Gazete Vatan Logo

Türk Telekom baskını davasında sanık sayısı arttı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Türk Telekom binasındaki eylemlere ilişkin dava, olay tarihinde binbaşı rütbesiyle Kara Harp Okulunda görev yapan Yahşi Ekici hakkında iki ay önce açılan davayla birleştirildi ve sanık sayısı 30'a yükseldi

Türk Telekom baskını davasında sanık sayısı arttı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Ulus'taki Türk Telekom binasını kontrol altına almaya çalışan 27'si Kara Harp Okulu Komutanlığı subay adayı kursiyer, 29 kişinin yargılandığı davada sanık sayısı 30'a yükseldi. Olay tarihinde binbaşı rütbesiyle Kara Harp Okulunda görev yapan Yahşi Ekinci hakkındaki dava, bu davayla birleştirildi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki mahkeme salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatları ile şikayetçiler Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığının avukatı katıldı.

Duruşmada hazır bulunanların tutanağa geçirilmesinin ardından, olay tarihinde binbaşı rütbesiyle görev yapan, yeni deliller üzerine hakkında iki ay önce dava açılan ve bugünkü davayla birleştirilen sanık Yahşi Ekinci'nin kimlik tespiti yapıldı.

Sonrasında Ekinci, avukatı bulunmadığını bildirdi, barodan avukat talep etti ve avukat atanmasının ardından savunmasını yapacağını kaydetti.

Duruşmada daha sonra olay gecesi Harp Okulu Lojmanlarının bulunduğu yerdeki 5 nolu nizamiyede nöbet tutan Sinan Kalkan tanık olarak dinlendi.

Haberin Devamı

Kalkan, saat 21.30 sıralarında beyaz renkli bir otobüs yaklaştığını, iki üç kişinin pencereyi açarak, "Acil durum var, çıkmamız gerekiyor" dediklerini anlatarak, "Kapıyı açtım, çıktılar. Araçtakilerin kamuflajlı olduğunu gördüm. Saat 22.00 sıralarında Yahşi binbaşı kamuflajlı olarak nizamiyeye geldi. 'Lojman personeli dışında araç giriş çıkışı olmayacak' dedi. Saat 22.00-22.30 sıralarında da Kara Harp Okulu öğrencileri geldi. Başlarında üç tane rütbeli personel vardı. Sabaha kadar bölgenin güvenliğini alacaklarını söyledi." diye konuştu.

Kalkan, sanıklardan Ekinci'nin sivil aracıyla saat 22.30 sıralarında tekrar geldiğini, bir üsteğmenle görüştükten sonra gittiğini anlattı.

Diğer tanığın beyanı

Tanık Mustafa Beşiktaş da olay tarihinde askeri öğrenci olarak Kara Harp Okulunda bulunduğunu, olay günü de üçüncü bölüğün ikinci depo görevlisi olduğunu belirtti.

O gün saat 16.00-18.00 arasında spor eğitimi planlandığını, spor içtimasına hazırlandıkları sırada takım odasında teğmen Samet Şahin'in Afyonkarahisar'daki harp tatbikatı için inzibat timi seçileceğini ve silahların hazırlanması gerektiğini söylediğini anlatan Beşiktaş, bunun üzerine spor içtimasına katılamayarak, takım odasına, Şahin'in yanına gittiğini ifade etti.

Haberin Devamı

Beşiktaş, şöyle devam etti:

"Şahin, tatbikat için üç otobüs ayrıldığını, otobüslerde üçer personel olacağını, birinin astsubay kursiyer, ikişer dış kaynak kursiyer olacağını söyledi. Faaliyet için yalnızca inzibat timinin silah alacağını bildirdi. Otobüs listesini açarak, atış eğitimi başarılı olanlardan 9 personel seçti. Piyade Üsteğmen Fatih Çankal gelerek, inzibat timinin hazır olup olmadığını sordu. Samet teğmen hazır olduğunu belirtti. Listeyi öğrenince Çankal, 'Dış kaynak kursiyerler daha silah tutmasını bilmiyor. Onlar mı bizi koruyacak' dedi. Hepsinin astsubay kursiyer olmasını istedi. Kapıyı vurup çıktı. Samet teğmen listeyi tekrar açarak, 9 tane astsubay kursiyer seçti. Listedeki isimlerin karşısına bu kişilerin imza atmasını ve silahları şimdiden hazırlamamı belirtti. Takım odasından çıkınca depoya gittim, listeye göre arkadaşların silahlarını hazırladım. İçtima alanında arkadaşların spordan gelmelerini bekledim. Geldiklerinde harp tatbikatı için yalnız 9 kişinin silah alacağını belirttim. İsmini saydıklarımın yanıma gelmesini söyledim. İsimlerinin karşısına imza attırarak, listeyi Samet teğmene teslim ettim."

Haberin Devamı

Beşiktaş, bunları yaptıktan sonra akşam üstü çarşıya çıktığını, arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini, saat 21.30 sıralarında da arkadaşlarıyla taksi tutarak, okula döndüğünü anlattı.

İçtima alanına geçince bölük komutanı Ahmet Önder Biberoğlu'nun kendisini çağırdığını öğrendiğini ifade eden Beşiktaş, sivil kıyafetle Biberoğlu'nun odasına girdiğini kaydetti. Biberoğlu'nun, ertesi gün için seçilen inzibat timinin hazır olmasını ve silahlarının verilmesi gerektiğini söylediğini aktaran Beşiktaş, depo anahtarını alarak 9 kursiyere saat 21.40 civarında silah verdiğini bildirdi.

Haberin Devamı

Beşiktaş, "Adil Cumhur İpekçi'nin silahının gezi yoktu. Kendi üzerime zimmetli silahı verdim. Bölük komutanının odasına çıkıp, arkadaşın silahının gezi olmadığı için kendi silahımı verdiğimi belirttim. Bir sıkıntı olmayacağını, iyi yaptığımı söyledi. Arkadaşlara ertesi günkü tatbikat için mühimmat verileceği söylendi. Ortada yanlış bir şeyler olduğunu ama anlayamadığımı belirttim. Çünkü mühimmat faaliyete başlanacağı zaman verilirdi. O da anlamamış. 'Ne olduğunu anlayamadım' dedi." ifadelerini kullandı.

Daha sonra Çankal'ın "Herkes silah başına" diye bağırdığını, kendisinden de bağırmasını istediğini aktaran Beşiktaş, kendisinin de içtima alanında "Herkes silah başına." diye bağırdığını söyledi.

"Askeriyenin yönetime el koyduğunu söyledi"

Kamuflaj giymek için koğuşa çıktığını ancak kalabalık nedeniyle depolar kısmının kapısına ulaşamadığını söyleyen Beşiktaş, şöyle devam etti:

"Anahtarı elden ele uzatarak ikmal astsubay Gürkan Gürsoy'a ilettim. Kapıları açınca herkes rastgele silahını alarak çıktı. Ben de en son girdiğimde kasaturaların ve bazı silahların yerde olduğunu gördüm. Rastgele bir silah alarak, bölük içtima alanına geçtim. Kimse yoktu. Oradan tabur içtima alanına geçtim. Orada da kimse yoktu. Libyalı kursiyerleri gördüm. Taburun yerini sordum. Söyledikleri yere gittiğimde bazı arkadaşların gruplar halinde ayrıldığını, bazılarının ise bölük şeklinde ayrı ayrı tutulduğunu gördüm. 'Burada ne oluyor komutanım' dediğimde, 'Yerine geç' dediler.

Tuğgeneral Kerim Acar, 22.30 civarında 'Hükümetin teröristle işbirliğindeyken yakalandığını, o yüzden de askeriyenin yönetime el koyduğunu' söyledi. Arkadaşlarla bir müddet bekledikten sonra bölük komutanı depoya gönderdi. Kaç silah kaldığını saydım. Diğer bölüklerden kursiyerler geldi, kendilerine de silah verileceğini belirtti. Ben de sadece kendi bölüğümüze silah verileceğini belirttim. Üç dört kursiyer, 'Bölük komutanı gönderdi. Silah almamız gerekiyor' dediler. Komutanın yanına giderek, 'Silahları vermemi sizin emrettiğinizi söylediler' dedim. 'Sorun yok, alabilirler' dedi. Beni tekrar hücum yeleği için, şarjör için depoya gönderip, duruyordu."

Beşiktaş, davanın sanıklarıyla sabaha kadar irtibat kuramadığını bildirerek, "Ertesi gün, tabur komutanı Dilaver Uysal bizi topladı, 'Bizleri bir hainliğin içine sürüklediler' dedi. O gece kursiyerlerle harekete geçildiğini, 'Halka, polislere sıkılsın' denildiğini belirtti. Kendisinin silahların bırakılarak, polislere teslim olmasını söylediğini anlattı. Tümgeneral İzzet Çetingöz ise kendisinin derdest edildiğini, Genelkurmay'a ve Türk Telekom'a gidenlerin hainliğin içine sürüklendiğini anlattı." diye konuştu.

Cumhuriyet Savcısı Hamza Yokuş, sanık Ömer Ergenekon hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesini, sanık Yahşi Ekici için barodan avukat istenmesini ve gelecek celse savunmasının alınmasını talep etti.

Milli Savunma Bakanlığının davaya müdahilliğinin kabulünü isteyen Yokuş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından varsa, ByLock kullandığı bildirilen sanıklar Melih İsa Aktaş ve Rıfat Çalık'ın görüşme içeriklerinin istenmesi ve tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamı talebinde bulundu.

Tutuklu sanıklar ve avukatları tahliye taleplerini aktardı.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi ve Milli Savunma Bakanlığının davaya müdahillik talebini kabul etti.

Sanıkların ByLock kullanımıyla ilgili konuların araştırılmasına hükmeden heyet, sanık Ekinci için barodan avukat istenmesini kararlaştırdı ve duruşmayı erteledi.

İddianame

Emniyet Genel Müdürlüğü tüzel kişiliğinin yanı sıra 45 kişinin "şikayetçi" olarak gösterildiği iddianamede, sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör amaçlı cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından da ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.

İddianamede, eski albay İlhami Polat'ın koordinatörlüğünde, eski kurmay yarbay Ömer Ergenekon'un sevk ve idaresinde 27 subay adayı kursiyerin Türk Telekom Ulus binasını kontrol altına alma girişiminin darbe girişimine yönelik önceden planlı bir faaliyet olduğunun değerlendirildiği

belirtilerek, darbecilerin, darbenin başarı ihtimalinin azalmasına paralel olarak suç delillerini ortadan kaldırmaya yönelik girişimde bulundukları, kamera kayıt cihazlarını imha etmeye çalıştıkları bildirilmişti.

Tanık beyanında ismi geçen Kara Harp Okulu eski dekanı tuğgeneral Kerim Acar ise Ankara Kara Harp Okulunda (KHO) yaşanan eylemler nedeniyle 239 kişi hakkında Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın sanıkları arasında bulunuyor.