Balıketi hadisesi nereye?

Bebek Parkı'ndaki "Niye yüz vermiyorsunuz? Halbuki ben balıketi kadınları çok beğenirim" faciası tahmin edeceğiniz gibi beni allak bullak etti. İki gündür vitrin camlarına öküz gibi bakmaktayım

Haberin Devamı

Bebek Parkı'ndaki "Niye yüz vermiyorsunuz? Halbuki ben balıketi kadınları çok beğenirim" faciası tahmin edeceğiniz gibi beni allak bullak etti. İki gündür vitrin camlarına öküz gibi bakmaktayım. (Evimde büyük boy ayna yok) Ben şimdi şişman mıyım, tombul muyum, yuvarlak mıyım veya alt tarafı biri iki kilo fazlam mı var karar veremedim.

"Balıketi" lafını her kim uydurduysa Allah tepesinden baksın zaten. Bunca yıldır iyi bir şey midir kötü bir şey midir anlamadım gitti. Bakıyorsun incecik bir kıza da balıketi deniyor, tombalak bir kıza da.. Kaç bedenin üzeri balıketine girer, kaç bedenin altı girmez bir bilsek de hakaret mi işitiyoruz, iltifat mı alıyoruz karar verebilsek...

Nedir hakikaten "balıketi"? Türkan Şoray'a yıllarca balıketi dendi. Ben doğup büyüyüp kadın bedeni değerlendirme tartışmalarına dahil olacak kadar aklım erdiğinde Türkan Şoray rahat 40 bedenin üzerindeydi ve ona hâlâ balıketi deniyordu. Banu Alkan ve Oya Aydoğan desteğiyle "balıketi" makbul, beğenilen fakat hiçbir surette 38 altı bedeni tarif etmeyen bir şeydi.

Sonra işler değişti. Hayatımıza 32 beden mankenler girmeye başladı.. Kavram kargaşası işte o noktada başladı.. Kolum inceliğinde bacakları, kafam büyüklüğünde minicik popolarıyla bir salındılar ortalıkta tombul, şişman, dolgun, balıketi tarifleri bir daha düzelmemek üzere tepe taklak oldu...

"Çağla Şikel kilolarıyla dikkat çekti" diye bir başlık görüyorsun gazetede.. Bakıyorsun kızda kilo milo yok.. Evet bir iskelet değil ama hâlâ normalin altında. Fazla kilosu değil olsa olsa fazla "gramı" vardır. Fakat hadi yine de kilo aldığını farz edelim, bu durumda o "fazla" kilolarıyla "dikkat" çekiyorsa biz o zaman fazla fazla fazla kilolarımızla "ne" çekiyor veya saçıyor oluyoruz?

Dehşet? Korku? Panik?

Bu hakikaten anlaşılır bir şey değil. 37 bedenim. 36 dar, 38 bol geliyor. 38 alıp mahalledeki terzilere daralttırıyorum. 37 bedenle ben park sapığına göre "balıketi" sayılıyorsam "normal" ölçüsü nereye kadar inmiş oluyor kara kara düşünmekteyim...

Bunlar ıvır kıvır mevzular demeyin. Olmayacak, imkansız ölçülere doğru ittirilip kaktırılıyoruz. (Bir sapık tarafından bile!) Türk erkeği balıketi seviyor diye bir şey de artık yok çünkü bunu iddia eden erkekler balıketi derken hangi bedenden söz ediyorlar haberleri bile yok! Kaldı ki benim derdim sapığımın ve diğer erkeklerin gözüne girmek falan değil. Makbul beden ölçüsü hayatı her şekilde etkileyen bir şey. Adam, karısının on kilo fazlasına göz yumabiliyor, hatta o kilolar onun hoşuna gidiyor bile olabiliyor ama işe alacağı kişinin şişmanlığına veya tombulluğuna katiyen katlanamıyor.. Ve katlanılmayan o tombulluk giderek "daralıyor".

Acayip. Cidden çok acayip. Bu işin sonu nereye gidecek bilemiyorum. Bedeninle barış falan lafları palavra yani... En büyük düşmanımız bedenimiz...

DİĞER YENİ YAZILAR