100 gram!

Evet! Dört günlük sebze işkencesinin karşılığı topu topu yüz gram! Hey güzel Allah'ım! Bu mudur yani bana uygun gördüğün zayıflama miktarı?

Haberin Devamı

Evet! Dört günlük sebze işkencesinin karşılığı topu topu yüz gram! Hey güzel Allah'ım! Bu mudur yani bana uygun gördüğün zayıflama miktarı? Taktir senin tamam ama... Haşlanmış sebze yemekten içim dışıma çıkmak üzere haberin olsun. Şu en yavaşa ayarlamış olduğun metabolizmamı diyorum ki bir gıdım hızlandırsan? Abart demiyorum ama sebzelerin karşılığını da alayım yani...

Neyse.. Sabrediyor ve sebzelenmeye devam ediyorum.

Dün hatırlarsanız "Arapsaçı" tarifi istemiştim. Sağ olsun sebzeci okurlarım bir takım tarifler göndermişler. Ve lakin bir sorun var. Aynı şeyden söz etmiyoruz. Benim arapsaçım sizin arapsaçınızdan değil. Benimki bir ot değil. Benimki bir adet gövde. Tarif etmekte zorlandığım için fotoğrafını çektim. (Aha aşağıda) Ot olaydı nasıl pişirilir bir İzmirli olarak aşağı yukarı bir fikrim olurdu. Fakat bu şey başka bir şey. Pırasa gibi. O nedenle bitkiyi tanıyanlardan, en yakın zamanda görmüş olanlardan tekrar tarif isteyeceğim.

Öte yandan rejim hadisesiyle dalga geçen okurlar da olmamış değil. Tamer Kaçmaz Bey, ki daha önce de konuk yorumcu olarak bu köseye almış idik kendilerini, şöyle bir metin yollamış:

"Diyet ve benzeri oluşumlar Türk delikanlılarını ve babayiğit kadınlarını güçten düşürmek ve Türk tabasının devamını engellemek için dış mihraklar tarafından çıkarılmış bilinçli bir düzmecedir. Amaç eskiden bir koyunu bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp elde orak çalışmaya devam eden büyük Türk kadınlarını; kalori sayan, grip olunca yatağa düşen çıt kırıldım tiplere dönüştürmek ve Büyük Türk ırkını Japonlar gibi sıska ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir. İktiza ettiğinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir Türk babayiğidini pazar arabası ile pazara çıkmaya muhtaç duruma düşürülmesinden daha büyük bir soykırım ne olabilir sorarım!

Aziz Türk milletinin evladı yegane yazarımız Tuğçaanım, gelin bu oyuna düşmeyin. Can boğazdan gelir! Gürbüz insan güzel insandır! Soya fasulyesi et yerine geçmez! Kepek ve lif insan değil hayvan gıdasıdır! Değerli Türk kızlarının aklı çelinmekte, yemek yapmayı bilmeyen, yeni nesli abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, beceriksiz, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı, diyet bisküviyi yiyecek sanan, et yemeyen, geleneksel mutfağına bağlı kebapperver kişileri hanzo gören, sinirli ve bir deri bir kemik bir güruha dönüştürmek, az önce belirttiğim gibi, "Gelecek Büyük Genç Türk" neslinden korkan dış mihrakların bir oyunudur. Kahrolsun doymamış yağ oranları! Kahrolsun şekersiz yiyecek içecekler! SİZ BİZE LAZIMSINIZ TUĞÇE HANIM! Yiyin! Daha çok yiyin"

He he heee... Bu da bir fikir tabii. "Tamer Kaçmaz" üretim çiftliği diye bir şey kursak, gürbüz kadın sevenler çoğalsa, acaba bütün sorunlarımız çözüme ulaşır mı diye düşünmekteyim.

DİĞER YENİ YAZILAR