Aperitif saatleri için en uygun içki bira

Haberin Devamı

Bu hafta konumuz aperitifler; akşamüstü, yorgun bir günün üstüne güneş batarken veya akşam yemeğinden hemen önce iştahımızı açması için yudumladığımız içkiler. Benim aperitif denince aklıma hemen İtalyanların efsanevi kokteyli Negroni gelir. Zaten İstanbul''da yağan yağmuru seyderek bu yazıyı yazarken Göcek''te Negroni içerken çekilmiş resimlerini yollayan arkadaşlarım sayesinde aklıma gelmesi de kolay oldu, ama Negroni''yi (eşit miktarlarda Campari, Martini Rosso ve cin bol buzlu bardakta, bir de portakal dilimi süs olarak) çok yazdım, bu hafta konumuz başka bir muhteşem aperitif olan bira.
Aperitif kelimesi Latince "aperire" fiilinden gelir ve "açmak" demektir. Kelimenin Latince ya da mirasçısı İtalyanca''dan gelmesine şaşmamalı gerekir, çünkü aperitif keyfini çıkarmasını en iyi bilenler de İtalyanlardır. Gerçi İspanyollar da gece saat 10''da yemek yemeden birkaç saat önce, akşamüstünden günbatımına uzanan saatlerde şeri veya biralarını içip tapas yerler, ama onlarınki İtalyanlarınki kadar tutuklu bir aperitif keyfi değil, daha karın doyurmaya yönelik bir faaliyettir. Herhangi bir vasat İtalyan Kenti''nin merkezindeki meydanlara sıralanmış kafe ve barlar akşamüstleri aperitiflerini almakla meşgul şık hanımlar ve beylerle dolarlar. İtalyanlar hâlâ şık giyinmekte ısrar eden az sayıdaki milletten biri oldukları için bu saatlerde meydanlarda, daha doğrusu piazza''larda göze çok hoş gelen manzaralar ortaya çıkar. Kadehlerdeki içkiler, Campari portakal, roze şaraplar, hatta cin tonik ve Martini Bianco''lar rengarenktir, dikkatli bakarsanız batmakta olan güneşin ışığını pek güzel yansıtırlar. Aperitif zamanı, acelenin olmadığı, zamanın durduğu keyifli anlardır.

İtalyan şefler "aperitivo" mönüsüne el attı

Yazdan çıkıp sonbahara girmeye hazırlandığımız bu günlerde İtalya''daki meydanlar ve aperitif nereden aklına geldi derseniz, İstanbul''da yaşayan dört İtalyan, ülkelerinin ünlü birası Peroni Nastro Azzuro''nun ithal edilmesini bahane edip özledikleri aperitif geleneklerini buraya nasıl taşırız diye bir araya gelmişler. Bir bira, bir bira daha derken fikirler gelişmiş ve dört kafadar biz en iyisi Peroni''nin yanında atıştırılacak bir şeyler de yaratalım demişler. Peroni bira ve dört İtalyanın aperitif özleminin yazımızın konusu olmalarının nedeni dördünün de ünlü birer şef olmaları. Aslında üçünün demem gerekirdi, çünkü dördüncü Massimiliano Zanardi, Ritz Carlton otelinin genel müdürü, ama aynı zamanda başarılı bir şef. Diğerleri Giovanni Terracciano, Mövenpick otelinin, Giuseppe Pressani, Papermoon''un, Vittorio Sindoni de kendi restoranı Da Vittorio''nun şefleri.
Dört kafadar mutfağa girmişler, ellerinde Peroni şişeleri, bütün İtalyanların yaptıgı gibi bağıra çağıra, neşe içinde bira ile gidecek tadımlık yemekler yaratmışlar. Massimiliano Zanardi aperitif geleneğini sürdürmeye karar verdiği Ritz otelinin teras barında ''Aperitivo'' diye bir etkinlikle bu lezzetleri tattırdı. Ritz otelinin yanısıra Lucca başta olmak üzere birçok restoran da Peroni öncülüğünde ''Aperitivo'' saatleri yapacaklarmış. Vittorio "bizde aperitif saati arkadaşların iş çıkışı bir araya gelip sohbet ettikleri, günün yorgunluğunu attıkları veya bir Cumartesi öğleden sonra bir araya gelme bahanesi yaptıkları zamanlardır" diye özetledi bu harika adeti. Sonra buz gibi Peroni biralar eşliğinde şefler hazırladıkları atıştırmalık yemekleri sunmaya başladılar. Massimiliano somon tartar, palamutlu mini hamburgerler, Giovanni frittata maccheroni (makarnalı omlet) ve ton balığı soslu dana bocconcini, Vittorio sebzeli risotto topları ve kabak kızartmaları, Giuseppe Pressani de safranlı risotto topları ile mini pizzacıklar yapmıştı. Hepsi küçük tapas boyutlarında bira ile nefis giden, dünyada hızla şarap-yemek uyumunun yanında hakettiği yeri almaya başlayan bira-yemek uyumu için güzel örneklerdi.


Tadımlık yemeklerin yanında Peroni

İtalya''nın en tanınmış biralarından birisi olan Peroni 1846 yılında kurulmuş. Dünyanın neredeyse her yerinde sevilen İtalyan lokantaları sayesinde birçok ülkeye ihraç ediliyor. Bizde de yıllar sonra nihayet biraseverleri memnun eden kıpırdamalar olmaya başladı. Türk Tuborg''un geçen yıl Leffe, Hoegaarden ve Guinness gibi markaları ithal etmeye başlamasından sonra Efes''in de Peroni Nastro Azzuro''yu getirmesi bira dünyamızı zenginleştiren bir adım. Biranın tadımlık yemekler eşliğinde bir aperitif olarak sunulması ve bunu önemli otellerimizin ile Papermoon gibi restoranlarımızın şeflerinin yapması biraseverleri biranın sofralarımızda daha çok yer alacağına dair ümitlendiriyor. Yakın bir gelecekte restoranlarımızın şarap listelerinin yanında bira listeleri de sunduklarını göreceğiz gibi...

DİĞER YENİ YAZILAR