Gazete Vatan Logo

Türkiye'den ABD'ye S-400 resti! 'Kabul etmemiz mümkün değil'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile görüş ayrılığı olan konuların devam etmesine rağmen Biden yönetiminin Türkiye ile yakın çalışma arzusunda olduğunu söyledi. Çavuşoğlu S-400'ler ile ilgili, “Tamamen, yüzde 100 bizim kontrolümüzde olacak. O yüzden pek çok mühendisi, teknisyeni Rusya’ya gönderdik eğitim için ve burada hiç Rus askeri ve uzmanı bulunmayacak. Hal böyleyken başka bir ülkeden gelen teklifi de kabul etmemiz mümkün değil ama böyle bir teklif olduğunu da hatırlamıyorum. Amerika’da bizle yakın çalışma arzusu var. Biden telefonda Cumhurbaşkanımıza ‘Siz de istiyorsanız biz sizinle yakından çalışmak istiyoruz’ dedi ama var olan sorunları aşmamız lazım aynı zamanda.” dedi.

Türkiye'den ABD'ye S-400 resti! 'Kabul etmemiz mümkün değil'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile birlikte Atina ziyaretini takip eden basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu ve Önal özetle şunları söyledi:

M. ÇAVUŞOĞLU: ABD ile önceden devam eden görüş ayrılığımız olan konular devam ediyor. Bir taraftan S-400 meselesi bir yandan ABD’nin Kuzey Suriye’de YPG’ye verdiği destek… FETÖ zaten malum mesele. Aynı sorunlar devam ediyor, bu sene yeni yönetimle beraber sözde Ermeni soykırımı açıklaması ilişkilerimizi daha olumsuz etkiledi. Tüm bunlar olurken yeni yönetimini Türkiye’yle daha iyi ilişki içinde olma arayışını da görüyoruz. Daha iyi diyalog, daha iyi iş birliği.

Suriye’de Uluslararası Suriye Destek Grubu mu olur, fikridaş ülkeler grubu mu, küçük grup Astana toplantısı mı olur… Görüşülmesi gerektiğini konuştuk. Biz Türkiye’de bunu yapabiliriz, küçük grup olmalı dedik. Fransa ile İngiltere ile diğer ülkelerle de görüştük.

S-400’lerin F-35 sistemine gireceği, NATO sistemine zarar vereceği iddialarında bulundu Amerika. Biz de bu iddialarda ciddiyseniz NATO çatısı altında sizin uzmanlar, bizim uzmanlar, NATO’nun uzmanlar bunu araştırsın dedik. Bu kadar şeffaf davrandık ama onlar bunu kabul etmedi. Şimdi ise teknik konuda teklifimizi kabul etmediniz ama siyasi olarak bir çalışma grubu oluşturalım (dedik). ABD’ye bu kâğıdı verdikten sonra son telefon görüşmemizde, Blinken’a cevap bekliyoruz diye hatırlattık.

Haberin Devamı

GÜNDEMİMİZDEKİ EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİ SURİYE"

S.ÖNAL: Wedny Sherman ile Bakanın bahsettiği tüm konular üzerinden geçtik. Sherman’ı ciddi , yapıcı bir tutum içinde gördük. Gündemimizdeki en önemli konulardan biri Suriye. Daha Suriye konusunda özel bir temsilci atamış değiller. Özellikle ikili ilişkiler bağlamında görüş farklılıklarımız olsa da bunların hiçbirini paranteze almadan hepsine çözüm getirme anlayışıyla ele alma amacında olduğumuzu, buna hazır olduğumuzu söyledik.

Libya, Afganistan gibi alanlarda önemli bir iş birliği potansiyeli olduğunu onlar da görüyor. Hatta bu istişarelerin kapsamını Afrika’ya Asya’ya kadar da uzatabileceğimizi konuştuk. Afrika’da artan bir görünürlüğümüz ve kapasitemiz var. ABD ile orada da bir potansiyel görüyoruz. İlişkileri sektörel bazda da arttıracağız, fikir birliğine vardık.

Haberin Devamı

"YÜZDE YÜZ BİZİM KONTROLÜMÜZDE OLACAK"

S. ÖNAL: (S-400 konusunda) Yeni bir şey yok. Eski söylemi tekrar ediyorlar. Yeni bir yaklaşım yok.

M.ÇAVUŞOĞLU: (ABD S-400’ü birlikte kontrol teklifi yaptı mı?) Tamamen, yüzde 100 bizim kontrolümüzde olacak. O yüzden pek çok mühendisi, teknisyeni Rusya’ya gönderdik eğitim için ve burada hiç Rus askeri ve uzmanı bulunmayacak. Hal böyleyken başka bir ülkeden gelen teklifi de kabul etmemiz mümkün değil ama böyle bir teklif olduğunu da hatırlamıyorum.

Amerika’da bizle yakın çalışma arzusu var. Biden telefonda Cumhurbaşkanımıza ‘Siz de istiyorsanız biz sizinle yakından çalışmak istiyoruz’ dedi ama var olan sorunları aşmamız lazım aynı zamanda. Diplomasi de bunun için lazım.

M.ÇAVUŞOĞLU: (ABD YPG tavrında esner mi?) En son Kuzey Suriye’de YPG/PKK ile görüntü verdiler. Bu politikadan vazgeçmiş değiller. Bu sorun zaten demokratlardan başladı ve devam ediyor. Herhangi bir olumlu adım da görmedik.

Haberin Devamı

S.ÖNAL: Sherman ile görüşmemizde, Amerika için bu konunun çıkmaz sokak olduğunu vurguladık. Zaten bunun da farkındalar aslında ama bir izahat getiremiyorlar. Neticede terörle iltisaklı bir yapıyla angajmana girdiler. ‘DEAŞ ile mücadele’ diye açıklamaya çalışıyorlar.

RUSLARDAN GELEN MESAJLAR

M.ÇAVUŞOĞLU: (Rusya’nın seyahat kısıtlamasının arkasında Ukrayna Türkiye ilişkileri mi var?) Rusya’nın bize sürekli söylediği bunun siyasi olmadığı. Rakamların 60 bine çıkmasıyla, yeni varyantların da ülkeye girme riski olduğu söyleniyor. Sonuçta 1 Haziran’a geldik. Rakamlar da düştü umarım açarlar. Çünkü Rus turist de çok istiyor. Burada ev almış çok sayıda da Rus var; Alanya’da Antalya’da çok. Onlardan gelen mesajları görseniz, ‘açın bir türlü evimize gelemiyoruz’ (diyorlar)...

GİZLİ SAKLI BİR ŞEY YOK

Ukrayna ile ilişkilerimiz yeni değil, herhangi bir değişiklik de yok. Kırım konusundaki tutumumuz da belli. Ukrayna ile ilişkilerimizden Rusya’nın rahatsız olmaması lazım. Gizli saklı bir şey yok. İhtilaflı konularda ise Ukrayna’nın doğusunda gayet objektif, her iki tarafa da aynı şeyleri söylüyoruz. Ukrayna’ya ve başka ülkelere de drone dahil, sanayi ürünlerimizi satmamızdan rahatsızlık duyulmaması lazım. Kimsenin alınganlık göstermemesi lazım Rusların da. Suriye bizim bir uçağımızı düşürdü savaşın başında. Neyle düşürdü, Rus füzesiyle düşürdü. Rusya, Suriye’ye veya başka ülkeye füze benzeri veriyor. Biz bir gün olsun bunu niye veriyorsun diye sorgulamadık.

Haberin Devamı

M.ÇAVUŞOĞLU: (Polonya’ya SİHA satışının ardından AB’den başka teklif var mı?) Bütün dünyadan çok talep var. Endonezya’dan başka yerlerden. Ama Romanya ve Polonya konusunda çok ciddi bir değişiklik oldu. Daha önce savunma sanayii ürünlerini satın alırken bir kriter koymuşlardı: AB ve NATO üyesi ülkelerden… Biz ‘AB veya NATO üyesi ülkeler olsun’ diyorduk. AB üyesi olmadığımız için bizim şirketler ihalelere giremiyordu. Her ikisi de bunu değiştirdi.

SEDAT ÖNAL: Mısır, Ortadoğu’nun kritik ülkelerinden biri. Halklar arası ilişkiler, mali perspektif yadsıyamayacağımız önemde. Arap Baharı sırasında konjonktürel görüş farklarımız oluştu, fakat bir yandan da ekonomik ilişkiler devam etti. Mısır hala Ortadoğu’da en fazla ticaret yaptığımız, ilişkilerimizin en ileri düzeyde olduğu ülkelerden biri. Geldiğimiz noktada bölgesel barış ve istikrar bakımından nasıl katkı sağlayacağız, burada Mısır’ın potansiyel rolü ortada, onlar da bizim potansiyel rolümüzü görüyor. Bir de ikili ilişkilerde iyileştirme imkânı var mı? Bu iki unsur üzerinden tekrar diyaloğa girdik. Bu diyalog güçlenmeye başladı. İlkesel anlamda özellikle üçüncü taraflarla ilişkilerde uluslararası örgütler içinde karşılıklı çıkarlarımızın gözetilmesinde bir anlayışa varıldı. En azından birbirimize engel çıkartmama ve yeri geldiğinde de yardım olma yönünde.

‘BAZI BEKLENTİLERİ VE TEREDDÜTLERİ VAR’

İlişkilerin normalleştirilmesi kolay değil. Birtakım beklentiler var fakat aynı zamanda bunun nasıl sağlanabileceğine ilişkin iki tarafın da görüşleri var. Bizim söylediğimiz; bu ikili ilişkilerin normalleştirilme sürecinin bölgesel iş birliğinden ayrı ele alınıp ilerletilemeyeceği aslında bunların birbiriyle ilintili olup birbirini desteklediğini gündeme getirdik. Karşı taraftan hissettiğimiz, bazı beklentileri ve birtakım tereddütleri var. İlk görüşmelerde daha ziyade ikili ilişkileri ele almaya meyilliydiler fakat bölgesel konuları da konuştuk.

ÇAVUŞOĞLU: (Türkiye bölge ile ilgili konularda dışarıda bırakıldı algısı) Doğru bir algı değil. Bunu New York’a gittiğimiz zaman da gördük. Sadece ABD değil, tüm dünya, İsrail de Türkiye’nin en önemli aktör olduğunu gördü. İsrail’in Daimî Temsilcisi BM’de yaptığı konuşmada sadece Türkiye’yi hedef aldı. ABD açıkça başta İsrail’i destekledi sonra çok ciddi tepkiler gelince politikasında değişikliğe gitmek durumda kaldı. Blinken ve bazı yetkililerinin iki devlet vurgusu yapması önemli.

BARIŞ SÜRECİNE TÜRKİYE OLARAK ÇOK KATKI SAĞLARIZ

M.ÇAVUŞOĞLU: (İsrail ile normalleşme )İsrail’in politikalarına ve bunu istemesine bağlı. Barış sürecine dönülmesi lazım. Böyle bir ortamda Türkiye olarak çok katkı sağlarız. İsrail’in barışı tercih etmesi lazım. Savaşı ya da ilhakı değil.

S.ÖNAL: Kamuoyu baskısı da ülkelerinin siyasetini etkiliyor. Yeni Amerikan hükümeti buna tepki vermekte zorlandı. Pozisyonunu gözden geçirmek zorunda kaldı. İsrail’e tam destek veren NYT, Gazze’de ölen çocukların fotoğrafları yayımladı mesela.

AB İLİ İLGİLİ BİR TAKVİM VAR MI?

M.ÇAVUŞOĞLU: Haziran zirvesinde ne karar alacaklar göreceğiz. Özellikle Göç ile ilgili işaret görüyoruz ama bunun kapsamı ne olacak. Sonuçta komisyona Türkiye ile müzakere yetkisi mi verecek, basit bir karar mı alacak? Johanson (AKPM Başkanı) geldiği zaman kendilerine ‘göçmeni durdur parayı al’ politikasını kabul etmediğimizi söyledik. Kovid sonrası uzmanlara göre 100 milyon insan evini terk edecek. Bu sorun devam edeceğine göre yol haritası üzerinde çalışmamız lazım. Maalesef AB çok yavaş davranıyor. AB’den somut, yazılı bir geri dönüş gelmedi. Türkiye’ye daha fazla para verelim kaçak göçü durdursun olmaz. Bu kadar basit bir ilişki değil. Belki bu durum, Yunanistan’ın işine gelebilir doğru ama tam anlamıyla Türkiye-AB ilişkisi olmaz. Didem Özel Tümer/Milliyet