Gazete Vatan Logo
Magazin Türkiye'nin başını ağrıtır

Türkiye'nin başını ağrıtır

Kurtlar Vadisi Filistin'in galasına katılan yazarımız Can Ataklı filmi değerlendirdi

Polat Alemdar ve arkadaşları, Kurtlar Vadisi Filistin filminde Mavi Marmara’nın intikamını alırken uçmuşlar! Amaç 9 kişinin katli için emir veren Moşe adlı subayı öldürmek ama bu sırada yüzlerce Filistinli’yi feda etmenin anlamını çözmek zor...

Açıkçası böyle bir film beklemiyordum. ‘Görevimiz Tehlike’ türü, akıl ve zeka oyunlarıyla bezenmiş bir “intikam filmi” çekildiğini düşünmüştüm.

Dün gece Kurtlar Vadisi Filistin filminin özel gösterimine gittim. Daha önce Kurtlar Vadisi Irak’ı da izlemiştim. Orada Türk askerinin başına çuval geçirilmesinin intikamı alınmıştı.

Bu kez de Mavi Marmara gemisine yapılan alçak saldırının intikamı için gitmişler Filistin’e Polat Alemdar ve arkadaşları.

Ancak bu kez o kadar uçmuşlar ki, şaşırmamak elde değil.
Neredeyse 2 saatin bir buçuk saati silahların, bombaların patladığı, askeri araçların, binaların, helikopterlerin havaya uçtuğu sahnelerle geçti. Çok başarılı sahneler bunlar. O kadar.

Ve tabii en önemlisi bolca ölüm var.
Ama öyle böyle değil. Belki yüzlerce kişi öldü.
Onlarca İsrail askeri öldürüldü ama asıl ölenler masum Filistin halkı.

Oysa bütün amaç Mavi Marmara’da 9 kişiyi katleden komandolara emir veren Moşe adlı bir subayı öldürmek.
Bir tek İsrail subayını öldürmek için yüzlerce Filistinliyi feda etmenin anlamını çözmek çok zor.

Film Filistin halkına uygulanan zulme özellikle dinsel nedenlerle öfke duyan ve Yahudilere karşı nefret içinde olanların yüreklerine su serpecektir mutlaka.

Polat Alemdar ve arkadaşlarının olağanüstü kahramanlıkları pek çok kişinin rüya alemine dalmasına da neden olur.

Türkiye’nin başını sıkıntıya sokar

Ama şunu söylemeliyim ki bu film Türkiye’nin başını sıkıntıya sokar.



Çünkü baştan sona kin ve nefret işlenmiş. İnsanın kanını donduran sahnelerle bezenmiş filmden çıkanlar, “Bu kadarı da fazla olmuş” demekten kendilerini alamıyorlardı.
Bu tür filmler elbette çekilecektir. Çekilmelidir de. Türkiye sinema diliyle de olsa zulme karşı gereken cevabı vermelidir. Ancak bir ulusa ve bir dine karşı bu kadar kin ve nefret içinde olursanız, bunu dünyaya anlatmakta da zorluk yaşarsınız.

Amerikalılar da bu tür filmler çekiyorlar. Ama hiç olmazsa filmin sonunda hangi ulustan ve dinden olursa olsun, suç işleyenler, insanlık dışı davrananlar kendi ülkeleri tarafından da lanetleniyor. İyiler iki tarafta da kazanır böyle filmlerde. Oysa bu film hiç bitmeyecek kanlı bir savaşı körükler nitelikte.

Şaşmaz Kardeşler sanıyorum biraz gişe için böyle bir film çekmişler. Doğru yapmamışlar. Umarım bu yöndeki eleştirileri olgunlukla karşılarlar.

Filmin mantık kurgusu ile ilgili söylenecek çok şey var. Ama onu film eleştirmenlerine bırakmanın doğru olacağını düşünüyorum.

Trafikte cezayı yedik

Bu arada son bir not; filmden bıktım eve doğru giderken, magazin müdürümüz sevgili Gülşen aradı ve filmle ilgili izlenim yazıp yazamayacağımı sordu. Tam o sırada yanımda bir trafik otosu bitti ve beni sağa çektirdi. Telefonla konuştuğum için 62 lira ceza kesti.

İşe bakın ki, telefonla konuşanlara ağır cezalar verilmesi gerektiğini yazan ben telefonla konuşurken yakalandım. Allah’ın sopası yok ki. Ama suçlusu Gülşen’dir. (Şaka)

Haberin Devamı