Bir askerlik filmi: “Nefes”

Haberin Devamı

Levent Semerci’nin ilk sinema filmi “Nefes”i izlerken aklıma önce Steven Spielberg’in klasikleşmiş eseri “Er Ryan’ı Kurtarmak” geldi.

Sonra da Metin Erksan’ın bu film hakkında yazdığı yazıyı(*) hatırladım.

“Yalnız Türkiye’de bulunabilecek ‘kimileri’ bu filmi ‘savaş yandaşı’, ‘savaş karşıtı’, ‘savaşın dehşeti’, ’savaşın sorgulanması’, oluşumunda algılamışlardır. ‘Er Ryan’ı Kurtarmak’ adlı film yalnız ve yalnız nesnel (objektif) ve yetkin (mükemmel), bir ‘askerlik’ ve ‘ordu’ filmidir.”

Görüldüğü kadarıyla, “Nefes” üzerine yazılıp çizilenler de Erksan’ın yakındığı şekilde.

***


Hakan Evrensel’in “Güneydoğu’dan Öyküler” kitabını temel alan öykü, bir dağ karakolunu kırk askeriyle korumaya çalışan Mete Yüzbaşı’nın etrafında gelişiyor.

Mete Yüzbaşı’nın yalnızlığı, öfkesi ve özlemi, insanın içini acıtacak kadar gerçekçi. Bunda elbette, filmin bize en önemli armağanı, oyuncu Mete Horozcu’nun büyük katkısı var. Böyle derinlikli bir subay kompozisyonu pek görmemişti sinemamız.

***


Ayrıca öykü bana garip bir şekilde Melville’in “Moby Dick” romanını hatırlattı.

Belki de film ilerledikçe Mete Yüzbaşı’yla “Doktor” arasındaki karşılıklı intikam tutkusu beyaz balinayla Kaptan Ahab’ın ilişkisine, karakol bir gemiye, dağların enginliği de okyanusa benzediğinden... Ama ne olursa olsun, “Kürt Açılımı”nın lehinde ya da aleyhinde kullanılabilecek bir film olmamayı başarıyor “Nefes”. Askerlik mesleğine yapılmış bir övgü olmakla kalıyor, tıpkı “Er Ryan’ı Kurtarmak” gibi.

***


Peki askerlik bu şekilde övülmesi gereken bir meslek mi? İsterseniz bunun cevabını ben vermeyeyim.

“Çevresindeki devletler silahlı oldukça, hayır, dünya yüzünde bir tek silahlı devlet bulundukça, ödevini bilen bir devlet tüm anlaşmalara karşın ve tüm anlaşmalar ile birlikte, kendi güvenliğini öncelikle kendi silahlı gücüne dayandırır. Elinde kılıç olan, bağımsızlığını her an savunan bir ulus, güvenliğini sağlar. Ulusların tüm özelliklerini unutarak ve öbür uluslar ile karşılıklı çıkarlarını akla uygun bir konuma getirerek tüm dünya yüzünde gerçekten insanca bir tek topluluk oluşturabileceklerini düşünmeleri tatlı bir kuramdır...” (**)

Gazi Mustafa Kemal, böyle diyerek Latinlerin acı ama gerçek sözüne gönderme yapıyor belki de: “Barış istiyorsan, savaşa hazır ol.”

(*) “Bir Askerlik Filmi: Er Ryan’ı Kurtarmak”, Cumhuriyet, 14 Şubat 1999

(**) “Uygar (Medeni) Bilgiler” adlı kitabındaki “Ordu Hayatı” başlıklı bölümden.

DİĞER YENİ YAZILAR