Tuhaf bir çocuğun fevkalade hikayesi

Ertuğrul Özkök’le şahsen 2006’da yazdığım bir kitap vesilesiyle tanışmıştım. Bir kahvaltı sohbetine; Türkiye’yi, tarihi, politikayı ve edebiyatı sığdırmıştık. Ertuğrul Bey’de bana çok tanıdık gelen bir hava vardı. Aydın, kendiyle barışık, modern, samimi ve gerçekçiydi. Sonra farklı sohbetlerde, farklı zamanlarda da bir araya geldik. Gazeteciğe nasıl başladığını, nasıl bir yolculuk yaptığını, zamanında nasıl bir öğrenci olduğunu, nasıl bir aileden geldiğini ve en önemlisi de aslen Rumelili olduğunu öğrendiğimde anladım bu tandık gelen havanın asıl sebebini…

Şimdi zaman zaman Bodrum’da rastlaşır, kibarca selamlaşırız. O, muhtemelen beni hatırlamakta zorlanır. Binlerce yüzün ve yazı işine bulaşmış kişinin arasından çekip çıkarmak zordur yüzleri. Ama ben onu unutmam. Okul sohbetlerindeki samimi tavrını, yol göstericiliğini ve en önemlisi de başkasına doğru ya da yanlış gelse de ne düşündüğünü her zaman açık yüreklilikle ortaya koyan tavrını…

Doğal bir adam olduğunu düşünürüm onun. Fikirleri değiştiğinde bunu hiç çekinmeden yazan kalemini severim. Onu eleştirenlere anlayışla ve olgunlukla yaklaşan tarafını da…

Haberin Devamı

Uzun yıllar Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı için, Hürriyet’le özdeşlemiştir kafamda. Doğan Yayın Holding yönetim kurulu üyesi ve Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı olarak görevine hala devam etmekte.

Ve kitap yazıyor elbette ki bu işi beni yaptığı akademisyenlikten ve gazeteciğinden daha çok ilgilendiriyor. Kitap okumayı ve okuduğum kitapları yazmayı sevdiğim için. Yeni kitabı, Tuhaf Bir Çocuğun Fevkalade Hikayesi. Kitabın kapağı, eski edebi kitapların havasında. Sarartılmış ve eskitilmiş gibi… Adı ise eski yerli filmleri ya da romantik romanları hatırlatır nitelikte.

Katip’in hikayesini anlatıyor kitap. Başkalarınınkine benzemeyen hayalleri olan, hayattan farklı beklentilere sahip bir çocuk Katip. Beş yaşından dokuz yaşına kadar hayatına sığdırdıklarını gördüğünüzde onun başına gelenlerin ne kadar sıra dışı ve aslında ne kadar hayata ait ayrıntılar olduğuna şaşıracaksınız.

Haberin Devamı

Bu kısacık konu açıklaması bizi yazarı taşıdığı gibi tuhaf sözcüğüne taşıyor. Tuhaf, ne tuhaf bir sözcük değil mi? Bizi kötü, yanlış ya da çirkin olan değil, tanımlamakta güçlük çektiğimiz, adına tuhaf dediğimiz kişi ya da durumlar daha çok şaşırtıp daha çok düşündürüyor.

Özkök, bütün açıklığına ve netliğine rağmen tuhaf olanı seviyor. Onu arayıp bulmayı, ortaya çıkarıp kendine göre anlatmayı.

Bu, hayata herkes gibi bakıp onu herkes gibi görmeme becerisinde saklı. O, başkalarına benzemeyen insanları ve onların başkalarınınkine benzemeyen hikayelerini yazmayı seviyor. Tuhaf isimli kitabında da aynısını yapmıştı. Bu zincire yeni kitabıyla farklı bir halka ekliyor.

Sivilceleriyle zamanından çok önce tanışmak zorunda kalan Katip’in sivilcelerinin izinden yürüyen hayatı, kitabı okuduğunuzda sizi oldukça etkileyecek.

Hem Katip’i tanıyacaksınız hem de Ertuğrul Özkök’ün hayatı, nasıl kimseye benzemeyen gözlerle takip ettiğini daha güzel anlayacaksınız.

Herkes gibi görünüp kimseye benzemeyen tarafını anlayacaksınız.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR