Trakya’nın lezzet başkenti: Edirne

Köftesi, yaprak ciğeri ve Hayrabolu tatlısıyla Edirne, yalnızca görkemli camileriyle değil dudak çatlatan lezzetleriyle de keşfedilmeyi hak ediyor...

1361’den 1453’e kadar Osmanlı’ya başkentlik etmiş bir şehir Edirne. Ancak başkentliği İstanbul’a kaptırdıktan sonra bile önemini kaybetmemiş. Padişahlar kendilerine Edirne’de camiler, saraylar yaptırmışlar ve zaman zaman burada kalmaya devam etmişler. Edirne’nin ortasındaki bir tepede kurulu olan Selimiye Camii sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli mimari eserlerinden birisi. Mimar Sinan “ustalık eserim” dediği Selimiye Camii mutlaka görülmesi gereken bir şaheser, ama Edirne’deki tek muhteşem diye adlandırılacak cami değil. Özellikle olağanüstü güzellikteki renkleri ile Eski Camii ve İstanbul’un fethinden hemen önce yapılmış olan ÜçŞerefeli Camii dikkate değer. Üç Şerefeli Camii farklı bir mimarisi, etrafınızı seyretmeye doyamayacağınız avlusu ve tabii ki farklı zamanlarda yapılmış olan minareleri ile çok güzel bir cami.

Köfte ve ciğer için bile gidilir

Haberin Devamı

Asıl konumuz olan yemeye içmeye gelince, Edirne bu konuda da ziyaretçilerini fazlasıyla tatmin ediyor; ilk akla gelen yemekleri de tabii ki ünlü köfte ve ciğeri. Köfteci Osman, Selimiye’nin tam karşısındaki dükkanıyla Edirnede köfte yemek için çok iyi bir yer. Edirne köfteleri 2-3 yaşındaki danalarının döş ve kol etlerinden yuvarlak ve kalınca yapılıyorlar. Köfteci Osman’ın köfteleri ağzınıza suyunu bırakacak kıvamda pişirilmiş çok lezzetli köfteler, ama zaten Trakya’da kötü köfte yemek neredeyse mümkün değil. Edirne’de köfte kadar önemli bir yemek de ünlü tava ciğer veya başka bir adıyla yaprak ciğer. Çok ince yaprak şeklinde kesilen dana ciğerleri kızgın yağa çok kısa bir süre bırakıldıktan sonra servis ediliyorlar. Edirne’de her biri birbirinden iddialı ciğer ustaları var. Kazım Usta, Aydın Usta, Niyazi Usta, her biri adeta taraftarları olan ustalar. Niyazi Usta’da nefis bir ciğerden sonra yediğimiz köftenin de en iyi köftecilerin köfteleriyle rekabet edecek lezzette olduğunu söylemeliyim. Kendinden sonra gelen nesil galiba Niyazi Usta’nın dükkanına ciğer kadar köfte için de gidilmesine neden olacak!

Haberin Devamı

Hayrabolu, Kemalpaşa tatlısına rakip oldu...

Köfte veya ciğer yedikten sonra insanın canı tabii ki bir tatlı çekiyor. Burada yenilmesi gereken tatlı ise Trakya’nın Kemalpaşa peynir tatlısına cevabı olan Hayrabolu tatlısı. Hayrabolu, Tekirdağ’ın bir ilçesi ve söylentiye göre ilk olarak kasabaya taşınan bir ustanın yapmaya başladığı bu tatlı gelip tadanların arkadaşlarına “Hayrabolu bir tatlı yedim ki…” diye anlatmaya başlamalarıyla bu adı almış. Hayrabolu tatlısı, Kemalpaşa’dan biraz daha dolgun. Biga’da Köfteci Akif’te yediğimi düşünürsem biraz daha lezzetli de diyeceğim, ama hakkı verilerek yapılmış Kemalpaşa tatlılarına da haksızlık olmasın diye demiyorum. Bu muhteşem tatlıyı Edirne’de şerbetiyle damağımızı sıvayarak Tatlı Konağı’nda yedik. Etrafımız sarmış olan peynir helvalarına ve diğer tatlılara rağbet edemedik, Hayrabolu tatlısının ise son zamanlarda adet olmaya başladığı gibi üzerine tahin dökülerek değil, üzerine cömert bir boyda kaymak konularak yenilmesi gerektiğine karar verdik. Bu arada bu hafta konuyu biz diye çoğul olarak anlattığıma bakmayın, ben ve damağımdan bahsediyorum.

Haberin Devamı

Edirne, İstanbul’a sadece iki buçuk saat mesafede. Dönmeden önce her ne kadar trenler artık oradan kalkmıyorlarsa da Meriç nehrinin öteki tarafındaki eski Karaağaç tren istasyon binasını mutlaka görün. Dönüş yolunda da Trakya’nın Kırklareli, Tekirdağ, Uzunköprü ve Keşan gibi il ve ilçelerine uğrayıp oraların köftelerinin de tadına bakın.

DİĞER YENİ YAZILAR