Tiyatro ödüllerinin ardından kalanlar!
Ödül törenleri sonucu yılın en başarılı isimlerine baktığımızda Melisa Sözen ve Rıza Kocaoğlu öne çıkıyor.
Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Direklerarası Seyirci, Afife ve Sadri Alışık Ödülleri sonrası fotoğrafa şöyle bir baktığımızda aşağıdaki kanılara varıyoruz.
Bu sezonda Melisa Sözen (TEB Yılın Kadın Oyuncusu, Sadri Alışık Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu, Direklerarası Küçük Sahne Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu), Rıza Kocaoğlu (TEB Yılın Erkek Oyuncusu, Sadri Alışık En Başarılı Erkek Oyuncu) ve Tuğrul Tülek (TEN Yılın Erkek Oyuncusu, Afife Yılın En başarılı Erkek Oyuncusu, Sadri Alışık Seçici Kurul Özel Ödülü) ödüllere damgasını vurdu desek yalan olmaz. Onur Ödülü veya özel ödül alan sanatçıların en genci Şehika Tekand (Yapı Kredi Özel Ödülü) en kıdemlisi ise Genco Erkal (Sadri Alışık Seçici Kurul Üstün Performans Ödülü).
Birlikte başarmanın altını en çok çizen ekip Tiyatroadam.
Polemiklere ne kadar sürüklenmeye çalışılsa da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın 101'inci yılında topluma daha da yakınlaştığı bir gerçek.
Her geçen sene daha da umut veren sivil toplum örgütü: Oyuncular Sendikası.
Sezonun en çok tekrarlanan sloganı mı? Tabii ki “Sansüre Hayır!”
Gençlik Günleri’ne bekleniyorsunuz!
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı sanatla buluşma için bir vesile saymak kadar anlamlı bir kutlama olabilir mi? İşte bu kutlama, 9-21 Mayıs 2015 tarihlerinde İBB Şehir Tiyatroları evsahipliğinde 31'incisi gerçekleşecek olan Gençlik Günleri, beni her zaman geçmişe götürür: Şehir Tiyatrosu’nun Gencay Gürün’lü zirvedeki yıllarına... Oyunlardan atölye çalışmalarına, söyleşilerden performanslara değin onlarca etkinliğin yer aldığı program, gençliğin dinamizmini sanatla yaşamak için büyük bir fırsat. Kaçırmayın...
Kültür ve sanatın kalbi nerede atıyor?
Yeni moda oldu; tüm yerel yönetimler, kültür ve sanatın kalbi olduklarını iddia ediyorlar veya en azından bu sıfatı taşımaya talip oluyorlar. Ama arkasına baktığınızda bunun laftan ibaret olduğunu görüyoruz. Bir kere kültür sanatın başına nereden buluyorlarsa hiç deneyimi olmayan birini getiriveriyorlar. Ne bir strateji belirliyorlar ne de bir plan. Sürdürülebilir bir projeyi destekledikleri yok. Popüler kültürün peşinde günlerini ve bütçelerini harcıyorlar. Sanata en yakın oldukları yer, eğer bir kürsü konulmuşsa veya ellerine bir mikrofon tutuşturulmuşsa sahne oluyor. Kültürü aileden gelen veya kendini yetiştirmiş yöneticileri ve politikacıları mumla arıyoruz. Eğitim sistemi böyle gittikçe daha uzun zaman da arayacağa benziyoruz.
100 yıllık birliktelikler
Tiyatroya ve edebiyata ilgi duyanlardansanız bu yıl doğumlarının yüzüncü yılını kutladığımız üç değerli yazarımızla tanışmış olmalısınız. Melih Cevdet Anday, Haldun Taner ve Aziz Nesin... Ve kütüphanenizi zenginleştirmek istiyorsanız Melih Cevdet’in “Mikadonun Çöpleri” oyununu, Haldun Taner’in “Vatan Kurtaran Şaban” oyununu, Aziz Nesin’in de “Vatan Sağolsun” adlı öykü kitabını gidip alıverin. Böylece hem ruhunuzu zenginleştirin hem de ustaların yıllar öncesinden nasıl bugün de halen geçerliliğini koruyan hikayelere ve insan manzaralarına imza attığına tanık olun. Taner’in “Vatan Kurtaran Şaban” oyununu sezon boyunca aslına uygun olarak Ali Erdoğan’ın Kabare Dev Aynası yapımı olarak oynadığını da belirtelim.
