Gazete Vatan Logo

Teoman'ın filmi bizi niye gerdi?..

Bugün pazar... Sizi gönderecek bir adresim yok Kendimde bir yere gidecek değilim. Evle hasret giderme ve Telegol izleyip mesajlarımla spor servisindeki arkadaşlarımı çıldırtma günü bugün

Bugün pazar... Sizi gönderecek bir adresim yok Kendimde bir yere gidecek değilim. Evle hasret giderme ve Telegol izleyip mesajlarımla spor servisindeki arkadaşlarımı çıldırtma günü bugün:

"Harun, çabuk Telegol'ü aç, Özhan Baba bombalıyor."

Sanki ben demesem koskoca VATAN Spor Servisi haber atlayacak, densizlik işte.

(Ya da can sıkıntısından yakınlarına sarma mı demeli?..)

Zaman kalırsa, bugün bir sinema yapılır ama... Hangi film Drew tavsiyesi derseniz... Öyle "Hah bu benim filmim" diyebileceğim bir film öneremeyeceğim. Geçtiğimiz haftanın en konuşulan iki filmini de izledim. Biri umduğumu bulamadığım Closer, diğeri galasına gittiğim Teoman'ın Balans ve Manevra'sıydı. İtiraf etmeliyim ki ben böyle gala görmedim. Hoş görmek için de gitmedim. Sevmiyorum elde kadeh, etraf süzülen bu gala merasimlerini. Mümkün mertebe geciktim. Tam filmin gösterim saatinde Emek Sineması'ndaydım.

Kırmızı halılar serilmiş, basın ordusu dağılmaktaydı. "Burası doldu, sizi Sinepop'a alalım" dedi kapıdaki görevli. Hay hay, Sinepop'a buyurduk, orası da tıklım tıklım, millet neredeyse üst üste. Bu kadar kişi nasıl davetli aklım almadı, herhalde fan'larını da çağırdı Teoman dedim.

'Ötekiler' gibi ne beğenmek ne de beğenmemek üzere izledim. Tek duygum vardı; merak... Şarkılarını beğendiğim adam, nasıl bir film çekmişti?.. Kendi hayatımdan kesitler var diyordu, gerçekleri ne kadar yansıtıyordu?.. Malumunuz gecelerdeki tek rakibim o benim. Nereye gitsem karşımda. İkimizin de elinde içki kadehi, dans ederek merhabalaşırız biz:

"Ooo, Drew Hanım da buradaymış", "Ooo Teoman Bey, geciktiniz bu akşam."

'Geceye dost', kalabalık içindeki yalnızlardan o da... Bilirim. Çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu bir kitle tarafından sevilmez ama. Sevmeyenler yermek üzere izleyeceklerdir. Ben gibi 'taraflı'lar ise Teoman'dan bir parça gibi...

Açıkçası şarkılarındaki gibi sağlam diyaloglar duymayı bekledim. Keşke daha fazla olsaydı dediğim tek bir sahnede de kaldım nitekim... Kaptan babasıyla konuşan bir çocuk, diyor ki:

"Herkes seni seviyor olabilir, oğlun olmasam ben de sevebilirdim seni!.. Her söylediğini kendime yontmasaydım. Sen deniz benim özgürlüğüm, gitmeliyim dedin, ben bunu yüklerinden kurtul, oğlunu unut anladım."

Oyunculardan Seda Akman'a bittim. Hani hep sinemanın yeni yüzü denir ya, bu kız hem yüzü hem vücudu. Fiziği çok güzel. Eh Teoman'ın da beyazperdeye "cuk" oturan bir sureti var.

Özetle, dost acı söylermiş...

Diyaloglar daha güçlü, kurgu daha derli toplu, finali daha yaratıcı olabilirdi ama Teoman'dan da bir Almadovar filmi beklemiyoruz değil mi?..

Bu, ilk yönetmenlik denemesi, bir de "Canım istedi, param da vardı, çektim. Türk Sineması'na katkı derdinde değilim" demiş, bize ne söz düşer ki?..

Keşke hepimizin tuzu kuru olsa da, attırsak bir film arşive yani. Zaten son noktayı da koymuş kendisi: "Şarkılarımı seven filmimi de sever." İşte o kadar!..

Haberin Devamı