Kremalı plan-proce- taahhüt çorbası

İki gün üst üste ciddi yazı yazınca sulu zırtlak havama geri dönemiyorum.. Bu da köşeciliğin nice cilvelerinden biri.. (Allah insanı “Karaktersiz köşeci” yaratmasın..)

Haberin Devamı

İki gün üst üste ciddi yazı yazınca sulu zırtlak havama geri dönemiyorum.. Bu da köşeciliğin nice cilvelerinden biri.. (Allah insanı “Karaktersiz köşeci” yaratmasın..)

Daha da fenası kafam ev planlarıyla çorbaya dönmüş durumda. Kremalı plan-proce-taahhüt çorbası.. Böyle bir durumda yazı yazmak, tahmin ötesi zor..

Kafam yine niye çorba? Çünkü yine bir Pazar günüydü ve adetim olduğu üzre ben yine bir ev gezmesi yaptım.. Mutat emlakçı ve satılık ev ziyareti. (Yakında “uzman ev alamayıcısı” diye kartvizit bastıracağım)

Bu seferki keşif mıntıkası: Moda mahallesi.

Yine adet olduğu üzre ilk emlakçıya bodoslama daldım..

Kuledibi’ndekinin aksine acayip aklı başında, acayip ciddi ve acayip dürüst bir emlakçıyla karşı karşıydım bu sefer.. Üstelik pembe kravatına rağmen pek de yakışıklıydı.. (Pembe kravat niye vardır, niye üretilir, biri bana bunu anlatabilir mi? Felaket bir şey..)

Elimdeki para miktarcığına uygun üstelik bir ev de vardı hayretler olsun ki! Bir adet teras katçığı..

Emlakçı kardeşimiz o kadar dürüst, o kadar dürüst ki hiç öyle evi allayıp pullama hadisesine girmesdi.

“Bakın hanfendi tekrar söylüyorum: Ev feci masraflı. Yani öyle böyle değil. İğrenç durumda. Berbat. Asansör de yok. Ayrıca tavanı da akıyor, sonra alt komşu da..”

Gördüğüm ilk ev kötüleyen emlakçı..

Amele ruhlu kadın TB bu kadar kışkırtılmaya dayanabilir mi hiç? Bir inşaat yapma fırsatı çıkmış karşısına.. Pee.. Kim durdurabilir, bendimi çiğner taşarım!

Fakat ev ciddi bir harabe çıktı.. Rezalet durumda.. O fiyata bir saray yavrusu beklemiyordum ama.. Bu da..

Şöyle özetleyeyim: Hadiseye “öyle bir şey yok aslında” gözüyle bakmak gerekiyor. Daha doğrusu “ortada sekiz kamyon dolusu moloz var” gözüyle bakmak.. Var olan hiçbir şey kullanılabilir durumda değil çünkü. Tek bir tuğla bile. Zamanında gecekondu kafasıyla bir Hobbit evi yapmışlar. Tavana elini değdirebiliyorsun. Komple ne var ne yok hepsini yıkıp temizledikten sonra yeniden inşa etmek lazım. Yani bir apartmanın tepesindeki bir arsa gözüyle bakmak..

Yapılırsa harikulade olur.. Aldığın fiyatın üç katına da satarsın icabında. Süper de deniz manzarası var!

Da.. Kim nasıl yapacak o inşaatlamaları? Ruhsatlamaları? Komşuları ikna edip ellerinden muvafakatname almaları? Vs vs... Çok iş ve çok para istiyor.. Procecan TB ne yapsa yetemez yani..

Fakat namussuz ev aklıma girdi bir kere.. Pazar günüden beri evi yıkıp yıkıp yeniden yapıyorum. Yine peçeteler çıktı ortaya, yine içimdeki amatör mimar başladı çiziktirmeye.. Yatak odası şuraya, oturma odası buraya, mutfak tepeye.. Çatıyı attım ikinci katı bile çıktım! Öyle bir dizginlenemez müteahhit coşkusu..

İşi o kadar ilerlettim ki üst katta dev bir bahçe bile yaptım.. Yerler traverten taşla falan kaplandı, ortaya mermer havuzlar kondu..

Üstelik bahçede ne bile yetiştirdim? Limon! Benim o bitli limondan değil tabii.. Hakiki meyve veren bir limon..

En son, iyice azıtıp “cam çatı” hayali kuruyordum ki dedim duuuurr.. Sapıklaşma. Senin kapısını bile değiştirecek tek bir ekstra kuruşun yok. Nereye cam çatı kondurdun tepesine?

Yani? Yani kaldık gene proce geliştirme çalışmalarına..

Okurlardan biri “pavyon aç!” diye yazmış.. Baş “konso” olarak da beni görmüş. Rus kızlarına olan benzerliğim felaket müşteri çekermiş..

Fena fikir olmayabilir.. “Konso” dediğin gösterip vermeyen değil midir? Tek sorun: Tombul Rus kızlarına da ilgi var mıdır? Aranızda bunu DA bilen var mı? Varsa eğer.. En şahane okur sahibi köşeci ödülü için adaylığımı koymayan ne olsun. Madem en şahane köşeci ödülünü vermiyorlar, madem beni bugüne kadar buna layık görmediler, bari okurdan kazanalım bir plaketçik.. Duvarlar, büfe üstleri- yok gerçi büfemiz ama neyse- inliyor “plaket plaket” diye..

DİĞER YENİ YAZILAR