Dünyaca ünlü restoranlarda En İYİ dokuz Türk

Haberin Devamı

Dünyanın en önemli şarap dergilerinden Wine Spectator her yıl olduğu gibi bu yıl da 31 Ağustos sayısında dünyanın en iyi şarap listesi olan restoranlarını gösteren listesini yayınladı. Şimdiye kadar “Best Restaurants for Winelovers" (şarapseverler için en iyi restoranlar) başlığıyla verdikleri listeye bu sefer sadece “The List”, yani “Liste” diye başlık atmışlar. Daha 2010 yılında Endonezya, Kazakistan, Lübnan, Umman, hatta Vietnam’dan bile restoranların bulunduğu bu prestijli listede ülkemizden tek bir restoran bile bulunmuyordu. Aradan geçen üç yıl içinde bu değişti ve bu yıl Wine Spectator’un dünya çapında 3 bin 793 restoranı kapsayan listesinde Türkiye’den tam 9 restoran var. Bu restoranlarımız kapılarına Wine Spectator dergisinin “Award of Excellence” plaketini asabilecek. Wine Spectator’dan “Award of Excellence” ödülünü alabilmek için şarap listenizde en azından yüz şarap olması, şarap listenizi destekleyebilecek büyüklükte bir şarap mahzeninizin bulunması ve şarap listenizin hem çeşitli ülke ve bölgelerin şarapları arasında bir dengeye sahip olması, hem de mönünüzle uyumlu olması gerekiyor. Yani bunu almak öyle bol şarap alalım, şarap listemiz zengin dursun demekle olmuyor, bilinçli olmak, bir de şarabı sevmek, bilmek gerekiyor.

Nişantaşı'nın Fransız brasserie'si La Brise de var

Wine Spectator “şarapseverler için en iyi restoranlar” sıralamasını üç grupta yapıyor. Award of Excellence’den sonra gelen Best Award of Excellence için şarap listeniniz 400 şaraptan fazla şarabı içeriyor olması gerekiyor. Bunu bu yıl başarabilen restoran sayısı ise bütün dünyada sadece 849. Türkiye'nin bu ödüle sahip tek restoranı ise geçen yıldan beri İstanbul'daki Sunset. Dünya çapında sadece 72 restoranın alabildiği Grand Award’ı ise ülkemizdeki ithalat ve vergilendirme şartları ile uzun bir süre hiçbir restoranımızın alamayacağını kabullenmek gerekir. Wine Spectator Grand Award, yani “Büyük Ödül” için şarap listenizde bin 500 farklı şarap olması gerekiyor. Bir de bu listeyi destekleyecek devasa bir şarap mahzeni. Grand Award sahibi restoranların arasında mahzenlerinde yüz binlerce şişe şarap bulunduran birçok restoran var. Bunlardan bazılarının şarap listeleri adeta birkaç ciltlik ansiklopedi gibi, yemeğe gelen müşteriler 5 bin,
6 bin, hatta 10 binin üstünde farklı şarap arasından seçim yapabiliyorlar.
"The List"de geçen yıl yer alan Mikla, Şans, Ulus 29 ve Lavanda'ya bu yıl İstanbul'daki Mövenpick otelinin restoranı Azzur, Topaz ve Brasserie La Brise ile Göltürkbükü'ndeki Maça Kızı katıldılar. Azzur'un şarap listesi bir otel restoranı için hayli iddialı. Hem yemekleri, hem de eşsiz manzarasıyla yıllardır İstanbul’un en iyi restoranları arasında yer alan Topaz'ın şarap listesinden yüzden çok yerli,
160 kadar da yabancı şarap bulunuyor. Maça Kızı da yazlık konumuna uygun olarak roze şaraplar ve şampanyalarda çok iddialı, doğrusu bu konuda Cannes veya St Tropez'deki ‘beach club’ veya restoranları aratmıyor. Bu yıl Wine Spectator ödülü alan Nişantaşı'nın Fransız brasserie'si La Brise de 30 biralık bira listesinin yanı sıra Fransız şarapları ile yeni nesil Türk şaraplarından oluşan bir şarap listesine sahip.

Dünyaca ünlü restoranlarda En İYİ dokuz Türk

Michelin yıldızımız hâlâ daha yok

Yaz aylarından ülkemizdeki olaylar nedeniyle oldukça yorgun çıkan turizm sektörümüz için bunlar çok olumlu gelişmeler. Wine Spectator gibi dergileri yemeye, içmeye ve gezmeye para harcayan kimseler okuyor ve yurt dışı seyahatlerinde bu dergilerde okudukları yerlere gitmeyi tercih ediyorlar. Son yıllarda arkadaşlarıyla "long weekend" (uzun haftasonu) seyahatlerine çıkıp butik otellerde kalıp, iyi restoranlarda yiyip içip para harcayan turistler turizm dünyasının yıldızları oldular. Bu tip insanları ülkemize çekmenin yolu da tarihi zenginliklerimiz ve yerel yemeklerimiz kadar uluslararası standartlarda olan otel ve restoranlarımız.
Michelin yıldızlarına gelince, İstanbul’da bırakın 3 yıldızı,
1 yıldızı olan tek bir restoranımız bile yok. İstanbul’a Michelin yıldızları gelinceye kadar, bir arkadaşımın “Türkiye Avrupa Birliği’ne girinceye kadar galiba ortada Avrupa Birliği diye bir şey kalmayacak” demesi gibi, bu yıldızların pek önemi kalmayacağa benziyor. Dünyada yeme içme trendleri hızla değişiyor. İnsanlar artık on, on beş yemeği kapsayıp saatlerce süren tadım mönülerinden, moleküler mutfaklardan filan sıkılmaya başladılar. Yeni trend iyi bir başlangıç, “namuslu, dürüst” ve
tabii ki çok lezzetli bir ana yemek ve bir de tatlı olacağa benziyor. Gerçi bu ayrı bir yazı konusu, ona da bazı örnekleriyle başka bir yazıda göz atarız.

DİĞER YENİ YAZILAR