Gazete Vatan Logo

Tüp bebek son çare!

Diyelim ki doğal yollarla çocuğunuz olmuyor. Tedavide izleyeceğiniz ilk adım ne olmalı? Prof. Dr. Aydın Arıcı, “Bilinenin aksine, tüp bebek tek yöntem değil. Hatta aşılama gibi farklı tedaviler uygulandıktan sonra başvurulacak son yöntem. Ama sorun erkekten kaynaklanıyorsa en iyi çözüm tüp bebek” diyor

Günlerdir Prof. Dr. Aydın Arıcı’yla konuşuyoruz. Bugün onun yanı sıra Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aytuğ Kolankaya‘nın da görüşlerine de başvurduk. Konumuzsa, doğal yollardan çocuğu olmayan çiftlerin tedavide izleyecekleri yollar...

İLK ADIM NEDENİ BULMAK
Prof. Dr. Aydın Arıcı, “Tedavi, kısırlığa neyin sebep olduğunu belirlemekle başlıyor. Neden belirlendikten sonra, sorunu aşmaya yönelik tedavi seçenekleri en kolay, ucuz ve zahmetsiz olandan başlanarak uygulamaya konuyor” diyor. Arıcı, infertilite tedavisinin sebebe yönelik olarak farklılaştığını ifade ederek, uygulanan yöntemlere ilişkin de şu bilgileri veriyor:

“Eğer kadının tüplerinde tıkanma ya da yapışıklık gibi bir sorun varsa, önce laparoskopi ile ve ona uygun lazer ya da makasla yapışıklıkların veya tüplerin açılmasına yönelik bir operasyon gerekiyor. Sorun yumurtlamada eksiklik veya düzensizlik ise buna uygun olarak önce hap ile sonra enjeksiyonlarla tedaviye geçebiliriz. Eğer sorunun nedeni erkekten ve spermden kaynaklanıyorsa, önce aşılama yöntemiyle tedaviye gidilebilir. İlk aşamada yapılan ve nispeten basit dediğimiz tedavilere yanıt alınmadığı takdirde tüp bebeğe geçilmesi gerekiyor. Tabii burada endometriozis ya da miyom gibi bir sorun varsa, bunların da cerrahi olarak düzeltilmesi şart.”

İnfertilite tedavisinde kullanılan yöntemlerin başında, ‘aşılama‘ denilen inseminasyon yöntemi geliyor. Bu tedavide öncelikli amaç, gerekli hormon ilaçları verilerek, kadında takip altında gebelik oluşturabilecek bir yumurtanın gelişmesini sağlamak. İkinci amaç ise, erkeğin spermlerinin alınıp yumurtayı döllemesini kolaylaştıracak işlemlerden geçirilerek kadının rahim ağzından içeriye verilmesi olarak sıralanıyor.

Opr. Dr. Aytuğ Kolankaya, inseminasyon tedavisi ile başarı oranlarının yüzde 17-18‘ler civarında gerçekleştiğine dikkat çekerek, tedavi ve başarı oranlarının önemine ilişkin şunları söylüyor: “İnseminasyonda eğer kadının tüpleri açık ise öncelikle yumurtalıkları uyarıyoruz. Adet kanaması başlangıcında hastayı görüyoruz ve tedaviye adetin 3 ya da 5’inci günü arasında başlıyoruz. İlaçların etkinliği ve yumurta gelişimini takip edebilmek amacıyla kadını belirli aralıklarla ultrasona alıyoruz. Yumurtalıklardaki yumurta gelişimi istenilen düzeye ulaşana kadar hormon ilaçlarının uygulanmasına devam ediyoruz. Yumurtanın gelişimi tamamlanınca da çatlatma iğnesi denilen bir iğne yapıyoruz. Çatlama zamanı geldiğinde, hastanın eşini de çağırıp sperm alıyoruz. Alınan bu spermlerin, laboratuvarda en iyilerini, gebelik oluşturma ihtimali en yüksek olanlarını seçerek rahim içine vermek için bir dizi işlemden geçiriyoruz. Böylelikle daha kaliteli, sayıca daha yoğun ve hareketli hale getirdiğimiz spermleri, normal muayene şartlarında plastik bir kanülle rahim içine zerk ediyoruz.”

Bu noktada çatlama zamanını saptayıp uygun dönemde spermin içine düşmesini sağlamak son derece önem taşıyor. Çünkü normal zamanda sperm 48 saat, yumurta ise 24 saat vücut içinde yaşayabiliyor. Başarılı bir aşılama için bu ikisinin çakışması gerekiyor.

Erkek infertilitesinde en iyi tedavi yönteminin tüp bebek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aydın Arıcı, hastanın tüplerinin tıkalı olduğu, ancak cerrahi müdahaleyi kabul etmediği durumlarda tüp bebek yöntemine başvurulduğunu belirtiyor. Tedavinin sağladığı bir diğer önemli avantajın da enjeksiyon yöntemindeki çoğul gebeliklerin önüne geçilmesi olduğunu hatırlatan Prof. Arıcı, tüp bebekte bunun hekimin kontrolünde olduğunu ifade ediyor.

Türkler cinsel eğitim istiyor
Cinsel Eğitim ve Araştırma Derneği’nin Türkiye genelinde 1.537 kişiyle yaptığı anket çalışmasında, katılımcıların yüzde 75’i okullarda cinsel eğitim verilmesinin uygun olacağını belirtirken, yüzde 65’i bu eğitimin kızlara ve erkeklere ayrı sınıflarda verilmesini uygun gördü. Araştırmayla ilgili konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Eker, Türk insanının doktoru sormadan cinsel konulara giremediğini belirlediklerini kaydederek, “Erkeklerin sadece yüzde 5’i, kadınların ise yüzde 6’sı cinsel sorunlarını direkt olarak doktoruna anlatabiliyor” dedi. Kaynak: AA

Mutsuz insanlar daha başarılı!
Kanada’da yapılan bir araştırmada, mutluluğun yaratıcılığı artırdığı ancak konsantrasyonu azalttığı; mutsuzluğun ise daha dikkatli ve zor görevlerde daha başarılı olmayı sağladığı ortaya çıktı. 24 gönüllü üzerinde yapılan araştırmada, farklı müzikler dinletilerek deneklerin ruh haline bakıldı. Deneklerin kendilerini mutlu ve mutsuz hissettikleri sürelerde bazı görevler yapmaları istendi. Mutsuz denekler dikkatlerini bir noktada yoğunlaştırıp konsantre olabilirken, mutlu deneklerin dikkatinin daha çabuk dağıldığı görüldü. Bilim adamları, mutlu insanların görüş ve algı alanının daha geniş olduğunu, bu nedenle de dikkatlerini bir noktada yoğunlaştırmakta zorlandığını belirtti. Mutsuz insanların ise dış etkenlere karşı daha kapalı olduğu, bu nedenle dikkatini daha kolay bir noktada toplayabildiği ifade edildi. Kaynak: AFP

YARIN:
* Sperm mıknatısı...
* Kaliteli embriyolar nasıl seçilir?

Haberin Devamı