Bozulan okurlar ve at hastaları...

Gördüm onu.. Yumuk yumuk, gamzeli halini gördüm... Zeynep Lal! Çok komikti.. Bütün bebekler bana zaten çok komik geliyor...

Haberin Devamı

Gördüm onu.. Yumuk yumuk, gamzeli halini gördüm... Zeynep Lal! Çok komikti.. Bütün bebekler bana zaten çok komik geliyor... Ayaklan hele.. Bebeklerin çoraplarını çıkartıp çıkartıp gülerim ben.. O kadar komik gelir ki... O parmaklar, böyle hap gibi... Hapın üzerinde de bir tirnakçık! Allahım o ne mucizevi bir şeydir öyle... O minicik alanda her şey var. Topukları da pembe pembe olur... İnsan saatlerce öpebilir o topuktan.. O ayak tabanlarını.. Minik pembe köfteleri! Bir gün yiyivereceğim o köfteleri diye ödüm kopuyor... O kadar kendimden geçiyorum yani... Eller o kadar ilgimi çekmiyor ama ayaklar öldürüyor beni... Sonra o köfte kadar şeyler nasıl 45 numara falan oluyor şaşılacak şey..
Allah analı babalı büyütsün.. Fakat İc-lal'in kocası benim her geçen gün daha fazla sinirimi bozmakta.. Bu nasıl ilgidir böyle yaa... Dünyada her halde bir tanedir, hem karısıyla, çocuğuyla ilgili olacak hem pısırık olmayacak hem komik olacak hem de yakışıklı olacak. Allah tesadüfen (ve herhalde yanlışlıkla) bir tane üretmiş onu da İclal kapmış. Bize de kala kala kültürlü, kültürsüz muhtelif serseriler kalıyor işte.. Serseriden kime hayır gelmiş ki bana gelsin..
Al işte bugün bir tanesi e-mektup atmış! Adem Tarlacıoğlu bey, benim otobüste tarih kitapları okuyan sakallı için "allah bilir o aslında at yarışından başka hiçbir şeyden anlamayan kabzımalın teki" lafıma alınmış..."Tuğçe Hanım, at yarışları -sanıldığının aksine- saygın ve eğlenceli bir spordur. Ciddi bir birikimi ve günlük çalışmayı gerektiren bu etkinlik meşakkatli bir teorik çalışmayı gerektirir. Sabır ve devamlılık gerektirir. Öte yandan, -sizi temin ederim-akademisyeninden şirket yöneticisine, doktorundan avukatına, son derece farklı sosyal çevreden ve meslek grubundan insan bu etkinliğe gönül vermiştir... Bu insanlan hafife almayın, Tuğçe hanım. Pırıl pınl safkanların, rengarenk formalarının içinde jokeylerin, startın verilmesiyle birlikte makineden nasıl da şimşek gibi fırladığını, ardından iki farklı canlı türünün, insanla hayvanın tek bir varlıkmışçasına nasıl bütünleştiklerini, yansın sadece bedensel güç kullanımının ötesinde ne muazzam bir taktik savaşına sahne olduğunu sadece onlar bilirler. Yarış hayattır, Tuğçe hanım."
At yarışı oynamaktan beyni sulanmış
ve dolayısıyla etrafındaki güzellikleri görmekten aciz bu zatın dediklerini tabii ciddiye alacak değilim. Üç kuruş para kazancaklar diye bunlar aşkı, vefayı ve hatta seksi bile unuturlar. Belli ki kolon doldurmaktan gözleri kör olmuş Adem beyin. O pırıl pırıl dediği safkanlar allah bilir rüyalarına bile giriyordur. Ne diyelim. Helal süt emmiş bir kısrak bulur da evlenir, dizi dizi tayları olur inşallah.. Ehe ehe..
Dünkü yazıma da alınan alınana... "Aman Tuğçe Hanım biz siz bozulmayasınız diye borç teklif etmedik, yoksa dükkan sizin" diyenler, "Bunu bize nasıl yaparsın" diye sinir olup iki üç tane mektup birden atanlar... Tamam tamam.. Bu kadar bozulacak bir şey yok.. Küsmedim size.. Se-viyom sizi... Tamam... Siz de beni seviyo-nuz. Ama paranız yok. Biliyom.. Olsun. Fakirliğin gözü kör olsun..

DİĞER YENİ YAZILAR