Kuş aklıyla yeni beslenme rejimim

Kuş beslemeye adadım kendimi.. Yeni hobim “guş”.. Bunlar hiç genç işi değil, “emekli adam” hobileri farkındayım ama bir kere başlayınca bırakamıyormuş meğer insan..

Haberin Devamı

Kuş beslemeye adadım kendimi.. Yeni hobim “guş”.. Bunlar hiç genç işi değil, “emekli adam” hobileri farkındayım ama bir kere başlayınca bırakamıyormuş meğer insan..

Bildiğiniz gibi çatı katında oturmaktayım.. Bazılarının sandığı gibi bir köşkün çatı katında değil elbet. (Hakkımda ne fantazmalar yapılıyor bilemezsiniz.. Ayda 20 milyar maaşım varmış, boğazda bir yalıda ikamet ediyormuşum, emrimde iki hizmetçi varmış, şoförüyle devasa da bir cipim.. Tabi tabi.. Suyundan koy..)

Gerçek şu ki Arnavutköy’ün lalettayin bir apartmanında lalettayin bir çatı katında oturuyorum. 67 metrekare. Hayır deniz manzarası da yok. Parkelerim de halen patlak.. Çatı katında oturunca bol miktarda hayvan arkadaşı oluyor insanın.. Bugüne kadar yatak odamın penceresinden içeri sırasıyla şunlar girdi:

* 1 martı

* 3 güvercin

* 2 serçe

* Ve bir adet kedi..

Dört katlı bir apartmanın çatısında oturup evine kedi girmiş dünyada on kişiden biriyim sanırım. Pis herif girmekle de kalmadı, evdeki hemcinslerini de patakladı, yetmedi yemeklerini de yedi ve bir güzel sıçtı batırdı ortalığa. Evdeki gerzolar aylarca beyin kanamasından mütevellit hastanede yattı. Hakikaten sinir bozucuydu.

Fakat martı en az kedi kadar müşkül bir durum yaratıyor. (Bugün eski Türkçe’den gidiyoruz, hadi bakalım.) Kedi gibi küstah değil belki ama o da ne yapacağını bilemediğinden pat pat duvarlara vuruyor.. Hakikaten Hitchcock filmi gibi bir şey oluyor. Müdahale de edemiyorsun, inanılmaz büyük ve vahşi bir hayvan.

Güvencinler ise son derece gerizekalı olduklarından girip yere konuyorlar.. Sonra da salak salak bakınıyorlar. Bıraksan sonsuza dek yaşayacak seninle.

En akıllısı serçeler. Şöyle bir dolanıp vın çıkıyor. Onları beslediğimden beri şunu öğrendim mi kuş yemek zevki diye bir şey var! Uzun zamandır ekmek veriyordum.. Hafif ıslatıp, hamur yapıp döküyordum önlerine. Bir somun beyaz ekmek 6 buçuk dakika içinde bitiyor.

Kepekli ekmeği sanki beyaz ekmekten daha çok sevdiler.. Hele organik ve tam İstanbul Halk Ekmeğe bayıldılar. Anında bitiyor. Trabzon ekmeği enteresandır az ilgi gördü..

Doygun’la deneme yapmadım çünkü ona kıyamıyorum, ben yiyorum. Son zamanlarda denemeler yapmaya başladım.. Ekmeğe başka şeyler karıştırıyorum.

Neleri sevdiler?

* Peynir..

* Haşlanmış karnabahar ve...

* Zeytinyağlı taze fasulye..

Bu üçü, büyük bir iştahla kısa sürede yalandı yutuldu.

Neleri sevmediler?

* Brüksel Lahanası ve

* BROKOLİİİİİİİ!!!

Heh.. Bu sonuç beni nasıl mutlu etti anlamam.. Gördüğünüz gibi bu sefil iki sebzeyi martılar, güvercinler ve serçeler BİLE sevmiyor. Ki bildiğiniz gibi güvercin denilen zarar ziyan hayvanı çiçek tomurcuklarını yemeği pek sever. Ama brokoliyi değil! Bu olağanüstü tespitten sonra bir daha brokoli yiyeceğimi sanmıyorum. Kuş aklı insana ne kadar kılavuz olabilir bilmiyorum ama iyi bir şey olsaydı eminim onlar yerdi. Solucan ve tırtıl konusu ayrı. Bu arada martıların hafızaları var. Bir tanesi gelip gelip cama vuruyor. Ekmek vereyim diye.. Yok yok. Ben onlara güveniyorum..

DİĞER YENİ YAZILAR