Gazete Vatan Logo

Tutarsa senindir tutmazsa gitsin

Tutarsa senindir tutmazsa gitsin

Bazı diziler, bölüm sayısı iki rakamlı sayılara ulaşamadan izleyicilere veda etmek zorunda kalıryor. İşte ekran macerası çok kısa süren dizilerden bazıları ve dikiş tutturamama sebepleri…

Bana baba dedi:

Skeç tadı diziye yakışmaz

Özellikle içinde bulunduğumuz şu yaz sezonunda her gün en az üç kanalda tekrar tekrar yayınlanan Çok Güzel Hareketler Bunlar’da izlediğimiz oyuncular dizi dünyasında ne yazık ki istediklerini elde etmeyi başaramıyorlar. Son olarak, Üç Adam olarak tanıdığımız Eser- İbrahim- Oğuzhan üçlüsü de bu makûs talihten kendilerini kurtaramadı. Aslına bakarsanız onların en büyük şanssızlığı; dizilerinin, reality-yarışmalar dışında hiçbir programı tutmayan TV8 ekranlarında gösterime girmesiydi diyebiliriz. Jüri üyeliği, şov programları, reklam kuşakları derken TV8 ekranlarından hiç eksik olmayan üçlü izleyicinin karşısına “skeç tadı”nda bir diziyle çıkınca elbette ki beklenen sonucu alamadılar ve sadece yedi bölüm ekranlarda kalabildiler.

Tutar mı tutar:

Yüksekten uçan yere çabuk çakılır

Haberin Devamı

İki kafadar arkadaş bir sabah uyandıklarında kendilerini bir mahalle dizisinin içinde bulurlar. Tek umutları dizinin tutmaması ve bir an evvel gerçek hayatlarına dönebilmektir. Bu dilekleri çok geçmeden gerçekleşir. Dördüncü bölümün ardından, tutmadığı gerekçesiyle dizi Show TV tarafından yayından kaldırılır. Sıra dışı bir noktadan yola çıkmasına rağmen reytinglere çok çabuk yenilen dizi ne yazık ki ne güçlü bir senaryoya, ne de zekice yazılmış esprilere sahipti. Leyla İle Mecnun’un çizdiği patikadan yürümeye çalışmasına rağmen çok çabuk tökezledi. Dalga geçmeye çalıştıkları klişelerin kurbanı olmaktan kurtulamadılar.

Altındağlı:

Kötü adaptasyon adamı bozar

Geçtiğimiz hafta İnternet dünyasını sallayan “geyik haber”lerin başında “Supernatural” dizisinin yerli versiyonunun çekileceği geliyordu. Dizinin fanatikleri ayaklanınca bunun aslında uydurma bir haber olduğu hemen ortaya çıktı. Supernatural’ı birileri yine de ülkemize adapte etmeye kalkışır mı bilmiyoruz ama bu denemelerin sonuncusunun hiç beklenen gibi sonuçlanmadığını çok iyi hatırlıyoruz. İtalyan kökenli mafya babası Tony Soprano ve ailesinin uyuşturucu, seks ve şiddet dolu maceralarını anlatan, gelmiş geçmiş en iyi televizyon dizileri arasında baş sıralarda gösterilen The Sopranos geçtiğimiz yıl Altındağlı ismiyle Türk ekranlarına transfer olmuştu. Sadece iki bölümün ardından yayından kaldırılan dizinin tek başarısı bu alanda bir rekora imza atmakla sınırlı kaldı.

Haberin Devamı

Günebakan:

Kötü şive seyirciyi sıkar

Diziniz İstanbul’da değil de herhangi bir Anadolu şehrinde geçiyorsa karşılaşacağınız en büyük sorun, oyuncularınızın çekim yaptığınız yörenin şivesini doğru düzgün konuşabilmeleri olacaktır. Eğer şive konusuna gereken önemi vermezseniz dizinizin kısa sürede elinizde patlaması kuvvetle muhtemeldir. Tıpkı ATV ekranlarına gelen ve beşinci bölümün ardından izleyicilere veda eden Günebakan dizisi gibi. Tekirdağ’da geçen dizide oyuncuların bir kısmı yerel ağızla konuşurken, geri kalanlar gayet sarih bir İstanbul Türkçesi ile konuşuyordu. Dizinin Gani Müjde’nin artık işlemeyen formüllere sahip senaryosu dışında diğer bir handikabı ise; rol yapmaktan ziyade poz kesmeye meyilli genç oyuncularıydı diyebiliriz.

Haberin Devamı

Ayrılsak da beraberiz:

Tekrarlar izleyiciyi bıktırır

Bugüne kadar beş farklı kanalda 500’e yakın bölümü gösterilen, bu 500 bölümün binlerce kez tekrarı yayınlanan bir diziyi alıp farklı oyuncularla en baştan yeniden çekmek sanırız sadece Birol Güven’in aklına gelirdi. Öyle de oldu. Ne var ki Ayrılsak da Beraberiz, 10 yıl sonra TV8 ekranlarında ölü doğmaktan kurtulamadı. Oyuncular değişse de olaylar, karakterler ve klişeler değişmediği için izleyici diziye hiç ilgi göstermedi. İlk iki bölümün ardından dizi apar topar rafa kaldırıldı, çekilmiş bulunan diğer iki bölüm yaz sezonunda ekranlara geldi ama yine izlenmedi.