Kitaplar yaz’ı yener

Kitap okudukça hem eğlenir, hem de hesapta hiç olmayan tecrübeler biriktiririz.

Aşk sonsuza dek sürer mi?

“Ben bu bedende yaşadıkça sürecek bu aşk... Kopması mümkün olmayan bir yerden bağlıyım ona...Şimdi ona bakıyor. Eskiden olduğu gibi hayranlıkla ya da elde etme isteğiyle değil, sadece görmek için bakıyor. Tamamını çizmeye bile cesaret edemediği yüzüne bakıyor. Karşısındaki, o gözlerden miras parıltılar taşıyan, çiğnenmiş isteklerin belirdiği yorgun gözlere bakıyor. Her şeyin başını ve sonunu kapsayarak ötesine geçen, karşılığı olmayan, derin varlığının yanında diğer tüm görünenler anlamını yitiriyor...” Serap Doğan’ın Maviye Bakmak adlı kitabının arka kapağındaki bu yazıyı okuyunca hayatın hemen herkese için tuhaf bir şekilde ortak hisler yaşattığını gördüm.
Çok keyifli, üzerinde düşünülmüş ve sanırım yaşanmış duyguların bir araya geldiği, son dönemde okuduğum en keyifli kitaplardan biri...
Bir kara dejavu…
Alper Canıgüz’ün fantastik polisiye romanı “Kan ve Gül” önce hem fantastik oluşu hem de polisiye bir roman olarak düşünülmüş olmasıyla etkiledi beni sonra da hayalle gerçeğin hamurunun bu kadar güzel yoğrulabildiği çok az kitaptan biri oluşuyla. İkinci sınıf aşk romanları çevirmeni, orta sıklet avare Aziz, bir yangında küle dönüşmek üzereyken, zamanda yolculuk yaparak yirmi yıl öncesine döner; üstelik yirmi yaş gençleşmiş bir halde. Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmek üzere harekete geçmesi pekâlâ mümkündür. Peki, bu amatör dedektif, kaderin hükmünü değiştirebilecek midir? Maktulü kurtardığına, katili bulduğuna memnun olacak mıdır? Geleceği görmek mi daha zordur yoksa geçmişi mi? Bu aşkın, bu sevdanın üstünden kış geçiyor, bahar geçiyor, yaz geçiyor, ömür geçiyor lâkin kalbimdeki yara geçmiyor, geçemiyordu.
Hayatı birçok yönden sorgulayın
Çetin Korkut, gerçek bir hayat hikâyesi anlatıyor bize. Dünyalar güzeli Perizat’ın hikâyesi…
Biyografi tarzında yazılmış olan bu dramatik-duygusal romanın başarılı kurgusu kadar, üslubunun sadeliği ve akıcılığıyla da hak ettiği ilgiyi göreceğini umuyoruz.
Hayatı birçok yönden sorgulayan, gerçek bir hayat hikayesini anlatmış romanında. Cevapsız soruları olan bir bebeğin, yetişkinliğe ulaşırken yaşadıkları, anne olma yolculuğu; düşündükleri, hissettikleri, korkuları ve hüzünlerini içeren roman, biyografik bir üslupla yazılmış.
Her insanın hayatının roman olacağı gerçeğini bir kez daha okurlara ispatlar nitelikte. Doğuran mı yoksa büyüten mi annedir, sorusunun cevabını bu romanı okuduktan sonra bir çırpıda vereceksiniz.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR