Türkiye tersine mi döndü? Günün garip haberleri...
.
Siyaset dünyasında fırtınalı günlerden geçerken karşımıza çok sayıda çarpıcı haber çıkıyor. Bazen “Artık hiçbir şeye şaşırmam” diyoruz, bazen trafikten kafamız karışıyor.
Bugün Ergenekon Davası’nda gelen, birbirleriyle çelişkili haberler gibi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye taleplerini reddetmesi, 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul etmesi, HSYK’nın 13. Ağır Ceza’yı yetki gaspıyla suçlaması…
Bu ağır gündemin arasında ‘Türkiye tersine mi döndü yoksa’ dedirtecek ilginç haberler de kendini gösterdi.
gazetevatan.com
HATLAR KARIŞTI: CİNDORUK’TAN ‘OYLARI BÖLMEYELİM’ ÇAĞRISI
Dikkatimizi çeken haberlerin ilki, bu sabah hükümeti desteklemesiyle bilinen gazetelerin internet sitelerinde karşımıza çıktı.
‘Mustafa Sarıgül çareyi bakın kimde arıyor!’ başlıklı haberde, Sarıgül’ün yıllarca merkez sağ partilerde siyaset yapmış, şimdilerde ‘Milli Merkez’ oluşumunun liderliğini yürüten Hüsamettin Cindoruk’a ve İsmet Sezgin’e yaptığı ziyaret aktarılıyordu. İşin ilginç yanı Cindoruk’un yaptığı çağrıydı.
Bugüne kadar hep sol kesimden duyduğumuz ‘aman oylar bölünmesin’ çağrısını bu kez Cindoruk dile getirdi: “Oylarımızı bölmeyelim Sarıgül'de birleşelim.” Bugüne kadar hep solcu kesime yapılan bu çağrıyı, klasik bir sağcı olan Cindoruk’un kime yaptığını çözmek size kalmış.
ZAFER ÇAĞLAYAN’IN NEFRET SÖYLEMİNE TÜRKEŞ’TEN TEPKİ
Günün bir diğer ilginç haberi yine ideolojik bir karmaşayı yansıtıyordu. 17 Aralık operasyonu sonrası görevini bırakmak zorunda kalan AK Partili eski bakan ve Mersin milletvekili Zafer Çağlayan'ın şu sözleri dün medyada yer almıştı: "Bunları bize bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun.”
Çağlayan’ın nefret söylemi içeren bu sözlerine çeşitli kesimlerden tepkiler geldi. Dikkatimizi çekense MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in tepkisiydi. Milliyetçi, Türklüğe aşırı vurgu yapan bir gelenekten gelen Türkeş’in bu tepkisi, milliyetçi kesimde pek rastlamadığımız türdendi.
TÜRKEŞ: “NE YANİ, YAHUDİ, HIRİSTİYAN İNSAN DEĞİL Mİ KARDEŞİM”
Türkeş, ‘nefret suçu’ işlemekle suçladığı eski bakan Zafer Çağlayan’ı sert sözlerle eleştirdi: “Zafer Bey’in söyledikleri çok çirkin. Apaçık bir nefret suçudur. Ne yani Yahudi, Hıristiyan insan değil mi kardeşim? Bir an önce özür dilemeli. Ben, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesiyim aynı zamanda. Nefret suçları sürekli uğraştığımız konular. Bir an önce önce özür dilenip bu olay kapanmazsa uluslararası arenada da ciddi sıkıntılara yol açar.”
Türkeş ayrıca Başbakan Erdoğan’ın politikalarını, ‘Sünnici bir anlayışa sahip’ olduğunu söyleyerek eleştirdi.
BDP’LİLER BİLE TAHMİN ETMEMİŞTİR…
Bugün karşımıza çıkan ilginç haberlerden biri de Barış ve Demokrasi Partisi’yle (BDP) ilgiliydi. Adını daha çok hakkında açılan usulsüzlük davalarıyla duyduğumuz, bir zamanların Jet Fadıl lakaplı iş adamı Fadıl Akgündüz oyunu vereceği partiyi açıkladı: BDP.
Sanıyoruz BDP’liler bile Akgündüz’ün kendilerine oy vereceğini akıllarına getiremezdi.
KEŞKE HÜKÜMET DİNLESEYDİ
Telefon dinlemelerinin her ne şartla olursa olsun, etik olup olmadığı tartışıldığı bu günlerde Star gazetesi başyazarı Mustafa Karaalioğlu bugün köşesinde ilginç bir yazı kaleme aldı.
Karaalioğlu'nun, 'Keşke 500 bin kişiyi cemaat değil hükümet dinleseydi!' başlıklı yazısından birkaç başlık:
*Koskoca MİT bile, ancak 2 bin civarında telefon dinlerken; emniyet bütün ülkeyi düşman ilan etmiş milyonları dinliyor.
*Mesele, ne surette olursa olsun Erdoğan’a mümkün olan en çok zararın verilebilmesidir. Gerçekte demokratik, hukuki, ahlaki kaygı yoktur. Tek kaygı, hükümetin ilk seçimde tepelenmesidir. O yüzden kayıtların nasıl alındığı ve beraberinde bir milyon başka dinleme yapılıp yapılmadığının önemi yoktur.
*Önemi olsaydı, o kayıtları zevkle yayınlayan gazeteler, televizyonlar bir hayret belirtisi göstermez miydi? Gazetelere bakıyorum... Asrın telekulak istatistikleri değil manşet olmak, birinci sayfalarda bile yer bulmuyor. Kendi genel merkezleri ve yöneticileri de dinlenen CHP ve MHP’den de tek bir itiraz sesi yükselmiyor.
*Dinleyenin hükümet değil cemaat olmasından dolayı susuyorlar. Sessizlik ve görmezden gelmek bundandır. Hazır cemaat hükümete saldırırken bir de çıkıp onların elini mi tutacaklar?
*Keşke bu kadar insanı cemaat değil hükümet dinleseydi.
*Susarak, gizleyerek, görmezden gelerek söyledikleri budur. Medyanın da siyasetin de söylediği bundan başka bir şey değildir
DUL ERKEKLER KADIN SAYILACAK
Bunca siyasi gündemin arasında iki ‘light’ garip haber…
Şükrü Kızılot bugünkü köşe yazısında ilginç bir düzenlemeye değindi: “Çocuğunun annesi ölmüş 'dul erkekler' ile eşinden boşanan ve 'çocuğunun velayetini alan erkeklerin' kadın sayılacağı, bir düzenleme yapıldı.”
Düzenlemeye göre, bundan böyle "Bir iş yerindeki kadınlar sayılırken, dul erkekler ile eşinden boşanırken çocuğunun velayetini alan erkekler de listeye dahil edilecek ve ‘kadın’ sayılacak!"
PAPAĞAN ELEKTRİK SÜPÜRGESİNE YUVA YAPINCA
ABD’de sahibinin elektrikli süpürgesine ‘yuva yapmaya’ kalkışan bir papağan mucizevi bir şekilde hayata döndürüldü.
Marie Margarone isimli kadın 8 yaşındaki papağanını süpürgenin içinde ölmek üzere halde bulunca soluğu veterinerde aldı.
“Bir anda bir ses duydum, süpürgenin ucuna bakınca papağanın tüylerini gördüm. Kuşun öldüğünü düşündüm ve elimden geleni yapmak istedim” diyen Margarone, veterinerin papağanın yaralı halini görünce şok yaşadığını belirtti.
Kan kaybeden ve bir kanadı etkisiz hale gelen papağana yapay kanat takıldı ancak artık uçamayacak.
Evine dönen talihsiz kuşun sahibi ise olayı mucize olarak tanımladı.