Aşk, efsane, masal... Kimi yazarlar hayat üstüne, insan üstüne, aşk üstüne düşünüyor; bunları en güzel şekilde yazabildiği için onlara yazar diyorlar. İşte Mayıs ayında okumanızı önerdiğim kitaplar.
Senin Adın Merhamet
Hemhal olmak ne demek biliyor musunuz? Bütünleşmek demek… Biriyle birliktelik özelliğine erişmek demek… Biriyle ruhen bütünleşmenin insanı nasıl zenginleştireceği, ona neler katacağı konusunda çok güzel bir yolculuk Hemhal. Sait Köşk’ün kaleminden hayat üzerine düşünmenin, onu daha anlamlı hale getirmek için insanın ona nereden bakması gerektiğinin, kendini hayatın neresinde, kiminle bulması gerektiğinin yansıması… Tefekkür sahibi olmanın, tevekkül olmanın insana neler kazandıracağının tatlı bir yolla anlatılması. İnsanı dinlendiriyor böyle kitaplar, düşündürüyor, yeniden keşfettiriyor hayatı…
“Herkes kendisiyle bir şekilde konuşur. Bazen sesli yapar bunu, bazen sessiz. Bazen konuştuğu vicdanıdır, bazen kalbi. Ah, bazen nefs olur bu, bazen akıl. Bazen pişmanlık gözyaşlarıyla konuşur. Bazen uzak-yakın bir dostla. Tüm bunları ete kemiğe büründürüp “Feride” diyor Sait Köşk...”
Türkiye’nin yedi bölgesinden efsaneler…
Bugün hıdrellez… Bugüne bağlandığımız gecede Hızır ve İlyas Peygamberler bir araya gelip dileklerimizi gerçek kılmak için uğraştılar. Biz öyle inanıyoruz, bu bir efsane çünkü… Neye efsane diyoruz peki? Yüzyıllar öncesine uzanan, halkın ağzında şekillenerek, dilden dile dolaşan ve genellikle olağanüstü nitelikler taşıyan hikayelere… Bu yazdığımda böyle bir şey işte. İnanmayı tercih ettiğimiz, olduğunu düşündükçe mutlu hissettiğimiz, ardında ümit saklayan güzelliklerdir efsaneler…
Mehmet Güler, Türkiye’nin yedi bölgesinde bilinen ve çok sık anlatılan efsaneleri “Efsane Dolu Anadolu” adıyla derlemiş. Bu eser, unutulmaya yüz tutmuş ne varsa onları tekrardan baş ucumuzdaki en değerli köşeye yerleştiriyor.
Unutma, yalnızca bir oyun!
“Caraval’a hoş geldiniz! Burada duyduğunuz ya da gördüğünüz hiçbir şey gerçekle karşılaştırılamaz. Bu yalnızca bir oyun ya da gösteriden çok daha fazlası. Caraval, bu dünyada bulabileceğiniz, sihre en yakın şey. Çocukken Scarlett, büyükannesinin anlattığı Caraval’ın sihirli öykülerine inanırdı ama büyüdükçe, o masalları ardında bıraktı. Annesi kendisini ve kız kardeşi Tella’yı terkedip onları zalim babasıyla bıraktığında, Caraval Ustası Legend’a mektuplar yazarak onu ve sanatkârlarını adalarına çağırdı ama bir türlü cevap alamadı. Ta ki yedi yıl sonra, düğün gününden çok kısa süre önce, Legend’dan bir davetiye alana kadar...”
Sihirli öykülere inanmanın o masum kabulleniş hali ne güzeldir değil mi? Peki biz hiç bilinmeyen sırların peşine düşmeye onların hayal mi yoksa gerek mi olduğuna bakmaya nasıl gönüllü oluruz?
Bu soruların cevabını Stephanie Garber’ın “Caraval” adlı kitabında bulacaksınız.
