Gazete Vatan Logo
Magazin Türk besteciler evimizde hissettiriyor

Türk besteciler evimizde hissettiriyor

Türk besteciler evimizde hissettiriyor

Klasik Batı ile Türk müziğini harmanlayan Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner, 2008 yılında ‘Duo Blanc&Noir’ grubunu kurdu. Ayrı anne babalardan olmalarına rağmen kardeş gibi olan ikili, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kendilerini evde hissetmek için konsere Türk bestesi ile başlıyorlar.

- Duo Blanc&Noir nasıl bir araya geldi?

Bizim müzikal yolculuğumuz, 12 yaşımızdayken Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde sevgili hocamız Namık Sultanov’un sınıfında başladı. Yollarımız yine müzik yüzünden başka ülkelere ayrılana kadar müzik ve diğer bütün dersleri aynı sınıfta okuduk.

- Klasik müzik üzerine aldığınız eğitim sonrasında, geleneksel Anadolu müziğine bakış açınızı anlatır mısınız? Özellikle çok sevdiğiniz müzisyenler kimler?

Klasik müzik eğitimimizi Moskova, İsviçre ve Almanya gibi farklı ülkelerde alırken kendi kültürümüze ve müziğimize daha çok yakınlaştık. Okuduğumuz ülkelerdeki meslektaşlarımız, geldiğimiz ülkenin müziğini merak ediyorlardı. Makamlar, tek sesli müzik, Türk halk müziği, klasik müzik ve bestecileri bize hep sorulan konulardı. Anadolu’dan çıkmış çok özel ozanlarımız ve türkülerimiz var. Aşık Veysel, şiirle müziği birleştiren en güzel örnektir. Türk halk müziğini klasik batı müziğiyle harmanlayan ve bu ezgileri besteleyen Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun gibi besteciler de biz müzisyenlere arşiv niteliğinde çok önemli eserler bıraktılar. Günümüzde besteciliğiyle de dünyada adını duyuran piyanist Fazıl Say, Türk edebiyatını ve müziğini harmanlayan modern bir ozandır bizim için.

Haberin Devamı

- Piyano ikilisi olarak tabuları kırdınız. Kardeş veya akraba değilsiniz. Bu uyumu nasıl yakalıyorsunuz?

Biz on gün arayla doğmus ve ayrı anne babalardan olma iki kardeşiz diyebiliriz. İki meslektaş olmanın dışında, birlikte severek vakit geçiren iki dostuz. Sanırım aramızdaki bu enerji müziğimize de yansıyor.

SON YILLARDA MOZART’A ÇALIŞIYORUZ

- Kökleri Anadolu’nun gizemiyle dolu olan bu müzik üzerinde uzun yıllardır araştırmalar yapıyorsunuz ve repertuarınızda yer veriyorsunuz. Sizi en çok etkileyen ne oldu bu yolda ilerlemeye karar vermeden önce?

Haberin Devamı

Yurt dışında katıldığımız çeşitli müzik festivallerinde ve konserlerde hep bir Türk bestecisine veya bizim uyarladığımız bir Türk eserine yer veriyorduk. Konsere başladığımız ilk eser, her zaman bizim ülkemizin eseriydi. Bu eserlerde kendimizi yabancı ülkelerde de piyanomuzun başında evimizde hissediyorduk. Bu duyguyla başladığımız konserlerde ilk bestenin ardından çalacağımız her türlü esere ruhsal olarak hazır oluyorduk. Bu geleneği hala konserlerimizde devam ettiriyoruz.

- Mozart’tan Fazıl Say’a, Aşık Veysel’den Piazzolla’ya uzanıyorsunuz. Konserlerinizde nasıl bir atmosfer oluşuyor?

Bizim konserlerimiz müziği seven herkes için. Çaldığımız her eseri kendi dönemine, bestecisinin tarzına uygun şekilde hakkını vererek çalmaya gayret ediyoruz. Son yıllarda en çok uğraştığımız ve üzerine çalıştığımız besteci sanırım Mozart’tır.

İkili, 24 Mart’ta Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde sahne alacak.