Gazete Vatan Logo

Türkiye balon riski en az olan ülke

GYODER: Türkiye, konutta balon riski en az olan ülke...

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes, “Türkiye, gayrimenkul fiyatları ve finansal sistemin yapısı itibarıyla balon riski en az olan ülke” değerlendirmesini yaptı. 2011 yılında konut fiyatlarında ve kiralarda artışın sınırlı olacağını beklediklerini belirten Tanes, ekonominin yüzde 5 büyümesi durumunda inşaat sektöründeki büyümenin yüzde 8-10 arasında gerçekleşmesini beklediklerini söyledi,

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes, “Türkiye, gayrimenkul fiyatları ve finansal sisteminin yapısı itibarıyla balon riski en az olan ülke” dedi. Tanes, gayrimenkul sektörünün 2010 yılının değerlendirildiği ve 2011 yılı beklentilerinin paylaşıldığı GYODER’in yıl sonu toplantısında yaptığı konuşmada, “Avrupa ülkelerinde borçların sürdürülebilirliği ve ülke iflas riskleri 2011’de kafalarda soru işareti yaratan risklerden. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının ilave likidite yaratması ve bunun oluşturduğu sıcak para bir risk olarak öngörülüyor. Düşük faiz ve bol döviz likiditesinin yarattığı finansal balon riskleri 2011’de gündemde olacak risklerden. Ancak burada Türkiye’yi ayırıyoruz. Türkiye, gayrimenkul fiyatları ve finansal sisteminin yapısı itibarıyla balon riski en az olan ülke” dedi.

Talep hazır bekliyor

Türkiye’de 2003 yılı ile başlayan süreçte alternatif yatırım araçlarının getirilerinin düşmesi ile insanların ertelemiş oldukları gayrimenkul talepleriyle piyasaya gelmelerinin konut fiyatlarını yukarı çıkardığını, fiyatların yer yer 2.5 katına çıktığını hatırlatan Tanes, “Daha sonra krizde herkesin frene basmasıyla o ısınma biraz gevşedi. Bu arada Türk inşaat sektörünün güçlü yanı devreye girdi. Bir anda yukarı giden fiyatlar dengede kaldı. İnşaat sektörünün çok süratle pozisyon alarak yaygın arza başlaması olası balon riskini de hemen hemen tamamen ortadan kaldırdı. Zaten ekonomik durumdan bağımsız olan hazır talep olduğu yerde duruyor. Gelişmiş ülkelerde konut piyasası baskı altında kalmaya devam edecek ve ticari gayrimenkul finansman sisteminde sıkıntı yaşanabilir. Bu ülkeler gayrimenkul piyasalarındaki aşırı ısınma ve fiyat balonlarına karşı hassas olacak. Türkiye’de gayrimenkul varlık fiyatları seviyesi ve finansal kurumların taşıdıkları yükümlülükler itibarıyla 2011’de balon riski sınırlı kalmaya devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.

Arzı artışı % 10’u bulur

2010 yılında konut fiyatları ve kiraların Türkiye genelinde durağan kaldığını belirten Tanes, “Konut fiyatları alım için uygun seviyelerde. 2011 yılında beklenen konut talebi ve yeni konut arzları çerçevesinde konut fiyatlarında ve kiralarda artış sınırlı kalır. Ekonominin yüzde 5 büyümesi durumunda inşaat sektöründeki büyüme yüzde 8-10 arasında olur. Konut arzındaki artış da yüzde 10’ları bulabilir” diye konuştu. Tanes, ofis talebine ilişkin olarak da, “Olumlu ekonomik beklentilere bağlı olarak kiralama talebinde artış devam edecektir. Yabancı şirketlerin Türkiye’ye ilgisinin artmasıyla ofis kiralama talebi de yükseliyor” dedi. Lojistik alan talebi açısından çok fazla gelişme görülmediğini söyleyen Tanes, AVM yatırımlarının yeniden canlandığını, ertelenen, iptal edilen projelerin tekrar hayata geçtiğini, orta vadede AVM arzında doygunlaşma beklendiğini, 2010’da 25 yeni AVM açıldığını ve düşündüklerinden daha büyük genişleme olduğunu kaydetti.

GYO’ların portföy değeri 10.2 milyar liraya ulaştı

Bu yılın GYO’ların yılı olduğunu söyleyen Tanes, 2010’da 6 yeni GYO’nun halka açıldığını, İMKB’de işlem gören GYO sayısının 21’e yükseldiğini, 21 GYO’nun portföy değerinin 10,2 milyar liraya, piyasa değerinin 10.4 milyar liraya ulaştığını anlattı. 2011 öngörülerine de değinen Tanes, “Merkez Bankası faiz oranlarının yüzde 6-7, konut kredileri faizlerinin aylık ortalama yüzde 0.9 olmasını bekliyoruz. Konut kredilerinin yüzde 20 büyüme ile 68 milyar liraya ulaşmasını, konut fiyatları ve kiralarında sınırlı artış gerçekleşeceğini, ticari gayrimenkul yatırımlarında yüzde 8-10 büyüme olacağını, ticari gayrimenkul kiralarında sınırlı bir artış olacağını öngörüyoruz” dedi.

Yoğun yatırımcı ilgisi var

Türkiye’nin sağlam bir finansal sisteme sahip olduğunu ve çok düşük kamu borcu bulunduğunu belirten Tanes, şunları kaydetti: “Batılı ülkelerin, AB’nin üyelik kriterleri arasında koyduğu borçluluk oranlarını artık kendileri tutturamazken, Türkiye tutturur hale geldi. Gelişmiş ülkelerde, Avrupa ekonomilerinde kırılgan ve yavaş, güven vermeyen bir büyüme var. O nedenle de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere artan bir ilgi var. Türkiye de burada çok ciddi şekilde ön plana çıkıyor. Batıda, ’kriz nedeniyle varlık fiyatlarının oldukça aşağı düşmüş olması, hazır yatırımcıları belki de olgunlaşmış Avrupa piyasasındaki gayrimenkulleri almaya itebilir ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin gayrimenkul piyasaları hareketsiz kalabilir’ gibi bir argüman ileri sürülüyordu. Ama Batılı ülkelerde, özellikle euro bölgesindeki büyümenin güven vermemesi ve çok kırılgan olması, bu konuyu da gündemden düşürdü. Türkiye ve Türkiye benzeri ülkeler yoğun yatırımcı ilgisini çekmeye başladı.”

Haberin Devamı