Yaz zamanı okumaları

Hayat kaç kere yaşanır?

Nazlı Eray’ın neredeyse tüm kitaplarını okudum. Onda, başkasında olmayan bir farklılık, kaleminde kimseninkine benzemeyen bir büyü var. Belki de yazdığı roman türünün güzelliği ama bence onun hayal gücünün farklılığı bu. Uyku İstasyonu, böyle bir kitap…Farklı… Gözlerinize yaşlar da doluyor, içiniz kıpır kıpar da oluyor. Olanla olmayanın içinde çizgisinde dolaşıyorsunuz onu okurken. Gerçekten son derece keyifli…Nazlı Eray’ın yüreğinden öpmek lazım…

“Anlatıcı bir yandan bir hastanenin yoğun bakım servisinde bitkisel hayatta olan annesinin uyanmasını çaresizce beklerken bir yandan da insana nereyi görmek isterse orayı gösteren Hamdullah Bey’in sihirli aynasının, Yıldız Tozu Oteli’nin gizemli odalarının, Ömer’in Bahçesi’nin mucizevi mönüsünün eşliğinde bedenin, zamanın, mekânın ve hayatın acı gerçeklerinin kısıtlayamadığı büyülü bir serüvene adım atıyor.

“Hayatı kaybolan kadınlar…”
Ne garip bir şey eğreti gelin işi! Geçmişte yalnızca Denizli’de yaşatılan bu kültürde kadınların hayatlarına sinen o derin yalnızlık her seferinde beni şaşırtıyor. Erkekleri, kendi evlerinde hayata hazırlayan, bunun için karın tokluğuna o evde yaşayan, sonra da işi bitince kapının önüne konan kadınların hikayesi var kitapta. Şükran Kozalı ’nın Eğreti Gelinler romanı, geleneklerin trajik tarafına dokunuyor. “Denizli’den başka hiçbir yerde yaşanmamış olan “eğreti gelin” geleneğini el altından yürüten zengin aileler, ergen oğullarını kadın bedeniyle tanıştırıp evliliğe hazırlarken, kendi evlerinde özel döşeli bir oda açıyordu. Bedenlerini karın tokluğuna delikanlılarına sunan kadınlar, eğreti gelinlikleri süresince yol yordam öğrenip, sahte bir mutlulukla yetinmek zorunda kalıyordu. Kozalarını delip kelebek olmak isterlerse de, kızgın buhara sokulup canlanmaları önleniyor: Eline bohçasıyla yüreği tutuşturulan eğreti geline, “Bu evde işin bitti!” deniliyordu. Evsiz barksız kaldığında bir zamanlar gelinlik yaptığı tutkulu erkekler bazen onları korumaları altına alsa da geçmişleri hep keskin ve kırıcıydı...
Atatürk ve Nutuk...
Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk eseri bir tarih ve tavsiye mektubu adeta…Adnan Özyalçıner, şeçkileriyle Atatürk’ü ve kurtuluş yolculuğunu anlatıyor. Yazar, kitabı için şöyle diyor: Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardır çekilen ulusal felaketlerden uyanışın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedeli. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum. Atatürk, Nutuk’ta Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı hangi zor şartlarda, ne gibi sıkıntılara göğüs gererek kazanmaya çalıştığımızı anlatmış. Atatürk’ün çağdaş ulus devletinin kuruluşuyla devrimlerin önemini vurgulayarak ulusal varlık ve yurt bağımsızlığının, yaratılan eserlerin gelecek nesillerce nasıl korunması gerektiği konusundaki açıklamaları da çok önemli. Mustafa Kemal, büyük zorluklarla bağımsızlığına kavuşan yurdumuzu, hızla gerçekleştirilen siyasal, toplumsal ve kültürel devrimleri gençliğe emanet etmiştir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR