Hastabakıcılık sorunsalı

Ampul Kafa, bir hafta aradan sonra ancak arayabildi.. O gece yüzünden pek bir mahcup olmuş, utancından arayamamış... Sonra da Ankara'ya gitmesi gerekmiş ama hep aklındaymışım..

Haberin Devamı

Ampul Kafa, bir hafta aradan sonra ancak arayabildi.. O gece yüzünden pek bir mahcup olmuş, utancından arayamamış... Sonra da Ankara'ya gitmesi gerekmiş ama hep aklındaymışım..

Beş dakika konuştuktan sonra "Sana bir şey soracağım" dedi. "Sor" dedim.. Ikına sıkına "Biz o gece ne yaptık?" diye sordu. Heh! Sersem.. Hatırlamıyor! Ne desem inanacak!

İçimden abuk sabuk hikayeler uydurmak geldi. "Sen yoldan üç beş tane adam topladın, sonra onlarla vahşi bir seks partisi yaptın" desem hayatı ne biçim alt üst olurdu düşünsenize! Durduk yerde eşcinsel olduğunu düşünecek..

"Seni evine bıraktım, sonra döndüm" dedim. "Bu kadar mı?" Yattık kalktık, şahaneydin hayatım diyeyim istiyor herhalde... Her erkeğin rüyası!.. En kendini bilmez haldeyken bile bir boğa gibi olabilmek!

Gerçi boğaların çiftleşme süreleri iki üç saniyeymiş biliyor muydunuz? Boğa gibi erkek deyince bir nevi hakaret etmiş oluyoruz yani.. Bu işi uzun uzun yapabilen tek yaratık insan.. "Bu kadar.."

"Yani beni kapıya kadar mı bıraktın sadece?"

"Evet."

"Allah Allah.."

"Ne oldu ki?"

"Bilmiyorum. Evde tuhaf şeyler buldum ertesi gün.."

Haydaaa.. "Ne gibi?"

"Tuhaf işte.. Neyse.. Sonra anlatırım.." dedi ve kapadı telefonu..

Şimdi gel de meraktan çatlama.. Bir yandan esrarengiz bir adamdan mesajlar alıp dur bir yandan evine bıraktığın adamın evinde ertesi gün garip garip şeyler olsun.. Agatha Christie hikayelerine döndü bu Tuğçe Baran'ın günlüğü.. Miss Tuğçe Marple vazife başında! Dur bakalım.. Çözeceğiz hepsini...

Bu arada esefle öğrendim ki Sempatik kalp krizi geçirmiş! Allah'ım ben de beni aramıyor olmasını Tarabya sahilinde kendimi öptürmememe bağlamıştım!.. Meğer bir hafta sonra kalp krizi geçirmiş, anjiyolar, balonlar, stendler derken adam hastaneden bir iki gün önce çıkmış.. Onun yanı başında olmam gerekirken Ampul Kafa'nın evindeki esrarengiz olaylara kafayı takıyorum.. Gerçi niye onun yanı başında olmam gerekiyor ki.. Alt tarafı bir kahvaltı, bir akşam yemeğine çıkmış bulunuyoruz. Bu kadarlık rabıta insanı hasta bakıcı yapar mı?

Ne kadar sürelik bir ilişki insanı hasta bakıcı yapar biz kadınların en büyük derdidir aslında.. Şehber diye doktor bir arkadaşım vardı bir zamanlar.. Kız adamın biriyle çıkmaya başlamıştı.. Bir buçuk ay sonra adam kanser oldu.. Ameliyat, kemoterapi, radyoterapi derken Şehber'in hayatı iğne tak iğne çıkart, alt temizle, üst temizle, yemek yedir, su içir, ilaç getir haline gelmişti..

Bir gün gene hastaneden yorgun argın geldi ve sordu: "Arkadaşlar hesapladım hasta oluncaya kadar herifle toplam beş kere görüşmüşüm.. Beş görüşme beni bu adamın kırk yıllık karısı durumuna sokar mı?" "Sokmaz" dedik.

"Peki hasta bir adam terk edilir mi?" "Terk edilmez."

"Ben ne yapacağım peki? Adama aşık falan değilim ki ben!"

Hakikaten zor bir durumdu ve kız tümörü küçülünceye kadar adama bakmaya devam etmişti.. Sonunda ne oldu biliyor musunuz? Adam "Ben artık yeni bir hayata başlıyorum" deyip kızı terk etti!!!

Ya işte böyle.. Ben müsaadenizle boyacılarımın başına dönüyorum. Altıncı zafer günümüzü kutluyoruz da.. Döner ekmek partisi var..

DİĞER YENİ YAZILAR