Yargıtay bir başka kararında işçi lehine karar vermiştir: “Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işyerinde sigara içmenin yasak olduğu, bunun davacı tarafından da bilindiği, ancak bu yasağın titizlikle uygulanmadığı, buna ilişkin etkin bir denetim mekanizmasının kurulmadığı, davalı işyerinde sigara içilmesi için ayrılmış bir bölüm de bulunmadığı, davacı tanığı N.. S..'in beyanından anlaşıldığı kadarıyla başka çalışanların da kendi bölüm veya laboratuvarlarında sigara içtikleri, davacının sigara içmesi nedeniyle iş güvenliğinin tehlikeye düştüğü hususunda dosya içinde herhangi bir delil bulunmadığı, fesihten önce davacıya sigara içmesi nedeniyle uyarı yapıldığına dair herhangi bir tutanak veya belge bulunmadığı, uyarma, kınama gibi disiplin cezalarına başvurma imkanı varken bunun da yapılmadığı, öte yandan davacının amirleri tarafından verilen talimatlara uymaması şeklinde ifade edilen eylemlerinin nelerden ibaret olduğunun belli olmadığı gibi bu eylemlerin netlikle ortaya konulamadığı, bu nedenle salt "işyerinde/laboratuarda sigara içme" eyleminin fesih konusu edilmesinin "feshin son çare olması" ve "ölçülülük" ilkeleriyle bağdaşmadığı anlaşıldığından, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin yerinde olduğu sonucuna varıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.” .” (Yrg. 9. H.D., T: 20.10.2014, E: 2012/36875, K: 2014/30298)