Üç bira ve nutuk

İzmir ahalisi annemin evliliği konusunda ikiye ayrılmış durumda.. Makbule Teyzeciler ve Günaycılar olarak iki cephe kıran kırana çarpışmakta..

Haberin Devamı

İzmir ahalisi annemin evliliği konusunda ikiye ayrılmış durumda.. Makbule Teyzeciler ve Günaycılar olarak iki cephe kıran kırana çarpışmakta..

Dün gece Nezire Teyze'nin Karşıyaka'daki evinde dev kadro yemeğe toplandık. Nezire Teyze klasik bayram mönüsünü hazırlamıştı.. Kuru köfte, kızarmış parmak patates, fiyonk makarna ve zeytinyağlı yaprak sarma... Bin yıldır bu böyle. Nezire Teyze'nin "kalabalık" yemeği. Bazen başka yemek yapmayı bilmiyor mu diye düşündüğümüz bile olur... İnsanın beş torunu olunca tabii..

Normal.. Şimdiki çocuklar biliyorsunuz köfte makarna kızarmış patates dışında bir şey yemiyor.. Ne yapsın kadın torun mu üzecek? Daya köfteyi, daya patatesi herkes mutlu olsun..

Annemin bana zorla ıspanak yedirişlerini hatırlıyorum da.. Her biri bir ameliyat gibiydi.. Ağızdan girilip burundan çıkmak suretiyle o ıspanaklar yemek boruma inci gibi dizilirdi.. Uzaktan bakan, kadının biri çırpınan dev bir ahtapota suni teneffüs veya kalp masajı falan yapıyor sanırdı...

Vöhhh.. Şimdi düşünüyorum da çocuklar sebze yesin tamam, sırf köfte patates yemesin okey ama annem kadar da diktatör olmamak lazım galiba...

Evet ne diyordum? Bu mönü karşısında rejim mejim kalmadı tabii.. Kuzenlerden biri de gelirken on kutu bira getirmesin mi? Kısacası alçakça bir komploya kurban gittim..

(Bu arada sen nasıl bir rejim yapıyorsun diye soranlara minik hatırlatma. Benim rejimim düşük kan şekeri esasına dayanıyor.. Şeker, patates, beyaz un, pirinç, mısır, bira kati surette YASAK. Bu malzemeler dışında malzemelerle hazırlanmış bütün yemekleri baklagiller dahil olmak üzere afiyetle ve istediğim kadar yiyorum. 'Yasaklı gıdaları az yersem bir şey olmaz" diye düşünenler avuçlarını yalasın, fena halde yanyorlar bunu da söyleyeyim.)

Yemekte annemin ikinci müstakbel evliliği tartışıldı elbette. Makbule Teyze dışında bütün ortanın üstü yaşlılar şiddetle annemi desteklerden nedense gençler Makbule Teyze gibi olayı lüzumsuz ve çok komik ama "çocukça" gördüklerini söylediler. Ve bunu söyleyenlerin hepsi biri iki yıl önce evlenmişlerdi.. Ne çabuk büyümüşler?

Tamer Karadağlı hadisesinin de süslediği muhabbetimizde, sağ olsun meze de oldu bize, çıkan sonuçlar şöyle:

Gençler çok merhametsiz... Yaşlılara evde oturmak, torun bakmak, az para harcamak ve hastalanmamak dışında bir yaşam biçimi tanımıyorlar.. Orta yaşlılar fena halde kanlarını kocalarını terk etmek istiyor.. Yaşlılar ise düpedüz kıskanç...

Annem burada olsa hepsini bir güzel pataklardı ama ben onun yerine üs üste üç bira çakıp yaşlılık ve aşk üzerine nefis bir konuşma yaptım. Sonunda masa örtüsüne saatimi taktırıp ortalığı rezil etmeseydim daha iyi olacaktı ama önemli değil. Tiradım sayesinde Makbule Teyze dahil hepsi düğüne geleceğini söyledi. Eh bana da bu yeter de artar.. İstanbul'a döneyim artık değil mi.. Döneyim döneyim..

DİĞER YENİ YAZILAR