Zemin ihaneti

Kütüphanem çöktü! İnanılır gibi değil! Kendi elceğizimle yaptığım canım kütüphanem! Dün gece bir sularında yeni yatmıştım ki bir gümbürtü... Dedim, duyduğum gürültü inşallah yan apartmandaki daireden geliyordur.

Değilmiş. Kalktım baktım kütüphane sere serpe yerde... Daha doğrusu merdiven trabzanına dayanmış durumda. Aşağıya atlayıp intihar etmek isteyen biri gibi... Olduğu gibi öne devrilmiş.. Kitaplar ve kitapların önüne dizmiş olduğum türlü ıvır zıvır, üst kat, alt kat, mutfak ve banyo olmak üzere evin dört bir tarafına dağılmış durumda. Evim bombardıman sonrası gibi oldu... (Ben de çok iyi bilirim ya bombardıman sonrası evler nasıl olur...)

Nasıl bozuldum, nasıl bozuldum anlatamam... İhanete uğramış gibi oldum... Ben nerede hesap hatası yaptım diye sabaha kadar düşündüm. Bir yandan ortalığı topluyorum bir yandan düşünüyorum.

Bu arada hemen belirteyim. Kütüphane sapasağlam...Trabzana çarpma sırasında oluşan ufak tefek ezilmeler sayılmazsa en küçük bir dağılma, yamulma durumu yok... İşçiliğimde bir kusur yok yani. Ben.. Ben... İyi bir marangozum!

Peki ne oldu da palas pandıras yıkıldı bu düdük? İzmir Depremi'nden mi etkilendi?

Hayır arkadaşlar. Her zamanki usta Türk inşaatçılığının kurbanıymışım. Hadiseye sinir olduğum için gece yansı demeden aldım elime su terazisini odanın her tarafını karış karış ölçtüm. Baküm kütüphanenin üzerinde durduğu yer resmen en az beş derecelik bir eğime sahip iyi mi!.

TUVALETİMDE OLMASI GEREKEN AMA OLMADIĞI İÇİN HER TEMİZLİKTE SU BASMASINA NEDEN OLAN BU EĞİM ÇALIŞMA ODAMDA MEVCUT! İnanılır gibi değil!!

Kitapları dizince kütüphanenin dengesi bozulmuş ve gece yansı öne kaykılmak suretiyle sizlere ömür...

Buradan ne sonuçlar çıkıyor?

1- Evlerimiz harbi yamuk arkadaşlar. Henüz "dik açı çağına" geçebilmiş değiliz. Gönye, su terazisi gibi aletler Türk inşaatçılığında henüz tanınmıyor. Her şey göz kararı yapılıyor ve Türk gözleri, kararı bir türlü tutturamıyor. Gökdelenlerden bile şüpheliyim.

2- Birinci maddedeki nedenlerden dolayı marangozluk kesinlikte atelyede yapılacak bir şey değil. Araziye çıkmak gerekiyor. Atelye hesabı daima şaşmaya mahkum.

3- Takoz kesinlikle bir Türk icadı olmalı...

4- Dübel - vida - matkap ucu ilişkisi ciddi bir ilişki. Vida dübelden bir numara küçük mü oluyordu matkap ucu dübel kadar mı oluyordu bir türlü ezberleyemiyorum. Güya depremde devrilmesin diye yaptığım duvar bağlantısı patates olmuş. Kütüphane dengesini yitirip devrilince bağlantı vidası dübeliyle birlikte çıkmış. (Yuh ki ne yuh!)

5- Evde kesinlikle bir hızarın olması gerek. Tez zamanda böyle bir çılgınlık yapacağım. Ev tipi hızar, torna, tesviye tezgahı diye bir şey var mı araştırılmalı...

6- Marangozluk konusunda daha öğreneceğim çok şey var. Ama kararlıyım... Tarihe ilk Türk Kadın marangozu olarak geçeceğim.

Şimdi müsadenizle takoz yapacağım...