Gazete Vatan Logo

Tavuk ve yumurtayı gönül rahatlığıyla yiyin

Günlerdir süren polemikte mikrofonu bu alandaki en uzman kuruluşa uzattık. Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürü Mızrak üstüne basa basa söylüyor: Türkiye'de içiniz en rahat yiyebileceğiniz şey tavuk ve yumurtadır. Hormon vermek üretici için ekonomik değildir

Erman Toroğlu "Ben antibiyotikli tavuk yemem" dedi. Bu lafa kızan tavuk üreticileri "Tavuklarımız hormonsuzdur" diye boy boy ilanlar verdi. Tarım Bakanı Sami Güçlü de "Erman Toroğlu bildiği dalda konuşsun. O spordan anlar. Ben yiyorum, siz de tavuk yiyin" açıklamasında bulununca vatandaşın hafızasında "Türk siyasetçisi Çernobilli çayı da içmişti" korkusu yeniden canlandı. Bunun üzerine derneklerden, üreticilerden, siyasilerden "Ben tavuk yerim", "Ben yemem" diye karşılıklı beyan savaşı başladı. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez derler, doğruymuş. Bu toz duman arasında olan Atabey, Atak, Atak-S tavuklarına oldu. Türkiye'de ciddi bir tavuk tartışması yaşanırken onlar Türkmenistan'a ihraç ediliyorlardı. Üstelik Türkiye'nin gıda bağımsızlığının garantisi olmuşlar da haberimiz yoktu. Sertab Erener, Süreyya Ayhan, Nurcan Taylan kadar ünlü olmasalar da bu "hanımefendilerin" de meğer her biri gurur kaynağımızmış ve "Türk" müş. Türkiye'nin tek canlı "tavuk laboratuvarı"nda Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürü Cengizhan Mızrak'tan dinlediklerimiz aynen şöyle:

* Niye giyiyoruz bunları?
(Fotoğrafta da görülen elbiseler veriliyor bize) Sizi değil, tavukları korumak için. Birine hastalık bulaşsa bütün emeklerimiz mahvolur.

Yumurta sayıları fazla
* Bizden mi hastalık bulaşacak tavuklara?
Bu yine iyi hali. Bir ay sonra, tavukların yanına girecek olan herkesten, isterse bakan olsun, önce gayta (dışkı) testi isteyeceğiz. Sonra çamaşırlarına kadar her şeyi çıkarıp, duş aldırtacağız. Özel giysilerle içeri girilebilecek. NASA gibi yapacağız burayı.

* Ne bunlar; Mars tavuğu mu?
Burası Türkiye'nin gıda garantisinin olduğu tek yer. Bir savaş çıkacak olsa, Türkiye'ye ambargo uygulansa dışa bağımlı olduğumuz için hiçbir gıda maddesi giremeyecek Türkiye'ye... Şu anda bize tavuk vermeyi kesseler altı ay sonra tek bir tavuk ve tek bir yumurta kalmaz. Ama burası sayesinde böyle bir bağımlılıktan kurtulacağız.

* Nasıl yani? Elimizdekiler üremiyorlar mı?
Elimizdekiler damızlık değil. Biz dışarıdan damızlık tavuk alıyoruz. Onların da ömrü 72 hafta. Damızlıklar öldükten sonra bir daha tavuk ya da yumurta üretemezsiniz.

* O zaman mücahitlerimiz de Atabey, Atak, Atak-S...
Tabii. Onlar Türkiye'nin iftiharı. Türk Patent Enstitüsü'nde marka tescili yapılmış tek gıda ürünümüz onlar. Anne-babaları Türkiye'de.

* Ataları?
Kanada'dan. Dünyanın en ünlü hocalarından Dr. Shaver tamamen ikili ilişkiler sayesinde Türkiye'ye 1995'te bu tavukların yumurtasını gönderdi. Parayla ölçülemeyecek kadar çok değerli saf bir ırktır bu. Biz o yumurtalardan ıslah çalışmalarıyla yeni bir ırk yetiştirmiş olduk.

* Orta Asya'dan gelmediler yani?
Gelmediler ama Türkler... Damızlıklarımızın Kanada'dan gelenlerle alakası yok. Onları tamamen değiştirip başka bir ırk elde ettik.

* Türklere benzeyen bir özellikleri var mı?
Hayat şartlarına çok dayanıklılar. En önemli özellikleri bu. Ayrıca çok iyi yumurta veriyorlar. 72'inci haftaya gelindiğinde bir tavuğun verdiği yumurta sayısı 300'ü buluyor.

Yemelerini bilemem
* Eskiden tavuklıı yemeğin tadı ziyafet sofralarına layık olurdu. Şimdi sanki martı yiyoruz...
Çünkü serbest besleniyorlardı. Ot yiyebildikleri, doğadan beslendikleri için renkleri, tatları da bambaşka oluyordu.

* Şu anda neyle besleniyorlar?
Fabrikasyon mısır ve soyayla.

* Genleriyle oynanmış o mısırlarla mı?..
Onu çok net bilmiyorum. Olabilir. Onu yem sanayicileriyle görüşmek lazım.

* Tavukların 45 günde birden iki kiloya çıkmalarında bu genetik yapısıyla oynanmış mısır yemelerinin etkisi olabilir mi?
Asla. Islah edildikleri için 45 günde kesilebilir duruma geliyorlar. Islah etmek demek genetik yapısıyla oynamak, hormon vermek demek değildir. Irkların içinde en verimli olanları seçip, yıllar içinde hep onları çiftleştirerek, hayvanın soyunu en üst düzeye çıkarmaktır. Güzel bir kadınla güzel bir erkek evlenirse çocuklarının da güzel olması kaçınılmazdır. Bu iş de aynı onun gibidir.

* Az zamanda çok tavuk kesmek isteyen çıkarsa hormon vermez mi?
Vermez. Çünkü çok pahalı. Birincisi hormon vermek için civcivin dişi ya da erkek olduğunu tespit etmeniz gerekiyor. Bu da hayvan başına 100 bin lira bir maliyet demektir. Türkiye'de yılda 500 milyon tavuk üretiliyor. Çaptığınızda büyük paralar çıkar. Ayrıca cinsiyet tespiti çok zordur. Hayvan o sırada zarar görür, verimi düşer. Hormonun kendisi ise zaten ayrı bir masraftır. İki buçuk milyon liraya satılan bir ürün için kimse bu kadar masrafa girmez.

* Antibiyotik veriliyor mu?
Tedavi amaçlı zaman zaman verilir. Ancak kesimden bir hafta önce verilmesine gerek yoktur. Ekonomik değildir. Etkisi bir hafta sürüyor, bir hafta sonra keseceğiniz tavuğa niye antibiyotik veresiniz ki?

* Yem meselesi aklımıza takıldı ama hiç değilse üretim aşamasında işlerin yolunda gittiğinden emin olalım mı yani?
Elbette, içiniz en rahat yiyeceğiniz şey tavuk ve yumurtadır.

* Bu kadar insanın sağlığıyla ilgili konuşuyoruz? Hiç şüphe bile olmasın mı?
Türkiye'de AB'ye girmeye hazır olan tek sektör tavukçuluktur. Her şeyimizle Avrupa standartlarına uygunuz. Hatta Türkiye'de Avrupa'da bile olmayan tavuk işletmeleri var. Mesela şu anda Avrupa'da kafes sistemi kalkacak. Aynı anda biz de sistem değişikliğine hazırlanıyoruz. O kadar başa baş gidiyoruz. Ama biri çıkıp bir laf ediyor, milletin aklını karıştırıyor. Bu ülkede sağlıklı beslenenleri bırakın, tavuk ve hamsi fakirin tek et yemeğidir. Bir lafla o insanların sofrasını karartıyorsunuz.

Türk tipi tavuk: Atabey, Atak
* Kurumunuzun ıslah çalışmasıyla ortaya çıkan Türk tipi tavuklar Atabey, Atak ve Atak-S hangi açıdan önem taşıyor?
Türkiye'nin şansı bunlar. Dışarıdan her yıl milyonlarca dolarlık damızlık ithal ediyoruz. Türkiye Atabey, Atak ve Atak-S sayesinde hem ithalatı kesecek hem de Ortadoğu ve Türk cumhuriyetlerine tavuk ihraç etmeye başlayacak. Şimdiden Türkmenistan'a damızlık civciv ihraç ettik.

* Peki biz yiyebilecek miyiz bunlardan?
Bunlar et tavuğu değil, yumurtacı damızlık. Türkiye'de et damızlığı üzerine henüz faaliyet gösteren bir araştırma yok.

Hangisi bayat hangisi taze?
* Çift sarılı yumurtayı nasıl seçeriz?
Daha büyük olur ve ortasında bir bombe vardır.

* Beyaz ile kahverengi yumurta arasında bir fark var mıdır?
Hiç yoktur ama Egeliler beyaz ister, Doğulular da kahverengi.

* Yumurtaya can veren Allah'ın mucizesi ne?
Yumurtanın kabuğu inanılmaz bir şeydir. Dünyada bu kadar ince ama bu kadar sağlam bir madde olamaz, İçeri mikrop sokmaz fakat hava sokar.

* Siz bayat olup olmadığını nasıl anlıyorsunuz?
Suda batıyorsa, çok çabuk soyuluyorsa, içindeki hava boşlukları büyükse, sarı artık pembeleşmeye başlamışsa bayattır.

* Tavuğun bayatı?..
Kırmızı lekeler varsa, rengi matsa, ağır koku geliyorsa bayattır. İyi tavuğun rengi biraz sarıdır.

* Türkiye'de tavuk-yumurta çok tüketiliyor mu?
Yumurtanın yıllık ortalaması Türkiye'de 130, AB ülkelerinde 250. Tavuğun Türkiye'de 12 kg, AB ülkelerinde 20 kg.'nin üzerinde. Türkiye'de insanlar kolestrol lafına inanıyorlar. Oysa yumurta ana sütünden sonra dünyanın en kaliteli ve en ucuz protein deposudur.

Haberin Devamı