümde herkes bana kucak açtı. O aynı yarış ruhuna dönmek gerçekten zor, çünkü artık bir suçlu gibi gözüküyorsun. Burada, sanki aileme, evime dönmüşüm gibi karşılandım. Yeniden burada olmak çok güzel”diyor, Mey Rio Olimpiyatlarına hazırlanmasını şöyle anlatıyor: “Yoğun hazırlık döneminde günde 4 saat çalışıyorum. Yarış günlerinde ise günde 1 saat çalışıyorum. Mutlaka üç öğün yemek yerim. Özellikle İstanbul’da yediğim balığa bayılıyorum.”