Gazete Vatan Logo

Temettü dağıtabiliriz

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Hakan Atilla davasıyla ilgili olarak bankanın uluslararası hukuka aykırı bir iş yapmadığını söyledi. Arslan, bir miktar temettü dağıtma kararı alabileceklerini açıkladı.

Temettü dağıtabiliriz

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, ABD’deki Hakan Atilla davasına ilişkin olarak şeffaf bilgi paylaşımının devam ettiğini söyledi. Arslan, sürecin sonunda adaletin ve gerçeğin vuku bulacağına inandıklarını belirtti ve Halkbank’ın uluslararası hukuka aykırı bir iş yapmadığını söyledi. Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlayan Osman Arslan, Halkbank’ın hisse geri alım planının olmadığını söyledi. Halkbank Genel Müdürü, bir miktar temettü ödeme kararı alabileceklerine dikkat çekti.

Gelecekte risk yok

Arslan, ekonomideki sıcak gelişmeleri de değerlendirdi. Osman Arslan, döviz kurundaki dalgalanmanın ABD’de faizlerin yükseliş trendine girmesi, 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 3’lere çıkması, tüm gelişmekte olan ülkelerde yerel para birimlerinin dolara karşı değer kaybetmesi, petrol fiyatlarının artması gibi yurt dışı etkenlerden kaynaklandığının altını çizdi. Arslan, ülkenin geleceğinde risk unsuru olmadığını belirterek, “Yabancıların yatırımları yalnızca tahvil ve bono değil. Şirketlerimizin hisse senetlerine de yatırım yaparlar. Eğer ülkenin geleceğinde bir belirsizlik varsa, bir risk unsuru yükseliyorsa hisse senedi yatırımcılarının da hisselerini satıp çıkıyor olması lazım. Şu anda Halkbank’ın hisselerinin yüzde 75’i yabancıların elinde” dedi.

Haberin Devamı

Türkiye’nin seçim sürecinde olması nedeniyle özel bir durumunun da olduğunu söyleyen Arslan, şöyle konuştu:

“Bazı analistler ve kredi derecelendirme kuruluşlarının, ülkenin temel makro ekonomik gerçekleriyle bağdaşmayan, üretimi ve milli gelirdeki kalite gelişimini esas almayan, bankacılık sistemini dikkate almayan sadece masa başında yazıların bir takım raporlarla piyasada panik havası yarattığını görüyoruz. Tüketim tarafında hayat devam ediyor, yatırımlar devam ediyor, siparişler alınıp veriyor, yani reel ekonomide çarklar dönüyor. Ekonomiyi finans ve reel olarak ayırdığımızda ikisi arasında bir dengenin olması lazım. Son dönemde yapılmaya çalışılan reel tarafın dikkate alınmadan dayak atmaya yönelik bir anlayış üretilmesi. Orta ve uzun dönem perspektifiyle baktığımızda kurdaki değişimin reel gerekçelere dayanmadığını, makro ekonomik verileri güçlü olan Türkiye’nin hikayesine dayanmadığını görmekteyiz.”

Haberin Devamı