Gazete Vatan Logo

Türkiye'yi neler bekliyor?

R. Hakan Kırkoğlu, yeni yıldaki muhtemel gelişmeleri ay ay değerlendirdi

Aylık değerlendirmeler

19 Ocak’ta dolunay gerecek

*Devlet kurumlarını (SSK, Diyanet, TÜBİTAK vb) ilgilendiren konuların yanında işçiler, çalışan kesimler açısından gündemin hareketli ve yorucu olabileceği koşullar var. 4 Ocak’ta gerçekleşecek Güneş tutulması içişlerini daha gergin bir duruma sokuyor. 15 Ocak sonrasında ayrıştırıcı hareketler şiddete, protestolara, gerginliklere zemin hazırlayabilir.
*19’undaki dolunay tüm temaları açığa çıkarıyor ve bizi geriyor. Ayının son günlerinde toplumsal hareketler, protestolar, yığınları ilgilendiren, içerisinde özgürlük arayışı ve eşitlik teması olan gelişmelerin getirdiği durumlar önem kazanabilir.
*20 Ocak sonrasında finansal piyasalara, devletin borçlarına ve genel ekonomik gidişata da odaklanmak gerekecek.

Şubatta belirsizlikler var

*19’una kadar yığınları, halkı ve özgürlükleri ilgilendiren konular, özellikle 14-15 Şubat günlerinde ezilenleri ve zayıf olanları gündeme getiren olaylar, sosyal vicdan vurgusu öne çıkmakta. Hem içişlerini hem de sınırdaş ülkelerle ilgili diplomatik temasları gündeme getiren durumlar yaşanabilir. Ülke içinde ayrışma getiren koşulların kriz yarattığını görmekteyiz.
*18 Şubat’taki dolunayla birlikte ekonominin genel gidişini, finans kesimini ve özellikle sıcak para politikalarını ilgilendirebilecek olaylar bekleyebiliriz. Uluslararası konulardan kaynaklanan belirsizliklerin ülkemiz ekonomisine yansıması daha belirgin olabilir. Bu gelişmelerin getirdiği dalgalanmalar 15-17 Mart günlerinde netleşecek şekilde etkisini sürdürebilir.

Martta üniversiteler çok meşgul!

*20’sine kadar olan dönemde uluslararası konulardan kaynaklanan ve kriz yaratabilecek gelişmeler dış politikayı öne çıkarırken, halkı daha tepkisel kılabilecek, huzursuzluk yaratabilecek gelişmeler söz konusu olabilir.
*Üniversiteleri, akademik konuları, medyayı meşgul edecek olaylar bekleyebiliriz. Seçimlerin yaklaşmakta olması da gündemi yoğun kılıyor olabilir. İnançlar ya da farklı sosyal görüşler açısından sürtüşmelerin dikkat çekici olacağı anlaşılıyor.
*12 Mart’ta Uranüs’ün Koç burcuna ilerlemesi yönetimi, liderleri, ülkemizin dış dünyadaki konumunu iyice öne çıkarmaya başlıyor. Daha bağımsız politikaların göze çarptığı da izlenebilir. Bu dönemde Başbakan’ın tepkileri dikkat çekebilir.

Nisan en hararetli ay

*2’sinde Mars’ın da Koç burcuna ilerlemesi uluslararası gelişmeler ya da medyayı da içine alabilecek durumlar açısından dikkat çekici. Özellikle 20 Nisan’a kadar ülkemiz bu dönemde, uluslararası konularda daha güçlü ve etkin olabileceği gibi, mücadele ve rekabete de hazır olmalı.
*Toplumun tansiyonu çok yüksek olacak. Kuşkusuz seçim atmosferinin etkisi olabilir. Liderleri ilgilendiren konularda önemli çıkışlar, sürprizler ve yenilenmeler görmekteyiz.
*20 Nisan’la birlikte, gündemin farklı konulara kaydığı görülüyor. Ekonominin dengesi, istikrarı önem kazanıyor. Parayı, gelirleri, toprağı ilgilendiren konularda hükümetin duyarlı olacağını öngörebiliriz. Pozitif beklentilere odaklanıldığı anlaşılmakta. Bu özellikle seçimler açısından da önemli.

Mayısta istikrara vurgu gelecek

*Etnik konuların, daha fazla özgürlüğün gündeme geldiği, güçlü bir yenilenme dalgası içerisinde olacağımız fark ediliyor. 21 Mayıs’a kadar ekonominin genel gidişatında istikrar vurgulanıyor, hükümetin ve yöneticilerin bu yöndeki adımları önem kazanmakta. Boğa burcunda gerçekleşen vurgu ekonomik beklentileri ve bunun siyasi alandaki yansımalarını öne çıkarıyor.
*Ancak bir yandan da, ülke içerisinde daha fazla ayrışma ve bu nedenle huzursuzluk ve endişe yaratabilecek gündemler de söz konusu. Siyasi alanda ortaya çıkan manevralar, BDP’nin durumu, yapılabilecek olası seçim ittifakları gündemin ana unsurları haline gelmiş durumda. Nitekim bu süreç, 21’inden sonra, önemli ikiliklere, huzursuzluklara yol açabilecek bir kapasiteye sahip.

Haziran ayında Kemal Kılıçdaroğlu tutulması

*Özellikle 1 Haziran’da İkizler burcunda gerçekleşen Güneş tutulması toplumsal konularda, bütünlüğü içeren alanda tedirginliklere ve ikiliklere yol açabilir. Neyse ki 4 Haziran ile birlikte, istikrarı ve sosyal değerleri öne çıkaran söylemler önem kazanacak. Seçimlere çok kısa zaman kala gerek medyanın etkisi, gerekse ekonomik alandaki pozitif beklentilerin körüklenmesi toplumu yakından etkilemekte. Artan beklentilerin ve pozitif algıların seçim sonuçlarına etkisi çok belirleyici olabilir.
* Seçimlere çok yakın olan 15 Haziran’da Yay burcunda gerçekleşecek Ay tutulmasının Kemal Kılıçdaroğlu için oldukça kritik bir değerlendirme getirebileceğini söyleyebiliriz.

Temmuzda sert önlemler olabilir

*1 Temmuz’da Yengeç burcunda gerçekleşecek Güneş tutulmasının ülkemiz yükselen burcuna düşmesi büyük ve kritik bir olaya işaret ediyor. Bu tutulma güney ay düğümü üzerinde oluştuğu için milli konular açısından oldukça yıpratıcı olabilir. Söz konusu gelişmeler haziranın son günlerinden itibaren aktif.
*15 Temmuz’da gerçekleşen dolunay daha kontrollü ve katı önlemlerin alınmasını sağlayabilir. Milli hassasiyetleri gündeme getiren konular var olmakla birlikte, gizli kalan pek çok şeyin de açığa çıktığını görebiliriz.
* 23 Temmuz sonrasında ekonomik gelişmeleri, harcamaları ve paramızın değerini etkileyen koşulları görüyoruz. Kuşkusuz bu durum ülkenin güneydoğusunu ekonomik açıdan canlandırmak için gereken önemin öne çıkarıldığı bir dönem olabilir.

Ağustosta komşu endişesi

* 3 Ağustos sonrasında askeri ilgilendiren durumların da dikkat çekmeye başladığını anlıyoruz. Mars’ın Yengeç burcuna geçmesi ile birlikte asker daha aktif hale gelerek öne çıkabilir. Yakın, sınırdaş ülkelerle ilişkilerde, anlaşmalarda bazı aksamalar, beklemeler ve sıkışmalar gündeme gelebilir. Daha mücadeleci ve cesur bir tavır sergilenmeye başlanıyor.
* 23 Ağustos sonrasında ve özellikle 29’unda gerçekleşecek yeniayla birlikte komşu ülkelerden kaynaklanan endişeler söz konusu. Türkiye askeri açıdan daha hassas bir dönemde olduğu için yazışmalara, ilişkilere özen göstermek gerekiyor. Toplumun sağlığını, hastaneleri ilgilendiren durumlarla ilgilenmek; çalışan kesimi ve medyayı ilgilendiren sorunları çözmek söz konusu olabilir.

Eylülde sivil anayasa konuşuruz

*Ekonomik açıdan çok iyi yönetilemeyen ya da yanlış varsayımlara dayalı gelişmeler devam ediyor.
* 23 Eylül sonrasında başlayan süreçte diplomasiyi, içişlerini, etnik konuları ilgilendiren konularda ciddi devlet politikaları geliştirilmesi gereği var. Yurtiçindeki huzursuzluk, ayrışmalar önemsenmeli. Nitekim 15’inden sonra daha fazla uyum ve
işbirliği yapılabilmesi olanakları gündeme gelebilecek.
* 23 Eylül’den sonra, özellikle 27 Eylül yeniayı diplomatik ilişkilere yepyeni bir ivme kazandırıyor. Hızlı gelişmeler yaşanabilecek. Sonbahar aylarında ivme kazanabilecek olan yeni sivil anayasa çalışmaları da gündeme gelmeye başlayabilir.

Ekimde gündem değişiyor

* İlk günlerde yeni siyasi dengeler ve askeri de söz konusu edebilecek olaylar olabilir. Bir yeniden yapılanma söz konusu.
* Parasal alanda harcamaları öne çıkaran bir süreçteyiz. Borçları gündeme getiren, zorlayıcı durumlar olabilir.
* 15-16 Ekim tarihleri ise yukarıda sözünü ettiğimiz siyasi, daha çok içişlerini ve etnik konuları içine alan konular açısından bir karar zamanı gibi görülebilir. Ülkemizin gündemi yeni bir şekil kazanıyor. Nitekim 12 Ekim’de gerçekleşen dolunay ardından yeni bir idrak ve anlayış gündeme gelmekte.
* Ekonomi alanında, TL’nin durumu söz konusu olunduğunda çok daha duyarlı ve önlemci olmak gereği var. Sıcak para konusunda önlemler alınması gerek ama bunun sonuçları epey zorlayacak.

11 Kasım’da yeni süreç

* 16-17 Kasım döneminde ekonomik büyümeyi ve istikrarı yeniden sağlamaya çalışan politikalarının gündeme alınması gereği var. Gençleri, sanatçıları, sporcuları içine alan konular öne çıkabilir. Ancak ana konunun ekonomik açıdan spekülatif durumlardan, yatırımlardan ve sıcak paranın getirebileceği unsurlardan kaynaklanabileceğini söylemeliyiz.
* 11 Kasım 2011 tarihinde hangi olayların içerisine girdiğimize özellikle dikkat etmeliyiz. Muhtemelen ABD, İran, Ortadoğu ve komşularımız kaynaklı, gittikçe yoğunlaşan bir gündem yaratılmaya başlıyor. Ancak 11 Kasım’da başlayan sürecin çok uzun soluklu olacağını, bazı sıkışmalara ve huzursuzluklara yol açacağını bir yandan da başkanlık sistemine ait gelişmeleri gündeme getirebileceğini söyleyebiliriz.
Aralıkta başkanlık tartışmaları başlıyor
* 10 Aralık’taki Ay tutulması civarında tartışma ve düşünce alışverişlerinin hız kazandığını fark edebiliriz. Aralık ayı eğitim alanına, üniversitelere büyük bir hareketlilik getiriyor. Bu gelişmeler üniversitelerdeki uygulamalar, diyanet işlerine ait konularla ve diğer sosyal boyutu olan durumlarla alakalı da olabilir.
* 24 Aralık’ta gerçekleşen yeniay ve 27 Aralık civarında gündeme gelebilecek içişlerinde, etnik konularda sıkıntı yaratabilecek durumlar gündeme gelebilir. Benzer şekilde, yine bu dönemde başkanlık sistemini gündeme getirebilecek yeni koşullarla da karşılaşabiliriz.

Bir bakışta 2011

*İçişlerindeki kaynama 2012 Ekim’ine kadar gündemde kalabilir.
*Ülkenin bütünlüğünü tehdit eden gelişmeler ve terör özellikle haziran ve temmuz ayında çok önemsenmeli.
*Ekim siyasi gelişmeler ve yeni sivil anayasa için önemli adımlar getirebilir.
*Başkanlık sistemi konusu gündemden uzak değil.
*11 Kasım sonrasında komşularla ilişkilerde sıkıntılar, 2012 ortasına kadar meşgul edebilir.
*2011 çok önemli başlangıçların ve yeni trendlerin ortaya çıkacağı bir yıl olarak görülmeli. Çünkü bu yıl Uranüs 2018’e kadar kalacağı Koç burcuna ilerlerken, Neptün de 4 Nisan’da Balık burcunun ilk derecesini ziyaret ederek bu burçtaki etkisinin ilk işaretlerini vermeye başlayacak.

Haberin Devamı