Bayramın son günü...

Bugün bitiyor bayram... Dört gün boyunca tatilde bile olsak, tanıdık ya da tanımadık birçok kişinin bayramını kutladık, iyi dileklerde bulunduk birbirimize. Kimilerine kızdık, yolları kan gölüne çevirdiler diye, kimileriyle eski güzel bayram anılarını paylaştık. Bazen reformist baktık ona, bazen de gelenekçi tarafımız ağır bastı, ritülleri gerçekleştirdikçe mutlu olduk. Öyle ya da böyle bayramlar, adları gibi mutluluk vermek için, kutlanmak için var.

Peki hiç düşündünüz mü, ne zamandır kutluyoruz kurban bayramını? Bu bayram İslam inancına göre Hicri aylardan zilhiccenin onuncu gününden başlayarak dört gün boyunca devam eden dini bir bayram.

İslam dinin kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de belirtildiğine göre, ilk kurban Hazreti İbrahim döneminde kesilmiştir. Hz. İbrahim’in bir erkek evladı olması durumunda onu Allah’a kurban edeceğini söylemesi üzerine kendisine Allah tarafından yapılan bir sınavın sonucu olarak gelişmiştir.

Kişinin hissedeceği takva

Kur’an-ı Kerim’de bu olay Saffat suresinde şöyle anlatılmaktadır:

Haberin Devamı

"İbrahim ‘Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et’ dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, ‘Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?’ dedi. İsmail, babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın’ dedi. Her ikisi de Allah’a teslim oldular. İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı’ Dedik ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim’e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır.”

Bu sure dışında; Bakara, Maide, Hac ve Fetih surelerinde de kurbandan söz edilmektedir. İslamiyet’e göre önemli olan kesilen hayvandan akıtılacak kan değil, bu işi yaparken kişinin hissedeceği bağlılık ve takvadır.

Büyük emri yerine getirmek

Peki İslam dininden önce kurban kesme var mıydı? Bu sorumluluk, Hıristiyanlık ve Yahudilik dinlerinde de vardı. Batıl dinlerde ise ilah olarak nitelenen güçlere karşı kurban adama ve kurban kesme ritülleri bulunmaktaydı. Putperest Araplar, İslâm öncesi dönemlerde tapındıkları putlara kurban kesiyorlardı. Ölen kimselere, kabirleri başında hayvanlar kurban edildiği gibi cinlere de onların şerlerinden sakınmak gayesi ile kurbanlar kesilirdi. Her çağda inançların kadim bir gelenek ve töresi halinde olan kurban kesme, büyük bir güce olan bağlılığın ve itaatin sembolü gibiydi.

Haberin Devamı

Hak dinlerde bu, doğrudan Allah rızası için yapılan bir iştir. Bir başkasının karnını doyurmak, komşuya, yakın dosta, akrabaya bir armağan vermek, bayram vesilesiyle onu hatırlamak ama her şeyden önce büyük bir emri yerine getirmek, İslam toplumlarında bir alışkanlık halini almıştır.

Önemli olan bütün bu emirleri yerine getirirken yardımsever olmanın, iyi bir insan olmanın, başkalarını düşünebilmenin, inancın temizliğini ve güzelliğini yaşamanın tadına; güler yüzün, samimiyetin ve değerlerin farkına varabilmektir.

Haberin Devamı

Dini vecibeleri yerine getirmenin en güzel tarafı, onların tesadüfen değil, büyük bir gücün düşüncesinin ürünü olduğunu fark etmek; bunu ezbere değil, gönülden yapma olgunluğuna erişebilmektir.

Hepinize iyi bayramlar.

DİĞER YENİ YAZILAR