Gazete Vatan Logo

TÖDER Başkanı Yücel'den çağrı

Halka eğitimin önemini daha çok anlatmalıyız

Dünyadaki eğitim gelişmelerini yerinde incelediklerini belirten Enver Yücel, “Türkiye’nin kalkınmasında eğitimin çok büyük payı var. Fakat halkın sağlam bir eğitim alma konusundaki duyarlılığı düşük” dedi.

Türkiye’de birçok özel eğitim kuruluşlarını çerçevesinde bulunduran sivil toplum kuruluşu “Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği”nin (TÖDER) bu sene 5. Olağan Genel Kurul Yönetim Kurulu toplantısı 25 Mart Cuma günü Swiss Otel’de yapıldı. TÖDER başkanlığına 3. kez Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel seçildi. Toplantıya Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da katıldı. Enver Yücel açılış konuşmasında şunları söyledi: ‘’Dünya odaklı bir eğitim vizyonuna sahip derneğimiz, dünyadaki eğitim gelişmelerini yerinde izlemektedir. TÖDER, sadece olayların seyircisi değil, aynı zamanda katılımcısı olarak da aktif bir rol üstlenmektedir. Bu süreç, Türkiye’nin küreselleşen eğitim sistemi için yol açıcı bir görevdir. Bu çerçevede pek çok ülkeye çeşitli eğitim gezileri düzenledik. Yönetim kurulu üyelerimizle birlikte Yunanistan’da Avrupa Dershaneleri Birliği’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği ilk toplantısına katıldık. 2010 yılında da birliğin tüzük değişikliğinin yapıldığı Portekiz’deki toplantıda yerimizi aldık. Ocak 2008 yılında Londra Eğitim Fuarı’na katıldık. Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen eğitim fuarını ziyaret ederek burada yeni teknolojiler hakkında bilgi aldık. 2010 yılının Ekim ayında ABD’de eğitimin gelişmişliğini yerinde görmek amacıyla MEB üst düzey yetkilileriyle ABD’ye bir eğitim gezisi düzenledik. Bu gezi hem MEB yetkilileri hem de derneğimiz adına çok verimli geçti. Elbette eğitime katkılarımız bunlarla sınırlı değil. Eğitimdeki eksikleri düzeltmek amacıyla her daim çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Eğitimin çok büyük payı var

Türkiye’nin kalkınmasında eğitimin çok büyük payı var. Fakat halkın sağlam bir eğitim alma konusundaki duyarlılığı düşük. Türkiye’de ilk önce sağlığa ağırlık veren kitle sağlıkları kadar önemli olan eğitim alanını geri planda tutuyor. Bu konuda halkı bilinçlendirmeli ve duyarlılık sağlamalıyız. Bundan önceki yıllardan farklı olarak halka eğitimi daha çok anlatmayı planlıyoruz. Halkı eğitim çalışmalarında duyarlılaştırmaya çalışacağız. Daha çok bölge gezip daha fazla bilgi sunacağız. Özellikle Türkiye’deki yabancı dil eğitimi çok zayıf. Bilim adamları yabancı dil eğitimini çocuklara 3-4 yaşından itibaren uygulanması gerektiğini bildirdi. Bunun gibi çalışmaları yapmamız gerekli. Okullarda gösterilen yabancı dil eğitimine ağırlık vermek için TÖDER olarak MEB ile işbirliği içerisinde bulunmak isteriz.

‘Her yabancı öğrenci 30 bin dolar bırakıyor’

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan tarafından açıklanan programa göre Türkiye’de eğitim sektörü ilk defa destek kapsamına alındı. 2011’de 20 üniversitenin bu tebliğden faydalanması, bu desteklerle gerçekleştirilen faaliyetler sonucunda her bir üniversitenin ortalama 100 yabancı öğrenci kazanması öngörülüyor. Bakan Çağlayan hedefin yabancı öğrencilerden 1 milyar doları aşkın döviz geliri elde etmek olduğunu söyledi.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, ülkemize yabancı öğrenci alımı amacıyla başlatılan devlet destekli çalışmaya ilişkin görüşlerini açıkladı. Yücel “Eğitim sektörünün destek kapsamına alınması son derece yerinde bir adım olacaktır. Dünyanın her yerini elimizde çantamızla geziyor ve yabancı öğrencilere Türkiye’yi ve Türk üniversitelerini anlatıyoruz. Eğitimin destek kapsamına alınmasıyla Türk üniversitelerinin bu konuda motivasyonu artacak ve bu tüm üniversiteleri yabancı öğrenci alımına teşvik edecektir” dedi.

İstanbul’da 10 şube açtık 500 kişilik istihdam yarattık

Ne zaman bir işadamı Anadolu’nun herhangi bir yerinde 10-15 kişilik istihdam sağlayan bir yer açsa bütün gazeteler onu yazıyor, hatta bakanlar açılışına gidiyor. Oysa ülkemizde bütün sıkıntılara rağmen hem eğitime destek sağlayan hem istihdam yaratan özel öğretim kurumları, bir okul veya bir dershane şubesi açtığında 100-150 kişilik istihdamlar yaratıyor ve öğrencisinin en az % 10’unu burslu okutuyor. Ama nedense ne gazeteler bunu yazıyor ne de bakanlar açılışını yapıyor. Özel öğretim kurumlarına bu açıdan bakmak istedik. Bu yıl 10’u İstanbul’da olmak üzere 25 şube açan ve 2 bin istihdam yaratan Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Alpaslan Alemdar ile konuştuk. 35 yıllık öğretmen Alemdar, “Benim kurumumda bir çocuk mutsuzsa ben o gece uyuyamam” diyor.

Kurumunuzdan kısaca bahsedebilir misiniz?

Kurumumuz 1968 yılında İstanbul’da kurulmuş. Bugün Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları adıyla faaliyet gösteriyor. Bünyesinde 190 şubeli Uğur Dershaneleri, 20 kampüsünde 34 okulu ile Bahçeşehir Kolejleri, Bahçeşehir Üniversitesi, Uğur Yayınları, Uğur Kariyer Merkezi, ABD’de faaliyet gösteren Uğur Education, Azerbaycan’da Uğur Eğitim Kurumu var. Ama tüm kurumlarımızın çıkış noktası Türkiye’nin dört bir yanında 190 şubesi, 150 bine yakın öğrencisi, 7 bin çalışanıyla Uğur Dershaneleri’dir.

Gelecek stratejileriniz neler? Ülkemizde dershanecilik eleştiriliyor. Siz bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anlamakta çok güçlük çektiğim bir konuyu gündeme getiriyorsunuz. Dershaneler çok eleştiriliyor, doğru. Ama neden? Dershaneler ne yapıyor? Eğitim düzeninizde bir takım bozukluklar varsa bunun nedeni dershaneler mi? Yani diyelim ki dershaneleri kapattınız, eğitim öğretim sistemini düzeltmiş mi olacaksınız? Beni asıl üzen, bu eleştirilerin büyük bölümünün, bu işi bildiğini söyleyen ya da icraatın içinde bulunan kişilerden kaynaklanması. Bu konuda o kadar şey söyleyebilirim ki sayfalarınız yetmez. Eğitim-öğretimi dershaneler mi bozuyor? Buna kısa bir soruyla yanıt vereyim. Eğitim-öğretim politikasını dershaneler mi belirleyip yönetiyor? Eğitim de fırsat eşitliğini dershaneler mi ortadan kaldırıyor? Bu söze kargalar bile güler dersem kargaların zekâsına hakaret etmiş olurum diye düşünürüm. Dershaneler fırsat eşitliği sağlamada gücü oranında önemli işler yapıyorlar. Okuttukları burslu öğrenci sayısı, bunun en önemli kanıtlarından biridir. Ayrıca dershaneleri kapattınız, özel dersleri ne yapacaksınız? Çok uzattım galiba kısaca şunu söylemeliyim, bir şeyi yaparken ve eleştirirken on kere düşünüp bir kere uygulamalıyız. Biz sınavın ileride de var olacağını ve dürüst sınavların var olması gerektiğini düşünüyoruz. Sınavların biçimi değişebilir, sınav uygulaması içerisinde daha çok teknoloji girebilir. Ama sınavlar her zaman olacaktır. Biz bu nedenle teknolojiyi eğitimin içine daha çok alarak klasik öğretim yöntemlerini geliştirme yönünde uygulamalar yapmaya çalışıyoruz. Bize ulaşmak isteyen herkesin bize ulaşmasını sağlamak birinci hedefimizdir.

Kurum olarak büyüme stratejiniz nedir? Bu yıl bildiğim kadarıyla sadece İstanbul’da 10 yeni şube açtınız. İstanbul’da bu kadar çok şube açmanızın özel bir nedeni var mı?

Biraz önce de söyledim, bize ulaşmak isteyen herkesin bize ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Son yıllarda İstanbul’dan çok Anadolu’da şube açıyorduk. Ancak İstanbul’daki trafik sorunu nedeniyle birçok yerleşim yerinde oturan öğrencinin şubelerimize ulaşmasında güçlükler yaşanıyordu. Bu konuda bazı bölgedeki velilerin gerek elektronik posta yoluyla gerek doğrudan şube ve genel müdürlüğümüze başvurarak bölgelerinde şube açılması istekleri bizi böyle bir atılımı yapmaya zorladı. Şimdi biz İstanbul’da 10 şube açarak hem öğrencilerin daha az yorulmasını sağlıyoruz. Hem de kaliteli eğitimi öğrencilere yakınlaştırıyoruz. Ayrıca en az 500 kişilik istihdam yaratmış oluyoruz.

Her veli çocuğunun iyi eğitim almasını ve iyi üniversiteleri kazanmasını ister. Genel olarak velilerin seçimlerinde doğru davrandığını düşünüyor musunuz?

Bu sorunun yanıtı çok açık, İyi eğitim veren ve öğrencilerin sorunlarını en iyi şekilde çözen dershaneleri seçmek isterler. Ama bunu nasıl yapacaklar? Garip şekilde dershanelerin reklamlarını yapması önünde inanılmaz engeller konulmuş. O zaman da şehir efsaneleri dolaşmaya başlıyor. Bu durumdan büyük üzüntü duyuyorum. Bakın, benim kurumum için dolaşan şehir efsanesi: Uğur bir “Eşit Ağırlık” dershanesidir. Bu efsane nasıl oluşturulmuş bilmiyorum ama son beş yıldır MF alanındaki tüm birincilikleri biz çıkarıyoruz ama hâlâ bu efsane sürüyor. ÖSYM her yıl, okulların hangi dersten ne ölçüde başarılı olduğuna ilişkin bir kitapçık hazırlar ve bunu okullara gönderirdi (ki bazıları bunun açıklanmasını anlaşılmaz biçimde istemezdi). Ben bunun dershaneler için de yapılmasını öneriyorum. Bu yolla öğrenci ve velilerimize iyi bir seçim malzemesi vermiş olacağız.

ABD’de de dershane açtınız. Yurt dışında bundan başka yatırımlarınız var mı?

Amerika’daki dershanemiz çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca Kıbrıs’ta da dershanemiz var. Nisan ayı içerisinde Bakü’de Azarbeycan’daki ilk şubemizi açıyoruz. Azarbeycan’daki şube sayımızı gelecek yıllarda artırmayı da düşünüyoruz. Ayrıca Kazakistan ve Rusya’da da dershaneler açma konusunda çalışmalarımız var.

Turgut Önal, teröre eğitimle çözüm üretiyor

Turgut Önal: “Bir gün deniz yıldızlarının hikâyesini okudum ve dünyam değişti. Artık her gün kurtarabildiğim kadar deniz yıldızı kurtarmaya çalışıyorum.” Ülkemizin en büyük sorunu olan teröre herkes çözümler üretiyor. Ama o yirmi yıldır evini, çocuklarını, eşini bırakıp çocukların dağa değil, teröre değil okula gitmesi için çalışıyor. Turgut Önal, bir eğitimci. 1973 yılında Batman merkeze bağlı Akça köyünde doğmuş. 1996 yılında Çukurova Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra Batman’a dönmüş ve uzak kaldığı memleketindeki manzara onu çok korkutmuş. O gün karar verdiğini söylüyor Önal, o günden bugüne kadar tam 2 bin öğrenciyi okula kazandırmış. Batmanlı olup il dışında üniversitelere kendi imkânlarıyla gönderdiği öğrenci sayısı 100’ü bulmuş. Önal, “Ben bugüne kadar 2 bin çocuğu ve yüzlerce aileyi teröre değil ülkeme kazandırdım. Günde dört saat uyuyorum. Köy köy geziyorum” diyor. Önal’ın en önemli farkı, her köyde ve her mahallede okul sorunu yaşayan ailleri ona bildiren habercileri var. Böyle bir durumda o çocuk için gereken neyse hızla yapıyor Önal. Önal, 2003 yılından sonra okullara, dershanelere tek tek çocuk göndererek bu işi çözemeyeceğini düşününce ailesinin elinde avucunda ne varsa yatırıp ulusal bir dershane olan Uğur Dershanesi’nin Batman şubesini açıyor, “Bugüne kadar bin çocuğu burslu okuttum” diyor. Ayrıca dershanesinde başarılı olan çocukları İstanbul ve Ankara’daki üniversitelere gönderiyor. Kendisi söylemiyor ama her ay çocuk başına belirlediği bir bursu, onların hesabına yatırıyor. “Benim en büyük şansım Batman’da görev yapan valilerimiz ve görevliler. Onlar bana çok destek oluyor. Örneğin bir köyde okumaya istekli ama maddi durumu yetersiz çocuk olduğunda sorun yaşamadan ona ulaşabiliyoruz” diyen Önal ile Batman valisi Ahmet Turhan ile birlikte “Batman okuyamayan öğrenci kalmayacak” diye karar vermişler.

Haberin Devamı